Borsa
Rus ruleti: Gaz artık Ruble ile satılıyor!
Dün İtalya Başbakanı Draghi ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in açıklamaları, küresel mali piyasalarda esen barış umutlarının iyice azalmasına neden oldu. Dragi, Putin ile…
Dün İtalya Başbakanı Draghi ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in açıklamaları, küresel mali piyasalarda esen barış umutlarının iyice azalmasına neden oldu. Dragi, Putin ile yaptığı görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, ateşkes için gerekli koşulların henüz oluşmadığını, Putin-Zelenskiy görüşmesi için ise henüz erken olduğunu söyledi. Stoltenberg ise Rus askeri güçlerinin Ukrayna’dan çekilmek yerine, yeniden taktik düzene geçtiklerini belirtti.
Draghi’nin Putin ile görüşmesinden yansıyan diğer önemli satır başı ise adeta tahterevalliye dönen petrol fiyatları üzerinde etkili oldu. Draghi’nin açıklamalarına göre Rusya’nın Avrupa ülkeleri ile ‘yürürlükte’ olan enerji anlaşmalarının geçerliliğini koruyacağı, ödemelerin ise Euro ve USD ile yapılmaya devam edeceğini söylerken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yabancıların Rus doğalgazını almak için 1 Nisan’dan itibaren ruble ile ödeme yapması gerektiğini belirten bir başkanlık kararnamesi imzaladığını ve ödemelerin yapılmaması durumunda kontratların sonlandırılacağını söyledi!
Rus doğalgazını satın almak için, Rus bankalarında ruble hesabı açmaları gerektiğine vurgu yapan Putin, ödemeler ruble ile yapılmazsa, alıcıları temerrüde düşmüş kabul edeceklerini bunun da sonuçları olacağını söyledi. “Kimse bize bedava bir şey satmıyor ve biz de hayır işi yapmayacağız, bu durumda mevcut kontratlar sonlandırılacak” ifadesini kullandı. Buna neden olarak da yaptırımları, USD ve EUR ödemelerinin bloke edilmesini gösterdi.
Dün sabah kaleme aldığımız bültenimizde, petrol fiyatlarının ateşini almak üzere ABD’nin stratejik rezervlerinden büyük miktarda petrol sürmeyi değerlendirmesiyle fiyatların keskin bir şekilde düştüğünü dile getirmiştik. Bu bağlamda, ABD, stratejik rezervlerden günlük 1 milyon varil kullanma kararı alırken, bu kararın 6 ay boyunca devam edeceğini duyurdu. Kararın kısa vadede fiyatları düşürmede rol oynayacağına kesin gözüyle baksak da, arz talep dengesine yönelik müdahale, orta vadede başka kırılganlıklara sebebiyet verebileceğini düşünüyoruz. Savaş döneminin en kritik emtiası olan petrolün nefes kesen volatilitesini her geçen gün patlak veren yeni bir gelişme ile anlatmaya devam ediyoruz. Teknik bir bakış açısıyla, Brent cinsi petrolün haftayı 103 dolar seviyesinin altına tamamlamaması durumunda, düşüten söz etmeyeceğiz.
Dragi ve Stoltenberg’in açıklamalarının barış umutlarını olumsuz etkilemesi, küresel mali piyasaların adet moralini bozdu. Dün Avrupa borsaları günü yine düşüşle tamamlarken, Borsa İstanbul ve Rusya Borsasının pozitif ayrıştığını gördüm. Rus Rublesi, dolar karşısında neredeyse tüm kayıplarını telafi ettiğini (!) not etmek gerekiyor: savaşın patlak vermesi ile 75’ten 150’ye fırlayan USDRUB paritesi bu sabah 80 seviyesinin altını geriledi!
Bültenlerimizde, petrole büyük bir yer ayırmamızın arkasında elbette önemli bir gerekçe var. Net enerji ithalatçısı olan KKTC ve Türkiye’nin enflasyon ve cari açıkla savaşında enerji fiyatlarının büyük bir rol oynadığını pekâlâ biliyoruz. KKTC Merkez Bankası bültenine göre, 2021’de ithalata harcanan her 3,3 dolardan 1’i yakıt ithalatına gitti (bir önceki yıllar göre artış %460 oldu). Öte yandan, dün TÜİK verilerine göre, Şubat ayında ihracat %25,4 artışla 20 milyar dolar, ithalat ise %44,5 artışla 27,9 milyar dolar oldu. Bu sonuçla Türkiye’de dış ticaret açığı, Şubat’ta 7,9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, yılın ilk iki ayında açık 18,2 milyar dolar ile rekor kırmış oldu!
Türkiye’den taze bir haberle devam edelim. Türkiye’de konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatlarına bugünden itibaren geçerli olmak üzere %35, elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza %44,30, elektrik üretimi dışında sanayide kullanılan doğalgaza ise %50 zam yapıldı. Zammın arka planında yukarıda da değindiğimiz üzere küresel anlamda enerjide yaşanan sert fiyat artışları neden gösterilse de, mevcut para politikasının etkisi de göz ardı edilmemelidir. USDTRY kuru bugün 8 seviyesinde olsa bambaşka bir senaryo konuşacaktık. Ekonominin yavaş yavaş hiperenflasyona doğru sürüklendiğini görüyoruz.
Neden petrol ve enerji fiyatlarını bu kadar yakından takip ettiğimiz umarım daha iyi anlaşılmıştır. Aralık ayında 65 dolar olan Brent cinsi petrolün varil fiyatı, 3 hafta önce değerini ikiye katlayarak 139 dolara çıktıktan sonra son günlerde jeopolitik gelişmelere paralel dalgalı bir seyir izliyor. Türkiye’de, taşıyıcı kolonu olarak görülen ve cari işlemler fazlası verilmesi yönünde uygulamaya konulan ‘yeni ekonomi programının’ açık rekorları kırdığını not etmek gerekiyor.
Ukrayna krizi nedeniyle küresel çapta şirazesinden çıkan enerj, endüstriyel ve tarımsal emtia fiyatlarının ithalat rakamları üzerinde küresel çapta baskı kurduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu endişelerle paralel, 2022’de cari fazla verileceğine yönelik savaş öncesi söylemlerin de yerin yavaş yavaş cari açığa terk ettiğini görüyoruz. TCMB’nin radikal para politikası duruşunda, kısa vadede bir değişiklik olmayacağı varsayımından da hareketle, petrol fiyatlarının daha doğrusu Türkiye’nin enerji maliyetinin ekonomi politikalarını zora sokacağı aşikâr görünüyor. Kısa vadede Türkiye’nin üstlendiği müzakereci rolü ve doğru duruşu TL ve TL cinsi varlıkları desteklese de, orta vadeli bir bakışla, USDTRY cephesinde (reel negatif faiz ve artan enflasyon) riskleri yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.
Bu bağlamda, her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB’nin para ve banka istatistikleri yine önemli ipuçları sundu. Tüzel kişilerin döviz tevdiat hesapları (DTH) son üç hafta 3,47 milyar dolar artış kaydetti! Bu sonuçlarla, Mart başında 214,1 milyar dolar seviyesine kadar gerileyen toplam DTH, son 3 haftadır yükseliş kaydederek yeniden 217,6 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Yurtdışı yerleşiklerin menkul kıymet pozisyonlarına baktığımızda ise, portföy davranışlarında savaşın net bir şekilde etkili olduğunu görüyoruz. Savaşın patlak verdiği 5 hafta öncesine dönersek, portföy değişimi eksi 1,7 milyar dolar olurken; rakamlara yılbaşına göre yani son 12 haftada bakarsak, portföy çıkışı 2,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
25 Mart ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 0,86 milyar dolar azalırken, altın rezervleri ise fiyat hareketi kaynaklı yaklaşık 0,2 milyar dolar artış kaydetti. Bu sonuçlarla, brüt döviz ve altın rezervleri 108 milyar dolar seviyesine gerileyerek Ağustos 2021’e dönmüş oldu. Kur Korumalı Mevduat (KKM) nedeniyle döviz rezervlerinin artması gerekmiyor muydu? Öte yandan, tüm swap işlemlerini (ödünç paraları) düştükten sonra, TCMB’nin 30 Mart itibariyle net rezervlerinin de eksi 53,6 milyar dolar seviyesinde olduğunu hesaplıyoruz.
ABD borsaları dün geceyi %1,5 civarında düşüşle tamamlaması ardından bu sabah olumsuz hava Pasifiğin diğer ucuna da ulaşmış. Asya piyasalarında Şangay borsası dışında genele yayılmış kırmızı bir ton görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise dün geceki sert düşüş ardından hafif de olsa alım isteği görülüyor. Grafiklere haftalık bir periyotla bakarsak, Brent petrol kritik bir eşik olan 103 doların; altın ise yine kritik bir eşik olan 1,930 dolar seviyesinin bir tık üzerinde işlem görüyor. Haftalık kapanışı büyük bir önemle takip edeceğiz. Bitcoin, Pazar gecesi adeta kükreyerek 45,500 dolar seviyesindeki direnci kırdıktan ve 48,200 seviyesini test ettikten sonra kazanımlarını olumsuz havaya binaen koruyamadı. Haftalık kapanışını 45,500 dolar seviyesinin altında olmasını pek de sevimli bulamayacağız.
Bugün içeride imalat sanayi PMI verisi ve İTO enflasyonu; ABD’de ise her ayın ilk Cuması olduğu üzere istihdam raporunu takip edeceğiz. Reuters anketine göre tarım dışı istihdamın Mart ayında 490bin kişi artış kaydetmesi, işsizlik oranının ise %3,7 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Manşet rakamlarında ziyade, verinin alt setinde, enflasyonist gösterge olan yıllık maaş artışlarını da takip edeceğiz (beklenti %5,5 artış).
iktisatbank.com