Sosyal Medya

Borsa

FED’in ‘aşırıya’ kaçtığı endişesi risk iştahını baskılıyor: Dolar/TL yılın zirvesinde

Dünyada kuvvetli seyreden enflasyona karşı doktorların koordineli olarak reçetelendirdiği daha çok faiz artışı ve bunun da yarattığı ileriye dönük daha…

FED’in ‘aşırıya’ kaçtığı endişesi risk iştahını baskılıyor:  Dolar/TL yılın zirvesinde

Dünyada kuvvetli seyreden enflasyona karşı doktorların koordineli olarak reçetelendirdiği daha çok faiz artışı ve bunun da yarattığı ileriye dönük daha da fazla beklenti, küresel risk iştahı üzerinde son günlerde ciddi mânâda baskı kurmaya başladı. Yatırımcılar, amiral gemi FED’in bugün başlayacak ve yarın sonuçlanacak olağan toplantısında politika faizini en az 75 baz puan artırarak %3,00-3,25 bandına getireceğine kesin gözüyle bakarken, vadeli işlemler, 1 tam puan artırıma ise %19 ihtimal tanıyor. Piyasaların gündeminde bu hafta FED ilk sırada yer alsa da, aralarında Türkiye’nin de olduğu ondan fazla merkez bankasının para politikası toplantısı takip edilecek.

Bizim kanaatimiz, FED’in yarın faiz oranını 75 baz puan daha artıracağı yönünde. Vadeli kontratlar ayrıca faizlerin zirveyi %50 ihtimalle de olsa %5,00-%5,25 bandında göreceğini fiyatlıyor. Enflasyonla mücadele kapsamında faizlerin bu kadar hızlı ve yüksek seviyeye çıkarılması, ABD ekonomisi açısından resesyon veya daha da keskin bir ibareyle âdeta buz kesme anlamına da gelebileceğini ilk kez bültenimizde yüksek sesle telaffuz etmek istiyoruz.

Daha birkaç ay önce, FED’in yeteri kadar agresif biçimde enflasyonla mücadele etmediğinden şikayetçi olan yatırımcılar, hatta bir adım ileriye giderek 2021 yılında politika hatası yapan FED’in kredibilitesini bile tartışılırken, gelinen noktada hayal bile edilemeyen hızda devam eden faiz artırım sürecinin bu sefer de yarardan çok zarar getirebileceği konuşulmaya başlandı. Özellikle, ABD’de Ağustos ayında enflasyonunun beklentiyi aşması sonrası çılgın bir hız kazanan ileriye dönük faiz artırım beklentileri, atılan bunca adımın ekonomi üzerindeki etkilerinin ölçülmesine de olanak tanımıyor! FED’in bu sefer de çok aşırı davranarak yine hataya düşmesi durumunda (hastanın aşırı doz antibiyotiğe maruz kalması misali) ekonominin gereğinden fazla soğumasına da sebebiyet verebileceğini düşünüyoruz.

Mesela, ABD’de tahvil eğrisinin şekli, resesyon kaygılarının her geçen gün daha da arttığını çok açık bir şekilde yansıtıyor. Piyasa ağzı ile konuya yaklaşırsak, kaptan Powell’ın uçağı yumuşak bir şekilde piste indiremeyeceği görüşü her geçen gün ivme kazanıyor. 2 ve 10 yıl vadeli devlet tahvil faizleri arasındaki makas kısa vade lehine 1980 yılından bu yana en yüksek farkla açılırken, 2 yıl vadeli tahvilin getirisi psikolojik %4 seviyesinin kıyısına kadar yükselerek son 15 yılın yeni en yüksek seviyesini test etti. Dipnot olarak 1 yıllık tahvilin %4 seviyesini aştığını not edelim. Küresel tahvil faizlerinin gelmiş olduğu seviye kadar, hisse senetlerinin de 2022 yılında yüzü gülmedi. Takdir edeceğiniz üzere, büyüme olmayan yerde, krediye ulaşım da sorunlu ise, şirketlerin de iyi bir performans göstermesini bekleyemezsiniz. Mesela ABD’nin en büyük 500 şirketinin işlem gördüğü S&P500 endeksi, sene başından bu yana %19 değer kaybına maruz kaldı! Son günlerde ABD’de 30 yıllık mortgage faiz oranının 2008 yılında test ettiği %6 seviyesine yükseldiğini (bakınız grafik) görüyoruz. Elbette, konut sektörüne yönelik kredi faizlerinin gelmiş olduğu seviye, konut satışlarını ve dolayısıyla da ekonomik aktiviteyi baltalayacaktır.

Özetlemek gerekirse, alınan her ilacın bünyeye yapacağı etkiyi ölçmek için belli bir zamana ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor. Bunun ekonomi cephesindeki karşılığı ise, parasal aktarım mekanizmasının görevini yerine getirebilmesi. Yani, atılan adımların enflasyona etkisini görebilmek adına geçmesi gereken zaman. Bunun en süratli ekonomiler için bile en az 6 ay olduğunu okuyoruz. Bu süreyi ve etkilerini iyice tartmadan veya görmeden, ya da daha basit bir anlatımla, uygulanan tedavinin bünyede yarattığı etkiyi beklemeden art arda yüksek dozda ilaç vermeye devam etmek (faiz artırmak, bilanço küçültmesine gitmek…) bir noktaya gelip ekonomiyi soğutmak bir yana buz kesmesine yol açabilir.

FED kararı kadar, Perşembe günü sonuçlanacak TCMB’nin olağan PPK toplantısı da, geçen ay sürpriz bir şekilde 100 baz puan faiz indirimine gidilmesi ardından merakla takip ediliyor. Son dönemlerde, serbest piyasa prensiplerinden uzaklaşan ve devamlı değişen ekonomi yönetiminin kuralları ile tahvil piyasasında ekonominin mevcut seviyeleri ile uyumsuz fiyatlamalar görüyoruz. Mesela, Hazine dün iki ayrı tahvil ihracı ile 26,7 milyar TL satış yaparken, 5 yıl vadede borçlanma faizi %10,56 ; 6 yıl vadede ise %9,8 oldu. Bu oranlar bankaların fonlama maliyetinin çok ama çok altında! TL tahvil faizlerinin gerilemesi ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz talebi, bu yıl enflasyon yerine büyümeyi ön plana alan TCMB’nin Perşembe günü faiz indirimine gitme olasılığı azımsanmayacak kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

ABD’nin Rusya’nın Mir adlı yerel ödeme sistemine dâhil olan Türk bankalarını odağına aldığına yönelik haberlerin ardından İş Bankası ve Denizbank Mir operasyonunu askıya aldığını açıkladı. Financial Times’ta geçen hafta yer alan haberde, ABD ve Avrupa Birliği’nin, 24 Şubat’ta başlattığı Ukrayna işgali nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlar konusunda Türkiye üzerindeki baskıyı artırmaya hazırlandığı belirtilmişti. İş ve Denizbank ardından gözler Mir sistemine dâhil olan kamu bankalarına çevrildi (Vakıf, Ziraat ve Halk). Mir, Rusya Merkez Bankası tarafından Visa ve Mastercard dışında bir alternatif olarak geliştirilmişti.

Hazır bankalardan söz etmişken, dün hisse senedi piyasasında somut bir neden bulamasak da, düşüş isteğinin ivme kazandığını gördük. BIST100 endeksi günü %5,3 ; banka endeksi ise %9,3 civarında düşüşle tamamladı. Rasyonel olmayan yükselişin bu sefer de âdeta rövanşının yaşandığını görüyoruz. Bankacılık endeksinin ise tepeden son iş 4 gününde neredeyse %40 düşmesi ardından USDTRY kuru da 18,30 seviyesini aşarak bu yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Haftanın ilk iş günü, FED toplantısı öncesinde dünya bekle ve gör stratejisi ile nispeten sakin bir şekilde tamamladı. ABD borsaları günlerdir devam eden satışlar ardından dün akşam nefes alırken, yeni gün başlangıcında, Asya borsalarında da havanın nispeten iyimser olduğunu görüyoruz. Çin Merkez Bankası, bu sabah politika faiz setini değiştirmeyerek sabit bırakırken, Japonya’nın çekirdek tüketici enflasyonu Ağustos ayından %2,8’e yükselerek yaklaşık sekiz yılın en süratli yıllık artışını kaydetti. Hammadde fiyatları ve YEN zayıflığından kaynaklanan fiyat baskısının artmasıyla enflasyon Japonya Merkez Bankası’nın %2 olan hedefinin üst üste beşinci ayda da üzerinde yer aldı.

Emtia cephesinde ise Brent petrol teknik anlamda büyük bir öneme sahip 92,10 dolar etrafında yön aramaya devam ederken (bizim beklentimiz daha aşağı seviyelerin görüleceği üzerine), altın pandemi döneminden bu yana kritik bir destek görevi üstlenen 1,685 dolar seviyesinin altında işlem görmeye devam ediyor. Kripto para birimleri, artan faiz ortamında yatırımcıların küresel olarak riskli varlıklara sırtlarını dönmesi ile dün üç ayın dip seviyesini test etti. Haftanın ilk işlem gününde Bitcoin 18,250 dolar seviyesine kadar gerilerken, en büyük ikinci kripto para birimi ethereum ise iki ayın dip seviyesi 1,280 dolara gerileyerek son 24 saatte %10’dan fazla düştü. Bitcoin’de teknik mânâda kısa bakış açısıyla 23bin; daha geniş çerçevede ise 28,800 seviyesi geçilmeden anlamlı bir hareket beklemiyoruz.

Almanya Merkez Bankası Bundesbank, ülke ekonomisinin hali hazırda daraldığını ve kış aylarında doğalgaz tüketiminin kesilmesi ya da azaltılmasıyla daralmanın daha da hızlanacağını belirtti. Ukrayna’yı işgalinden önce Avrupa Birliği’nin (AB) doğalgaz ihtiyacının %40’ını sağlayan Rusya’nın, Almanya’ya uzanan boru hattını kapamasıyla Avrupa’nın en büyük ekonomisi alternatif arz kaynaklarına ek olarak kullanımını azaltacak yöntemlerin de arayışına girmişti. Bundesbank, şirketler üretimi azaltır veya durdurursa doğalgaz kesintilerinin önlenebileceğini, fakat bu durumda dahi ekonominin daralacağını söyledi. EURUSD paritesi psikolojik 1 seviyesinin etrafında salınmaya devam ederken, riski aşağı yönlü görmeye devam ediyoruz.

Mali piyasaları gündeminde, bugün makroekonomik cephede içeride merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise ABD yeni konut satışları ve inşaat ruhsatları takip edilebilir.

 

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler