Ekonomi
Orhan Ökmen/SESMİR: Dövize endeksli tahvil çıkartarak, teşvik ve destek paketleriyle enflasyonla mücadele edilemez
Faiz politikası belirlenirken, iç borç kurgusunda yapılmış olan yanlışlığın model dışı bırakılması, çok daha vahim bir yanlışlık olmuştur. Kamu iç…
- Faiz politikası belirlenirken, iç borç kurgusunda yapılmış olan yanlışlığın model dışı bırakılması, çok daha vahim bir yanlışlık olmuştur. Kamu iç borçlanma yapısının döviz ve enflasyona endekslenerek kurgulanmış olduğu realitesi dikkate alınmayıp politika faiz oranlarının inatla indirilmesi, döviz kurlarının ve genel fiyat düzeyinin artmasına ve iç borç faiz yükünün anaparayı aşmasına bizzat politika yapıcıları sebep olmuştur.
- Dövize endeksli tahvil çıkartarak enflasyonla mücadele edilemeyeceği gibi, teşvik ve destek paketleri açıklamayla da enflasyonla mücadele edilemez. Döviz kurlarının artışını dizginlemek için en etkili yol olan faiz artırımından kaçınarak KKM uygulamasıyla oyalanan politika yapıcıları, şimdi de enflasyona endeksli tahvil çıkartmayı planlamayla oyalanmaktadır. Döviz, faiz, enflasyon, bütçe, ödemeler dengesi, mali ve para politikasında devam eden bozulmalara rağmen politika yapıcıların kısa-orta-uzun vade perspektifli planlamaları bulunmamaktadır. Makro ihtiyatı tedbir olarak getirilen KKM ve enflasyona endeksli tahvil gibi uygulamaları orta ve uzun vadede ekonomiyi daha fazla tahrip edecek mekanizmalardır.
- Kamunun çıkaracağı enflasyona endeksli süper tahviller, bankalar açısından dışlanma (crowding out) etkisi yapacak ve finansal sistemi epeyce hırpalayacaktır. Negatif faiz problemi sonlandırılmadan KKM ve enflasyona endeksli borçlanma araçları gibi uygulamalar sadece birkaç aylık süreler için reel gelir kayıplarındaki hissiyatı öteleyecek ancak çözmeyip nihayetinde sorunu daha da büyütecektir. Özellikle kamunun çıkaracağı enflasyona endeksli tahviller bankalar açısından crowding out etkisi yapacak ve finansal sistemi hırpalayacaktır. Merkez bankasının bankacılık sistemini düşük faizden fonlamaya devam etmesi bu crowding out etkisini bertaraf edemeyecektir.
- Enflasyonun maliyeti tüm toplumla paylaşılmalı, sadece korunmasız geniş yığınların üzerinde bırakılmamalıdır. Ortaya çıkan yoksullaşma etkisi herkes tarafından eşit oranda paylaşılmalıdır. Bazı kesimlerin enflasyon yükünü sahip oldukları ayrıcalıklı konumları gereği diğerlerine aktarması önlenmelidir.
- Altı ay için öngörülen bütçe harcamalarının, KKM yükünün de etkisiyle sadece dört ayda tüketilmiş olması, gelecek için biçilen vizyonun içeriğini şimdiden boşaltmış ve yok etmiştir. 2021 yılının tamamı için geçerli olan harcamalar 2022 yılının ilk dört ayında harcanmıştır.
- Yılın geri kalanında bütçe açıklarının kar topu hızıyla büyüyeceği, Türk Lirasını daha fazla değersizleştireceği, enflasyonu daha fazla artıracağı ve hayat pahalılığını daha da katılaştıracağı kuvvetle muhtemeldir. Zamlar, OTV artışları ve Merkez Bankası’ndan aktarılan gelirlere rağmen hızlanan bütçe açıklarının yılın geri kalanında kar topu hızıyla büyüyeceği, TL’nin daha fazla değersizleşeceği ve enflasyonu daha fazla artıracağı herkes tarafından beklenen yüksek olasılıktır. Ayrıca dahilde elde edilen KDV gelirlerinde son aylarda yaşanan düşüş eğilimi de bütçe açıklarını gelecek dönemlerde daha da artmasına katkı sunacaktır.
- 700bp düzeylerinde seyreden CDS primlerinin olağan üstü seviyenin yarattığı fonlama zorluklarının negatif reel faizlerle beslenmeye devam edilmesi, ekonominin uzun süreli küçülme yaşayacağına işaret etmektedir. Fonlama zorluklarının aşılması Türk Lirasının faizlerinin yükseltilmesini gerektirmekle birlikte, Merkez Bankası’nın faiz artırma serbestisi maalesef bulunmamaktadır.
Orhan ÖKMEN
Başkan
TCMB Anketi: Yıl sonu TÜFE beklentisi Mayıs’ta yüzde 58
Güven endeksi hizmet ve perakende ticaret sektörlerinde yükselirken inşaat sektöründe düştü
Doç.Dr. Baki Demirel ile Türkiye Ekonomisi