Dünya Ekonomisi
İngiltere’de üçüncü kez kadın başbakan: Ülkesindeki Suriyelileri Türkiye’ye yollamak isteyen Liz Truss
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, iktidardaki Muhafazakar Parti’nin yeni lideri seçildi. Truss yarın Kraliçe 2. Elizabeth tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve ülkenin…
İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, iktidardaki Muhafazakar Parti’nin yeni lideri seçildi. Truss yarın Kraliçe 2. Elizabeth tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve ülkenin yeni başbakanı olacak.
Başbakan Boris Johnson’ın istifası sonrası Muhafazakar Parti’de liderlik yarışı partinin meclis grubundaki oylamalarla başlamış, bu oylamalarının sonuncusunda eski Maliye Bakanı Rishi Sunak ve Liz Truss ilk iki sırada yer almıştı.
Muhafazakar Parti’nin yeni liderini, dolayısıyla da İngiltere’nin yeni başbakanını partinin üyeleri seçti. Seçimde partinin 172 bin 438 üyesi oy kullandı. Oyların 81 bin 326’sını Liz Truss, 60 bin 399’unu Sunak aldı.
Truss’un başbakanlığının resmiyet kazanmasının ardından vaatleri de yeniden gündem oldu. Truss’in bir vaadi ise Ruanda ile imzalanan göçmen sınır dışı programını Türkiye’nin de içinde olduğu farklı ülkelerle genişletmekti. Truss, geçici koruma statüsündeki yaklaşık dört milyon Suriyeli ile dünyadaki en büyük mülteci nüfusuna sahip olan Türkiye ile İngiltere’deki göçmenleri alması için müzakere başlatmak istiyor.
Liz Truss’ı bekleyen 7 sorun
Liz Truss göreve başlar başlamaz mücadele etmesi gereken bir dizi sorunla karşılaşacak.
Hayat pahalılığı, Ulusal Sağlık Hizmetleri NHS’in durumu ve Ukrayna’daki savaş ilk akla gelen başlıklar.
BBC muhabirleri, Truss’ın acil çözüm araması gerekecek yedi önemli meseleyi derledi.
Artan hayat pahalılığıyla nasıl mücadele edilecek?
Faisal Islam, BBC Ekonomi Muhabiri
Yeni başbakanın aslında karşılaşacağı en mühim sorun olan hayat pahalılığına kapsamlı ve kökten bir çözüm getirmesi zor.
Bu konu, Muhafazakâr Parti’deki liderlik yarışı sürerken daha da ciddi bir boyut aldı.
Meselenin özünde enerjinin, özellikle de doğalgazın akışında yaşanan sıkıntılar yatıyor.
Bunda da Ukrayna savaşının ve Kremlin’in politikalarının rolü var.
Avrupa ülkeleri kış için doğalgaz stoğu yapmaya başlayınca enerji fiyatları da tırmanışa geçti.
Vatandaşların büyük bölümü artan enerji fiyatlarını karşılamakta zorlanacak gibi görünüyor.
Yeni başbakanın onlarca milyar sterlini bulması beklenen destek paketini ne çerçevede, ne zaman ve kime sunacağına karar vermesi gerekiyor.
Gıda fiyatlarında da artış görülüyor ve enflasyonun yüzde 15’i aşması bekleniyor.
Ayrıca faiz oranları da gerek bireyler, gerekse firmalar için yükselişte. Sterlinde de değer kabı söz konusu.
Yani ortada son derece zehirli bir ekonomik sorunlar karışımı var ve bu sorunların çözümü için sağduyulu, makul ve zamanında yapılacak müdahaleler gerekiyor.
NHS kışı nasıl atlatacak?
Nick Triggle, BBC Sağlık Muhabiri
Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) performansı yıllardır kötüye gidiyordu, ancak koronavirüs pandemisi sorunları daha da çetrefilli bir hale getirdi.
Hastanelerin bekleme listeleri rekor sayılara ulaştı. Yaklaşık her sekiz kişiden biri tedavi için sıra bekliyor.
Öte yandan acil çağrı merkezlerinin aramalara yanıt vermekte yetersiz kalması ve hastanelerin acil servislerinde yaşanan uzun beklemeler de hastaları olumsuz etkiliyor.
Maaşlarından memnun olmayan NHS çalışanlarının greve gitmeleri de söz konusu.
Grip salgınlarının yaşanmasının muhtemel olduğu ve Covid rakamlarının da artmaya başladığı kış döneminde NHS’in durumunun daha da vahim bir hal almasından endişe ediliyor.
Hastanelerin yaşadığı sorunların bir kısmı da yeterli sayıda sosyal yardım merkezi olmadığı için tedavisini tamamlamış hastaları taburcu edememeleri.
Hükümetin sosyal yardımla ilgili bir takım planları var, ancak bu sosyal yardım hizmetlerine bütçe ayırmaktan ziyade vatandaşların varlıklarını korumaya odaklı.
Bu durumda da hükümetin buna kaynak sağlamak için sosyal sigorta katkı paylarını arttırmasının doğru olup olmadığı bir tartışma konusu.
Ukrayna’ya destek sürecek mi?
James Landale, BBC Diplomasi Muhabiri
Boris Johnson savaşın ilk günlerinde Ukrayna’ya askeri ve siyasi destek sunmuştu.
Yeni başbakanın da bu yaklaşımı devam ettirmesi, silah tedarikini sürdürmesi bekleniyor.
Ancak savaşın uzaması durumunda, yeni başbakan vatandaşları Ukrayna’ya verilen desteğin ekonomik maliyeti ve buna değip değmediği konusunda ikna etmekte zorlanabilir.
Hayat pahalılığı ve artan enerji fiyatları altında mücadele veren vatandaşların, Ukrayna’nın savunulması için bu mali yüke katlanmaları gerektiğine ikna edilmeleri kolay olmayabilir.
Ayrıca Avrupa’daki Ukrayna yanlısı ittifakın korunması için diplomasi alanında da yoğun çaba sarfedilmesi gerek.
Bazı ülkeler enerji arzını korumak amacıyla Rusya’ya daha ılımlı yaklaşmayı tercih edebilir.
Bölünmüş Muhafazakâr Parti nasıl birleştirilecek?
Ione Wells, BBC Siyaset Muhabiri
Aylar süren iç çekişmelerin ardından Muhafazakâr Parti’nin nasıl yeniden birleştirileceği yeni başbakanı bekleyen en temel siyasi sorunlardan biri.
Partinin önünde kısa vadede bir sınav da var: Boris Johnson’ın pandemi yasakları döneminde Başbakanlık konutunda verilen partiler konusunda Avam Kamarası’nı yanlış yönlendirip yönlendirmediğine ilişkin olarak bir soruşturma yürütülecek.
Eğer parti komisyonu Boris Johnson’ın cezalandırılmasına karar verirse, Muhafazakâr Parti milletvekillerinin bunu oylamaları gerekecek.
Yeni başbakan da vekillerin diledikleri gibi mi yoksa parti çizgisi doğrultusunda mı oylarını kullanmaları gerektiğine karar verecek.
Vekillerin Johnson’ın ceza alması yönünde oy kullanmaları yönünde talimat vermek, Johson’ın destekçilerini kızdırabilir.
Ancak tersi bir tutum da yeni başbakanın olayın üzerini kapatmaya çalıştığı şeklinde bir suçlamaya yol açabilir.
Hayat pahalılığı gibi çok daha ciddi sorunlar kapıdayken Muhafazakâr Parti içindeki çekişmeler neden önemli?
Öncelikle, insanların hayatlarını doğrudan etkileyecek politikaların parlamentodan geçirilebilmesi bölünmüş bir parti içinde çok daha zor.
İkincisi de eğer bakanlar uygulayacakları politikalar üzerine değil de yanlış tutumları savunmak amacıyla medyada daha çok boy göstermeye başlıyorsa, bu hükümetin vatandaşa derdini anlatmasını da zorlaştırıyor.
Kuzey İrlanda açmazı nasıl aşılacak?
Jayne McCormack, BBC Kuzey İrlanda Muhabiri
Yeni başbakanın görevi devralmasından kısa süre sonra Kuzey İrlanda protokolüyle ilgili harekete geçmesi gerekecek.
Hükümetin Brexit sonrası varılan anlaşmaların bazı kısımlarının gözardı edilmesine imkân tanıyan bir yasayı geçirmesinin ardından AB’yle görüşmeler sekteye uğramıştı.
Demokratik Birlik Partisi, protokol değiştirilmediği müddetçe yetki paylaşımına dayalı bir hükümet kurmayacağını açıkladı.
Burada 28 Ekim kilit öneme sahip bir tarih. Bu güne dek Kuzey İrlanda’da hükümetin tesis edilmesi gerekiyor.
Aksi takdirde hükümetin ya yeniden seçimlere gidileceğini açıklaması, ya yeni bir mühlet belirlenmesi için bir yasa geçirmesi, ya da Kuzey İrlanda hakkında verilecek kararlar üzerinde Londra’nın daha çok söz sahibi olmasını kabullenmesi gerekiyor.
İskoçya’nın bağımsızlık referandumu talepleri ne olacak?
Glenn Campbell, BBC İskoçya Siyaset Editörü
Theresa May başbakanlık görevini devralmasının ardından ilk iş gününde İskoçya’ya ziyarette bulunmuştu.
Boris Johnson, göreve geldiği ilk bir hafta içinde İskoçya’ya gitmişti.
Şimdi Nicola Sturgeon Ekim 2023’te ikinci bir bağımsızlık referandumuna gidilmesi için bastırırken yeni başbakanın İskoçya’ya gitmekte acele edip etmeyeceği belli değil.
İngiliz Yüksek Mahkemesi, Ekim ayında İskoçya parlamentosunun Londra’nın onayı olmadan ikinci bir bağımsızlık referandumuna gidilmesine karar verme yetkisi olup olmadığını hükme bağlayacak.
Mahkemenin kararının olumsuz yönde olması bekleniyor.
Ancak tersi bir durumda, İngiltere başbakanının İskoçya referandumunun yapılmasına izin verip vermeyeceği ya da bunu engellemek için harekete geçip geçmeyeceği yönünde bir karar vermesi gerek.
2050’ye kadar sıfır gaz salımı hedefi nasıl tutturulacak?
Jonah Fisher, BBC Çevre Muhabiri
Doğalgaz fiyatlarındaki artışın yarattığı kriz ortamında, yeni başbakanın enerji politikaları konusunda alacağı kararlar İngiltere’nin sera gazı salımlarını 2050 yılına dek sıfır düzeyine çekme hedefini doğrudan etkileyecek.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişe öncelik verilecek mi yoksa fosil yakıtlar yeniden mi gözden geçirilecek?
Kuzey Denizi’ndeki petrol ve doğalgaz projelerine yeşil ışık yakılacak mı?
Hidrolik kırılma endüstrisine teşvik verilecek mi?
Hükümet sıfır sera gazı salımı hedefi kapsamında, 2035’e kadar elektrik üretimini dekarbonize etme taahhüdünde bulundu.
Bunun mümkün olabilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarının büyük oranda yayılması gerekli.
Açık deniz rüzgâr türbinleri alanında İngiltere başarı öyküsü yazmış durumda.
Ancak güneş enerjisi santralleri ve karadaki rüzgâr türbinleri planlama süreci nedeniyle yavaş ilerliyor.
Planlama süreci yenilenebilir enetrji kaynaklarına geçişi hızlandırmak için basitleştirilebilir mi?
Şu anda bunun yanıtı hayır gibi duruyor.
BBC Türkçe