ABD’den petrole sert müdahale: Stratejik rezervler kullanımda

Dolmabahçe’den Salı günü esen barış umutları, küresel piyasalarda yansıma bulurken, dün iyimserliğin yerini yeniden temkinliliğe terk ettiğini gördük. Tarafların ilerleme kaydettiğine yönelik haber akışı ile güvenli liman arayışının azalması sonrası değer kaybeden kıymetli madenler ve petrol, dün iyimser havanın törpülenmesi ile kayıplarını telafi ederken, bu sefer de değer kazanan hisse senetleri satış baskısına boyun eğdi.

Rusya kaynaklı açıklamalarda ilerleme kaydedildiğine yer verilese de, henüz anlaşma zeminin hazır olmadığı ve “alınacak çok yol var” ifadesinin ön plana çıkması, piyasalarda Salı günü açan güneşin yerine yeniden kapalı bir havaya terk etmesine neden oldu. Avrupa seansında eksiye dönen borsaları, varil fiyatı 110 dolarlara yükselen petrol takip ederken, bir önceki gün 1,890 dolar seviyesine kadar gerileyen altının ons fiyatı, dün yeniden teknik manada büyük önem verdiğimiz 1,930 dolar seviyesinin kıyısına kadar yükseldi.

Altın cephesinde 1,930 dolar seviyesinin altında haftalık bir kapanışının yükseliş isteğini sekteye uğratacağını düşünüyoruz. Altında ‘yükselişten’ söz edebilmek adına 1,960-1965 dolar seviyelerinde bulunan kritik direncin aşılması gerektiğini bir kez daha vurgulamış olalım.

Dün Avrupa seansının aksine, Borsa İstanbul günü %1 artıda tamamladı. Türkiye’nin Ukrayna krizinin başından beri izlediği tarafsız, dengeli ve en önemlisi uzlaştırıcı politika, uzun bir süredir dış politikada yalnızlaşmış ve çok da başarılı bir duruş sergilemeye hatta dünyadan biraz da dışlanan Türkiye’yi bir anda çok önemli bir konuma yükseltti. Dünya kamuoyunda Türkiye imajına bu yeni duruşun da olumlu katkıda bulunduğunu çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Yeni dünya düzeninde, özellikle de Rus gazına olan alternatif arayışta, Türkiye’nin olumlu anlamda farklı bir noktaya ilerleyeceğini düşünüyoruz. Yeter ki ABD ile aradaki pürüzler giderilsin!

Lâkin, ekonomik anlamda, TL’nin yatırımcısına sunduğu muazzam negatif reel getiri, dünyanın enflasyonla mücadelesini artırdığı bir zamanda, -TCMB’nin radikal para politikası duruşu nedeniyle TL’nin başını ağrıtmaya devam edebileceğini düşünüyoruz. Not etmek gerekiyor ki, Uluslararası Finans Enstitüsü, USDTRY kuru için ‘adil değeri’ 9,50 seviyesinden 16,50 seviyesine yükseltti. Her ne kadar savaşan taraflardan gelen yapıcı açıklamalar ile 14,85 seviyesindeki çakılı defanstan kurtularak 14,60 seviyesinin altını test eden USDTRY kuru, dün yeniden 14,70 seviyesine yaklaştı. Kurumsal tarafta da, artan enerji faturası nedeniyle döviz alımlarının devam ettiğini görüyoruz.

Dün Almanya’da açıklanan TÜFE enflasyonu %6,7 olan beklentinin neredeyse 1 tam puan üzerinden %7,6 olarak açıklanarak 1990’ların başından bu yana en yüksek düzeyde gerçekleşti. Avrupa Merkez Bankası’nın %0 olan faizini artık artırmaktan başka çaresi olmadığına yönelik artan inanışlar ile dün EURUSD paritesi 1,12 seviyesine yaklaşarak neredeyse son 1 ayın en yüksek seviyesini test etti.

ABD’de her ayın ilk Cuması açıklanan resmi istihdam verileri öncesinde dün açıklanan özel sektör istihdamının da piyasa beklentilerine göre daha olumlu sonuçlanması, FED’in bir sonraki faiz hamlesinin 25 baz puan yerine 50 baz puan olabileceği beklentisini körüklerken, yüksek Almanya enflasyon rakamlarına rağmen EURUSD paritesindeki yükseliş potansiyelini sınırladı. Ukrayna krizi öncesinde EUR ve GBP açısından tonumuzun ne kadar pozitif olduğunu hatırlamış olmalısınız. Her iki para biriminde de, savaşın ivme kaybetmesi ile yeniden pozisyon alacağız.

BloombergHT’nin düzenlediği ankete göre, savaşın gerek endüstriyel, gerek enerji, gerekse de tarımsal emtia fiyatları üzerinde yıkıcı etkisinin gölgesinde Mart ayında TÜFE artışının aylık %5,6 olması ve yıllık enflasyonu %61 seviyesine taşıması bekleniyor. TCMB faizinin %14, enflasyonun ise %60’ı devirecek olduğu bir ortamda -dünyanın da faiz artırdığı bir ekosistemde- TCMB üzerine var olan baskının da artmasını bekliyoruz. USDTRY kurunda 14,85 seviyesi geçilmeden hamle yapmamak gerektiğini de not etmiş olalım.

Beyaz Saray, akaryakıt fiyatlarını düşürmeye çalışırken, Başkan Biden yönetiminin Stratejik Petrol Rezervi’nden (SPR) birkaç ay içinde 180 milyon varile varan bir kullanım planı açıkladı. Elbette, petrolün yükselişinin ekonominin tüm katmanlarına yansıması, küresel anlamda da enflasyonu körüklemeye yardımcı oluyor. Bir düşünün arabanızın deposu artık kaça doluyor! ABD’nin artan yakıt fiyatlarını dizginlemek için rezervlerinden büyük bir çekim yapmayı değerlendirmesi ile dün 114 dolar civarında olan Brent cinsi petrolün varil fiyatı bu sabah 107 dolar seviyesinde kadar geriledi. Teknik manada 103 doların altında haftalık bir kapanış yükseliş isteğini sorgulatacaktır.

Müzakere masasının estirdiği iyimser rüzgârlarının yardımı ile Salı gecesi %2’ye varan yükselişlere sahne olan ABD borsaları, dün iyimser havanın ivme kaybetmesi ve beraberinde Almanya’da artan enflasyonist baskılara parale geceyi düşüşle tamamlarken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1,2 düşüşle başı çekti. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif çaplı da olsa yükseliş eğilimi görüyoruz.

Yeni gün başlangıcında Asya borsaları da, Wall Street’in dün gece düşüşünü takip ederek bu sabah kırmızılarda işlem görüyor. Çin’de açıklanan fabrika ve hizmet sektörlerindeki faaliyet Mart ayında negatif bölgeye geçerek, 2020’deki COVID-19 salgınının zirvesinden bu yana ilk kez aynı anda daraldığını görüyoruz.

Bugün veri takviminde içeride her hafta perşembe günü olduğu üzere TCMB para ve banka istatistikler ve Şubat ayı dış ticaret dengesi takip edilebilir. Dışarıda ise Almanya ve Avrupa’da istihdam verileri, Almanya perakende satışlar ve günün ikinci yarısında ABD’de PCE enflasyonu takip edilebilir. Bugün yılın ilk çeyreğinin son iş günü. Bilanço makyajlama anlamında volatiliteye dikkat etmek gerekiyor.

iktisatbank.com