Döviz
Ruble değerleniyor; Rusya MB olağanüstü toplanıyor, TL eriyor; sessizlik hâkim!
Türk mali piyasalarının seyri son günlerde maalesef yeniden bozuldu. Pazartesi günü Kabine toplantısı ardından beklenen Enflasyona Endeksli Tahvil (EET) açıklamasının gelmemesi,…
Türk mali piyasalarının seyri son günlerde maalesef yeniden bozuldu. Pazartesi günü Kabine toplantısı ardından beklenen Enflasyona Endeksli Tahvil (EET) açıklamasının gelmemesi, bu yönde kümelenen beklentiler ile 15,75 seviyesine kadar gerileyen USDTRY kurunu dün 16,40 seviyesine kadar itti.
USDTRY cephesine, 14,67 seviyesinden başlayan teknik ve yukarı yönlü hareketi bültenimize ilk taşıdığımız Nisan ayında, 14,95 seviyesini geçilmesi ile yukarı yönlü hareketin ivme kazanacağı, böyle bir durumda teknik mânâda 16,20 ve 16,48 seviyelerinin hedef sahasında olacağını paylaşmıştık. Dün tm hedef seviyelerimize ulaştığımız rahatlıkla söyleyebiliriz.
Enflasyona endeksli tahvilin kendi başına bütün sorunlara çare olacağını veya çözeceğini beklemesek de, belli ki yatırımcılar arasında bir miktar da olsun beklenip, fiyatlanmış. Takdir edersiniz ki, ultar negatif reel faizle karşı karşıya kalan bireysel yatırımcıyı koruyacak bir ürün olsa da, son 5 ayın en yüksek seviyesine tırmanan USDTRY kurunu, daha doğrusu eriyen TL’ye, para politikası çerçevesinin normale dönmesi dışında hiçbir şeyin yardımcı olamayacağını düşünüyoruz.
Türkiye’nin bir an önce ortodox para politikasına dönerek ultra negatif reel faiz politikasından 180 derece dönüş yapması gerekiyor. Unutmamak gerekiyor ki, kurun yukarıya gitmesi, son veriler ile 849 milyar TL büyüklüğüne ulaşan KKM stokunun devlete maliyetini de hızla tırmandırıyor. Biraz daha somutlaştırmak gerekirse, KKM’nin büyüklüğü kabaca 55 – 60 milyar dolar olduğu düşünülürse, kurun son 10 günde 15,40’dan 16,40’a geldiği bir ortamda, devlet hazinesine maliyeti de yine son 10 günde 55 – 60 milyar TL arttı! (bütçeye ilave bir yük). Yapılan hesaplamalar, KKM’nin potansiyel maliyetinin 135 milyar TL’ye yükseldiğine işaret ediyor!
Öte yandan, kurun yükselmeye devam etmesi, enflasyonun ateşini körüklemeye devam ettiği de göz ardı edilmemelidir. Türkiye ekonomisi adım adım 3 haneli enflasyona doğru ilerlerken, politika bu istikamette devam ettiği müddetçe, kur üzerinde yukarı yönlü baskının da devam edeceğini düşünüyoruz. En basit hali ile fasit bir enflasyon, devalüasyon sarmalı… CDS risk priminin 5 yıl vadede 735 baz puan ile son 14 yılın yeni en yüksek seviyesine geldiğinin altını çizmiş olalım.
Sizlerle sağlık sorunlarım nedeniyle birlikte olamadığımız 2 günlük sürede, kısa vadeli dış borç istatistiklerini ile beyaz eşya satışları dikkatimizden kaçmadı. TCMB’nin brüt döviz rezervler 101,9 milyar dolar seviyesinde ama vadesine 1 yıldan daha kısa süre kalan dış borç stoku 181,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Borcun kompozisyonunda aslan payı 115 milyar dolar ile özel sektörde görünüyor. Öte yandan, iç talebin önemli bir göstergesi olan beyaz eşya satışları, Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre %22 azaldı. Türkiye ekonomisine yönelik yavaşlama sinyallerine, satın alma gücündeki keskin erozyon nedeniyle bir veri daha eklenmiş oldu.
Biraz da yurtdışına bakalım. Son günlerde Avrupa’dan iyimser, ABD’den ise beklentileri karşılayamayan verilerin gelmesi, EURUSD paritesi üzerinde etkili oluyor. Avrupa’da açıklanan büyümenin öncü göstergesi olan PMI verileri, piyasaların kâbusu hâline gelen resesyon endişesinden uzak bir tablo çizmesine rağmen, ABD’de yeni konut satışları Nisan ayında son iki senenin en düşük düzeyinde gerçekleşti. Konut piyasasının ivme kaybetmesi ve verinin 750bin olan beklentinin epeyce altında 591bin olarak gerçekleşmesi (pandemi döneminden bu yana en düşük düzey) FED’in sıkılaştırıcı para politikasının ekonomik faaliyet üzerinde olumsuz etkisini su yüzüne çıkardı. PMI verileri ABD’de beklentiyi karşılayamayınca, enflasyonu yenmek için gerektiği kadar faiz artırımına gideceğim diyen FED’in bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğine dair soru işaretlerini de artırdı.
ABD tarafından gelen zayıf verilerin piyasaları rahatsız etmesiyle yatırımcıların güvenli liman olarak görülen varlıklara yöneldiğini de not etmek gerekiyor. ABD’nin 10 yıllık hazine tahvil getirisi %2,70 ile son bir ayın, dolar endeksi (DXY) de benzer bir şekilde 102 seviyesinin altını test ederek son 1 ayın en düşük seviyesine gerilerken, EURUSD paritesi 1,07 seviyesine yükseldi. Diğer bir taraftan, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Lagarde, sonbaharda negatif faizden çıkılacağı yönünde açıklamasının da EUR üzerinde olumlu bir etki doğurduğunu düşünüyoruz.
Piyasalar ECB’den den 2022 yılında 100 baz puan faiz artırım beklentisine girmiş durumda (FED’den ise 175 baz puan). EUR tarafında yükseliş eğiliminin ne kadar kalıcı olacağı konusunda ikna olmasak da, dolar için de -açıklanan zayıf veriler nedeniyle- piyasanın eskisi kadar ‘şahin’ olmadığını düşünüyoruz! Gerek savaş, gerekse de enflasyon korkuları nedeniyle doların kuvvetli seyri bir müddet daha devam edebilir. EUR ve GBP’de anlamlı geri çekilmeleri kademeli alım fırsatı olarak görmeye devam ediyoruz.
Dolar getirisi ile ters korelasyona sahip kıymetli madenler son günlerde ön plana çıkardığımız kritik seviyelerde salınmaya devam ediyor. Haftalık grafiklerde, gümüş için kabaca 21,85 – 22 dolar, altın için ise 1,855 dolar seviyeleri kritik. Her iki emtiada da, yükselişten söz edebilmek adına, kritik seviyelerin üzerinde kapanış görmemiz gerekiyor. Bu bağlamda yarının kapanış seviyeleri yol gösterici olacaktır. Gümüş bu sabah 21,85 seviyesinde tutunmaya çalışırken, altın 1,850 dolar ile kritik eşiğini kıyısında işlem görüyor.
Ukrayna krizi öncesinde 75 seviyelerinde olan USDRUB paritesi, savaş ardından 150 seviyelerine kadar yükselmesi sonrası dün sabah 50 seviyesinin diplerine kadar değer kazandığını (cari fazla) gördük. Ruble’deki sert değerlenme karşısında Rusya Merkez Bankası bugün olağanüstü bir faiz toplantısı yapma kararı aldı. Hatırlanacağı üzere, savaş ardından politika faizini %9,5’ten %20 seviyesine çeken Rusya Merkez Bankası, Ruble’nin değer kazanması ile 2 kez 300’er baz puan faiz indirimi ile politika faizini %14 seviyesine indirmişti. Piyasalar, olağanüstü toplantıda faiz oranlarının indirilmesini beklerken, bugün ayrıca olağan bir şekilde toplanacak olan TCMB PPK’dan herhangi bir beklentinin de olmadığını not edelim!
Almanya’da büyüme verilerinin beklentileri karşılaması sonrası Avrupa borsaları dün günü yükselişle tamamladı. Dün akşam saatlerinde FED’in 3-4 Mayıs tarihli politika toplantısının tutanakları açıklandı. Üyeler, Mayıs ayında 50 baz puanlık faiz artışını (20 yıldan uzun bir süredir bu boyuttaki ilk artış) Haziran ve Temmuz aylarında yapılacak oturumlarında da “muhtemelen uygun” olacağını tartışmış. Tutanaklardan herhangi bir sürpriz göremedik.
ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlaması ardından yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında karmaşık bir hava hâkim. Yukarıda da belirttiğim üzere, en önemli gündem maddesi TCMB’nin olağan PPK toplantısı olurken, anketler toplantıya yönelik herhangi bir politika hamlesi beklemiyor. İçeride ekonomik güven endeksi dışarda ise ABD 1Ç büyüme, her hafta Perşembe günü olduğu üzere işsizlik maaşı başvuruları ve bekleyen konut satışları takip edilebilir. TCMB’nin haftalık para ve banka istatistiklerini de takip edeceğiz.
iktisatbank.com