Dünya Ekonomisi
Dolar kuzeye; EUR ve petrol ise güneye ilerliyor
Kuzey denizi Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı dün 98,50 dolar seviyesinde kadar gerileyerek 16 Mart tarihinden bu yana ilk…
Kuzey denizi Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı dün 98,50 dolar seviyesinde kadar gerileyerek 16 Mart tarihinden bu yana ilk kez psikolojik 100 dolar seviyesinin altını test etti. Teknik bir bakış açısı ile, aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, haftalık kapanışın 106 dolar seviyesinin altında gerçekleşmesi, petrol cephesinde kademeli olarak 93 ve 82 seviyelerini gündeme getirebilir.
Elbette, savaş tüm acımasızlığı ile sahada sürerken, Batı’nın Rusya üzerinde kurmuş olduğu yaptırım baskısı, beraberinde pek çok emtiada tedarik kesintilerini gündeme getirerek arz / talep dengesinin Mart ayında bozulmasına neden olmuştu. Bunun en büyük örneği, vadeli piyasalarda en çok işlem gören buğday fiyatının 1 ay önce 14 dolara fırlayarak tüm zamanların rekorunu kırması olarak gösterilebilir. Acaba, benzer bir şekilde, fiyatı 140 dolara dayanan petrolün dün psikolojik 100 doların altına gerilemesi, savaşa yönelik bir ateşkes beklentisinin mi sonucu?
Henüz bu yönde bir haber olmasa da, petrolün teknik olarak zayıf bir seyir izlemeye başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bültenlerimizi yakından takip eden okurlarımız, son dönemlerde küresel çapta açıklanan ve büyümenin öncü göstergesi olarak takip edilen PMI ve ISM endekslerinin topyekûn yavaşlama sinyali verdiğini hatırlayacaklardır. FED’in ABD ekonomisini resesyona sokma pahasına 40 yılın zirvesine çıkan enflasyonla mücadele kapsamında sert faiz artırımlarına soyunacağına kesin gözüyle bakıldığı bir ortamda, petrolün değer kazanmasını artık beklememek gerekiyor.
Dün benzer bir şekilde bir önceki toplantısının tutanakları yayımlanan Avrupa Merkez Bankası da, ‘yüksek’ seyreden enflasyon ve ‘yavaşlama’ emareleri sergileyen küresel büyüme karşısından ‘stagflasyon’ riskine dikkat çektiğini görüyoruz!
Ekonomik aktivite ile petrol talebi arasında ciddi bir korelasyon olduğunu unutmamak gerekiyor. Pandemi döneminde (Mart-Nisan 2020) talep eksikliği nedeniyle petrolün nasıl bir seyir izlediğini hatırlıyoruz. Bu bağlamda, ekonomik aktivite yavaşlarken, finansal koşullar sıkılaşmaya yüz tutmuşken, hele bir de tam olarak dünya pandemi bitti diyerek derin bir oh çektiği bu günlerde, Çin’in en kalabalık şehir Şanghay’ın tam aksi bir kulvarda koşmaya başladığını ve yeni vaka sayısının da hızla artmaya başladığını not etmek gerekiyor!
Hafta ortası yayımlanan FED’in bir önceki toplantı tutanaklarında da ön plana çıktığı üzere, ‘pek çok’ politika yapıcısı, artan enflasyon tehdidi karşısında daha agresif davranma konusunda fikir birliği yaptığı, hatta 9 trilyon dolar seviyesine dayanan devasa bilançosu karşısında, aylık 95 milyar dolar büyüklüğünde bilanço küçültmesine (QT quantitative tightening) de üyelerin yeşil ışık yaktıklarını paylaşmıştık.
FED’in en şahin üytesi St. Louis FED Başkanı Bullard, dün yaptığı açıklamada, FED’in enflasyonla mücadelede geride kaldığını ve faiz oranını yıl sonuna kadar 3 puan daha artırılması gerektiğini söyledi. Bullard, FED’in %2 hedefinin üç katına çıkan enflasyonun önüne geçmek için daha agresif olunması gerektiğini söyleyerek faiz oranını %3-3,25 bandında getirilmesini savundu. Bullard kadar agresif olmayan FED’in diğer iki üyesi Evans ve Bostic ise faizlerin %2,5 seviyesine getirilmesi yönünde görüşlerini koruduklarını görüyoruz.
Esen sert FED rüzgâları, 95 milyar dolar bilanço daraltmasını sonlandıracağı ucuz, uzun vadeli ve bol dolar likiditesinin piyasalarda yavaş yavaş ‘ağrıların’ da artmasına neden olduğunu görüyoruz. Morfin misali bol paradan beslenen piyasalarda risk iştahı azalırken, Çarşamba günü açıklanan FED tutanakları ardından sert gerileyen ABD hisse senedi piyasaları, dün geceyi yatay bir şekilde tamamladı.
Faiz artırımları ve küresel ekonomik yavaşlama kaygıları ile yönünü aşağıya çeviren petrole karşı, doların piyasa faizi olan sepet kur DXY, bu sabah psikolojik 100 seviyesini test ederek son 2 yılın yeni en yüksek seviyesini test etti. Teknik bir bakış açısıyla, daha da yukarıda 2017 ve 2020 yıllarının başlarında test edilen 103 seviyesinin pek de uzak olmadığını düşünüyoruz.
Bu bağlamda, ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil getirisinin bu sabah %2,65 ile son 3 yılın zirvesine çıkması ve Avrupa 10 yıllık tahvil getirisi (%0,67) ile arasındaki makası daha da açmasına paralel EURUSD paritesi 1,0855 seviyesine kadar geriledi. EUR’da 1,08 seviyesinin altında kapanış durumunda, büyük çaplı bir düşüşün kartlar arasında yer aldığının unutulmaması gerektiğini düşünüyoruz. Şartlar oluşunca, EUR ve GBP’de yeniden uzun pozisyon almak için kenarda hazır bekliyoruz.
Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB’nin haftalık bültenine göre, 3 haftadır yükseliş eğiliminde olan döviz tevdiat hesapları, 25 Mart ile biten haftada 1,6 milyar dolar gerilemiş. Bunu biraz da ay ve dönem sonu TL ihtiyacı kapsamında ele aldığımızı söylemek isterim. TCMB’nin brüt döviz rezervleri söz konusu haftada 1,2 milyar dolar artarak 66,9 milyar dolar seviyesine yükseldi. Mevzuat gereği TCMB ihracat bedellerinin %25’ni ve yabancıya konut satış bedelinin tamamını kendisine alırken, Kur Korumalı Mevduat ürünü ile birlikte düşündüğümüzde TCMB’nin rezervlerinin olması gerekenden daha az arttığını görüyoruz.
Bu bağlamda, USDTRY kurunun sergilediği yatay seyrin arkasında, kamunun süregelen desteğinin de devam ettiğini açık bir şekilde görülüyor. 6 Nisan itibariyle TCMB’nin swap hariç net rezervleri yaklaşık olarak (eksi) 54,2 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu da altını çizelim. USDTRY kuru 14,72-14,75 bandında yatay seyrine devam ederken, dün BIST100 endeksi günü olumlu anlamda ayrışarak %1,2 yükselişle tamamladı (bankacılık endeksi %3,6 yükseldi).
Yeni gün başlangıcında, tahvillerin fiyatları düşerken (getirileri artarken) ve dolar (DXY) kuzeye doğru doludizgin ilerlemeye devam ederken, sıkılaşacak olan finansal koşulların gölgesinde Asya borsaları bu sabah kararsız bir seyir izliyor. ABD borsalarını vadeli işlemlerinde de yatay bir görünüm hâkim. Mali piyasaların gündeminde bugün içeride TCMB’nin düzenleyeceği piyasa katılımcılar anketi takip edilebilir. Dışarıda ise gözler önde gelen merkez bankalarının para politikasına yönelik açıklamalarında olacaktır.
iktisatbank.com