Borsa
Minsk görüşmeleri umutları azalttı. Nato alarmda; petrol çıldırdı!
Dün Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, AB toplantısına video konferans ile bağlanarak açıklamalarda bulundu. Sonrasında ise katılım belgesini resmi olarak imzaladığını açıkladı.…
Dün Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, AB toplantısına video konferans ile bağlanarak açıklamalarda bulundu. Sonrasında ise katılım belgesini resmi olarak imzaladığını açıkladı. Rusya ile Ukrayna arasında Belarus’un başkenti Minsk’te yapılan ateşkes görüşmelerinden de henüz olumlu bir haber gelmemesi, Zelenskiy’in dünkü açılımı ve mütareke masasında tarafların taleplerinin olası bir mutabakatı zorlaştırması, savaşın şiddetinin de artmasına neden oldu. Müzakerelere yönelik umutlar iyice azalırken, görüşmelere bugün de devam edileceğini not edelim.
Gelişmeler karşısında dün petrol fiyatlarının adeta çıldıdığına tanıklık ettik. Kuzey denizi Brent cinsi ham petrolünün varil fiyatı son 1 günde 98 dolar seviyesinden bu sabah 111 dolara varan bir yükseliş kaydederek yaklaşık %13 yükseldi. Petrol fiyatlarının adeta şirazesinden çıkarak son 8 senenin en yüksek seviyesine yükselmesinin arkasında elbette devam eden savaş nedeniyle daha da tırmanan jeopolitik risk algısı ve tedarik zincirinin kırılması korkusunun yattığını düşünüyoruz. Keza, Rusya’nın ihracat kalemleri arasında enerji neredeyse toplam ihracatının yarısından fazlasını teşkil ediyor.
Petrolün adeta roketlediği dünkü günde, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) bakanlar düzeyindeki toplantısında depolarda tutulan 60 milyon varil petrolün piyasaya sürülmesini kararlaştırdı. Elbette, rakam büyük gibi görünse de, jeopolitik risklerin tavan yaptığı bir günde petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir etki bile doğuramadı.
Pandemi sonrasında, enflasyon sorunu ile boğuşan ve pek çok ülkede multi yılları zirvesine yükselen enflasyon karşısında, petrolün de adeta yangına körükle gitmesi, özellikle enerji ithal eden ülkelerin cari açık ve enflasyonlarını daha da olumsuz etkileyeceğini, hatta, yüksek fiyat düzeyleri beraberinde stagflasyon riskini de gündeme getireceğini düşünüyoruz.
FED’in enflasyon ve stagflasyon risk arasında sıkışmaya başlayacağını, bu nazik ortamda, her ay 25 baz puan faiz nasıl artıracağını düşünmek bile her geçen gün daha da güçleşiyor. Nitekim, dün Avrupa Merkez Bankası cephesinden konuşan Rehn, ECB’nin savaş durumunu göz ardı etmemesi gerektiğini söyleyerek teşviklerin devam etmesini gerektiğini savunması, ECB’den beklenen faiz artırım ihtimalinin de ötelenmesi neden oldu.
Dün havanın hızla olumsuz tarafa evrilmesi ile Avrupa borsaları günü ciddi anlamda kayıplarla tamamladı. Jeopolitik riskler yakın bir zamanda çözüme kavuşmayacağının anlaşılması hatta okuduğumuz haberlere göre, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, tarihte ilk kez müdahale kuvveti konuşlandırıldığını ve 30 farklı noktada 100’den fazla jet ve Baltık’tan Akdeniz’e kadar 120 geminin yüksek alarmda olduğunu söyleyerek “yanlış hesap yapılmasın” diyerek Rusya’yı açık bir şekilde uyardığını da görüyoruz.
Maalesef, olumsuz havaya hazırlıksız yakalanan Türkiye ekonomisi, yaşananlar karşısında savunma kalkanının her geçen gün daha da inceldiğini görüyoruz. Artan enerji fiyatlarının Türkiye’nin enerji faturasına indireceği darbeyi kaba bir hesapla her 10 dolar yükselişin cari işlemler dengesinde ilave 4 milyar dolar maliyet bindirdiğini biliyoruz. Petrolün son 2 ayda 45 dolar yükseldiğinin altını bir kez daha çizmiş olalım. Ayrıca, ana turizm koridorları olan Rusya ve Ukrayna’da yaşananlar, yeni ekonomi modelinin bel bağladığı turizm gelirlerine de büyük bir darbe indirmesinden endişe ediliyor.
Petrol göz önünde olsa da, jeopolitik risk algısının arttığı dönemlerde güvenli liman edası ile talep gören altın fiyatlarının da dün yeniden yönünü yukarıya çevirdiğini gördük. Altının ons fiyatının, savaşın patlak verdiği Perşembe günü 1,974 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından Cuma günü neredeyse 100 dolar düştüğünü, haber akışından bihaber olan bir kişinin sadece altın fiyatlarına bakarak savaşın bittiğine bile kanaat getirebileceğini bültenimize taşıyarak altının gelmiş olduğu seviyelere inanmadığımızı ve yönün yukarı olması gerektiğini savunmuştuk. Bu sabah havanın yeniden karamsar bir hâl alması ile altının ons fiyatı da 1,945 dolar seviyesine kadar yükseldi. Teknik manada, 1,965 – 1,974 dolar üzeri kapanışlarda, altının gözünü daha da yukarılara dikeceğini düşünüyoruz.
Bazı Rus bankalarına getirilen swift yasağı ardından, Bitcoin dün Rus Rublesi karşısında tüm zamanların en yüksek seviyesine yükselirken, yabancı indinde Rusya’nın risklerini gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi de 1,500 seviyesini aşarak görülmemiş seviyeleri test etti. Temel olarak da teknik olarak da Bitcoin’de yükselişin devam etmesini bekliyoruz. Yükseliş kapısının anahtarı 45bin dolar seviyesinin aşılması ile açılacaktır.
USDTRY kuru, dünyanın tepetaklak olduğu bir zaman diliminde, 13,60 seviyelerindeki ‘yatay seyrini’ son günlerde 13,80 seviyelerinde yatay bir seyre terk ederek adeta kademe atladı. Kurun sakin görüntüsünün arkasında ise kamunun süregelen desteğinin olduğu tüm piyasa aktörleri tarafından kabul ediliyor. Lakin, kuru dar bir bantta tutma isteğinin ne kadar daha ‘sürdürülebilir’ olacağını kestiremiyoruz. Teknik manada her ne kadar 13,90 seviyesinin üzerine dikkat edecek olsak da, genel hatları ile riskler yukarı yönlü görüyoruz.
Dünkü olumsuz hava nedeniyle ABD borsaları geceyi %1,7 civarında düşüşle tamamlarken, bu sabah Asya piyasalarında da hava olumsuz. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,8 aşağıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise minik çapta da olsa yükselişlerin yaşandığını not edelim.
Bugünün veri takviminde Türkiye’de finans kesimi dışında şirketlerin varlık ve yükümlülüklerini takip edeceğiz. Dışarıda ise her ayın ilk Cuması açıklanan resmi ABD istihdam raporu öncesinde bugün ADP özel sektör istihdamı takip edilebilir. Yarın ise gözler Türkiye’de resmi enflasyon verilerinde olacaktır (anketler TÜFE’nin aylık %4 yıllık ise %54 artış kaydedeceğini gösteriyor).
iktisatbank.com