Sosyal Medya

Döviz

KKTC’de enflasyon 27; TC’de 24 yılın zirvesinde. Zirve ise henüz görülmedi!

TÜİK, Mayıs ayı enflasyon verilerini Cuma sabahı açıkladı. Buna göre aylık TÜFE beklentilerin oldukça altında %2,98 artarken yıllık enflasyonu %73,50…

KKTC’de enflasyon 27; TC’de 24 yılın zirvesinde. Zirve ise henüz görülmedi!

TÜİK, Mayıs ayı enflasyon verilerini Cuma sabahı açıkladı. Buna göre aylık TÜFE beklentilerin oldukça altında %2,98 artarken yıllık enflasyonu %73,50 seviyesine taşıdı (son 24 yılın zirvesi). Yurtiçi ÜFE ise aylık bazda %7,67 artış kaydederken, yıllık rakam %132,16 oldu. Para politikasının enflasyonla savaştığını söylemek mümkün değil! Bu bağlamda, yükselişin de devamı etmesi beklenirken, TÜİK’in ölçüm kalitesinin de sorgulandığını görüyoruz. Enflasyon verileri ardından, TÜİK, tüketici fiyat endeksi (2003=100) madde sepeti ve ortalama fiyatlarını da açıklamayı durdurdu!

Açıklanan ana harcama grupları arasında konut alt sektörünün aylık %2,25 yıllık ise %63,51 artış kaydettiğini görüyoruz. Bu verilerin sokaktaki tansiyonu tam olarak yansıtmadığını da tartışılıyor. Mesala BETAM’ın sahibinden.com verileri üzerinden yaptığı ölçümde kiralık konut fiyatlarındaki artışın İstanbul ve Ankara’da %100’ü aştığına işaret etmişti. Enflasyon rakamlarına yönelik artan kredibilite sorunu beraberinde başka sorunlara da sebebiyet verebilir. Mesela, gündemde olan enflasyona endeksli tahvil (EET), enflasyona yönelik verilerin soru işaretlerine sebebiyet verdiği bir ortamda, talebi baskılayabileceğini düşünüyoruz.

Öte yandan, Cuma günü KKTC İstatistik Kurumu da enflasyon verilerine açıkladı. KKTC’de Mayıs ayında TÜFE enflasyonu %6,63 artış kaydederken, yıllık enflasyon %98,12 ile 1995 yılına, yani 27 yıl geriye gitti. TÜİK ile KKTC İstatistik Kurumu verilerini karşılaştırdığımızda, Gıda ve Alkolsüz İçecekler, Eğlence ve Kültür, Lokanta ve Oteller ana harcama gruplarında, KKTC verilerinin TÜİK verilerinin 4 katı artış kaydettiğini görüyoruz. Belki, ENAG daha yeni yeni veri toplamaya başlayabilir ama, yıllardır veri biriktiren İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) enflasyonu %5,84 ; ENAG’ın %5,46 ölçtüğünü de not etmiş olalım. Artık enflasyon noktasında farklı bir safhaya geçmiş durumdayız; hiperenflasyon riski küçümsenmeyecek kadar yüksek görünüyor.

Bu arada, TÜİK’in bu yıl Ocak ayında Başkanının değiştiğini not edelim. Mart ayında iki Başkan Yardımcısı da değişirken, Bloomberg’in haberine göre TÜİK’in Tüketici Fiyatları Grup Başkanı, Cuma günü açıklanan veri öncesinden görevinden ayrıldı. Aynı habere göre bu birimin bağlı olduğu Fiyat İstikrarı Daire Başkanı da Mayıs ayında sağlık sorununu sebep göstererek görevinden ayrılmış. TÜİK’te yaşanan istifa, görevden alma ve atama haberlerinin mevcut olan kredibilite sorununu daha da artıracağını düşünüyoruz. TÜİK verilerinin sokaktaki gerçekleri tam yansıtmadığı için uzunca bir süredir eleştirildiğinin de altını çizerek enflasyon konusu şimdilik noktalayalım.

Her ayın ilk cuması açıklanan ABD istihdam verisinin beklentilere paralel sonuçlandığını söyleyebiliriz. Tarım dışı bordrolu çalışan sayısı 320 bin kişi olan tahminlerin üzerinde 390bin kişi artarken; işsizlik oranı %3,5 olan tahminin bir tık üzerinde %3,6 olarak sonuçlandı. FED açısından enflasyon göstergesi olan yıllık maaş artışı ise beklentiler paralelinde %5,2 artış kaydetti. Verinin piyasa yansıması ilk etapta nötr olsa da, akabinde kafası karışık olduğu her hâlinden belli olan piyasalar, haftanın son iş gününü satışların gölgesinde tamamladı. Kuvvetli istihdam verisi resesyon riskinin azaldığına işaret ederken, piyasaların da bundan destek bulacağını tahmin etmiştik. Lâkin, enflasyonda en kötünün geride kaldığı inanışı artsa da, hâlâ yüksek seyri piyasaları rahatsız ettiğini görüyoruz.

Perşembe günü %3 yükselerek yüzlerin gülmesine sebebiyet veren ABD’nin teknoloji borsası Nasdaq, Cuma gününü %2,5 düşüşle tamamladı. Yükselişin de düşüşün de bu denli sert olmasını rasyonel bir şekilde açıklamakta zorlanıyoruz. FED’in enflasyon ile büyüme arasında sıkışarak nasıl bir yol izleyeceğine yönelik endişeli bekleyiş, yatırımcıların da önlerini görmesini güçleştiriyor.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Şanghay ve komşu şehirlerdeki COVID kısıtlamalarının hafifletilmesine rağmen,  Çin’in hizmet faaliyetinin Mayıs ayında üst üste üçüncü ay da daraldığını görüyoruz. Öte yandan, Rusya, bir aydan fazla bir süre içinde ilk kez Kiev’i füzelerle vurdu. Putin batılı ulusların Ukrayna’ya daha uzun menzilli füzeler sağlaması halinde yeni hedefler vuracağı konusunda da uyardı. Savaş tüm hızı ve acımasızlığı ile devam ediyor.

İtalyan petrol şirketi Eni SpA ve İspanyol Repsol SA’nın, Rus ham petrolünü telafi etmek için önümüzdeki ay Venezuela petrolünü Avrupa’ya sevk etmeye başlayabileceklerini okuyoruz. Eni ve Repsol’ün alması beklenen petrol hacminin büyük olmadığını ve küresel petrol fiyatları üzerindeki herhangi bir etkinin mütevazı olacağına haberde yer verilmiş. Petrolün varil fiyatı haftayı 120 doların kıyısında kapatması ardından yeni haftayı da benzer seviyelerden karşılıyor.

Gümüş, geride bıraktığımız haftayı, uzun bir süredir ön plana taşıdığımız 21,85 – 22 dolar seviyesindeki teknik bölgenin etrafında salınarak net bir görünüm çizemeden tamamladı. Haftanın grafiklere kapanış değerini yansıtacak olan Cuma günü 22,50 dolar seviyesine kadar yaşanan yükseliş, ABD verisi ardından yerini sert bir düşüşe terk ederek haftayı 21,91 seviyesinden tamamladı. Bu sabah gümüşün yeniden 22,25 dolar seviyesine yükseldiğini görüyoruz. Benzer bir şekilde, 1,855 dolar civarında bulunan teknik seviyesi etrafında salınan altın da, henüz yön anlamında net bir sinyal vermiyor. Piyasaların kafasının karışık olması da, bunda ana etken olduğunu düşünüyoruz. Risk-off modu egemen olup dolar değer kazanınca, kıymetli madenlerin de hemen değer kaybettiğini not edelim. Yönünü net olmaması ve bizim de kafamızın net olmaması nedeniyle şimdilik kenarda beklemeyi tercih ediyoruz.

Tam olarak 8 haftadır kesintisiz bir şekilde düşen Bitcoin, geçen haftayı ilk kez sınırlı da olsa yükselişle tamamladı. Bitcoin’de 28,800 dolar seviyesinin altında zarar kes çalıştıracak şekilde uzun pozisyonların korunabileceğini düşünüyoruz. Teknik manada 34bin seviyesi hedeflenebilir.

USDTRY kuru Cuma günü 16,50 seviyesini test ederek yavaş adımlarla yukarıya doğru gitmeye devam ederken, teknik bir bakış açısıyla güç göstergelerinin bunu yani fiyattaki yükselişi teyit etmediğini ya da yeni bir zirve yapmadığını görüyoruz. USDTRY kurunda 14,67-14,95 alım ; 16,20 – 16,46 satım bandını değerlendirdikten sonra şimdilik kenarda beklemeyi tercih ediyoruz.

ABD borsaları, Cuma gününü sert bir düşüşle tamamlaması ardından bu sabah vadeli işlemlerde %0,5 oranında yükselişler görülürken, Asya borsalarının da günü yükselişle kucakladıklarını görüyoruz. Avrupa Merkez Bankası’nın Avrupa’da baş gösteren enflasyon problemine karşın sıkılaşmaya yöneleceği beklentisi ile EURJPY paritesi 140 seviyesini aşarak yedi yılın zirvesine ulaştı.

Bu hafta Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı ile ABD’de Cuma günü açıklanacak TÜFE enflasyonu ön plana çıkıyor. Haftanın büyük bir bölümünde kararsız bir seyir izleyeceğini düşündüğümüz küresel mali piyasalarda, haftanın sonuna doğru yeniden gergin bekleyişin artabileceğini düşünüyoruz. Bugüne dönersek, içeride TCMB’nin açıklayacağı Reel Efektif Döviz Kuru takip edilebilir.

Cuma gününden kalan son veri ile bültenimizi tamamlayalım. BDDK verilerine göre, bankacılık sektörünün kârı, yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı döneminde göre yaklaşık 5 kat artarak 20,7 milyar TL’den 98,2 milyar TL’ye yükseldi. Kredi risklerini (karşı taraf riski) bu rakamların içerisinde tam olarak göremesek de (!) yaşanan bu denli sert yükselişte, enflasyona endeksli tahviller ve yabancı para cinsinden tahvillerin büyük bir payı olduğunu söyleyebiliriz. TCMB faizinin enflasyonun fersah fersah uzağında olması, kredi ve mevduat faiz makasının açılması sektörün kârlılığını artırırken, tasarruf sahibinden kredi kullanana da benzerine az rastlanır bir servet transferi yaşandığının altını kalınca çizmek gerekiyor.

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler