FÖŞ yazdı: Seçim tarihini döviz belirler
2 Haziran 2022Son bir haftada çok sayıda “güvenilir” yazarın erken seçimi tartıştıklarını gördü FÖŞ. Zat-ı haşmetmaabları de uzun zamandır erken seçim olasılığını not etmişti. Hükümet kanadı ve MHP tek ağızdan erken seçim olasılığını yalanlar ve tüm gücüyle 2023’e hazırlık yaparken, bu duyumları ciddiye almalı mıyız?
Analizin en sonunda söyleyeceğimi baştan yumurtlayıp, sizi meraktan kurtaralım: Erdoğan ve Bahçeli erken seçime niyetli, fakat oyun planları yol ortasında çöker.
AKP-MHP’nin erken seçime hazırlandığına dair ne tür “alametler” var? Nuray Babacan suyun üstünde görünenleri çok güzel özetlemiş:
“Seçimin erkene alınacağını iddia edenler, hükümette son dönemde yapılan bazı hazırlıklara atıf yapıyor. Artan fiyatları kontrol etmek için yapılan bazı çalışmaları, 3600 gösterge ve EYT’lilerle ilgili hazırlıkları, esnaf, emekliler ve asgari ücretlilerle ilgili iyileştirme iddialarını seçime hazırlık olarak gösteriyorlar. Ekonomik göstergeler daha kötüleşmeden, kıştan çıkan seçmenin olumsuz psikolojisi de hesaba katılarak plan yapıldığı iddia ediliyor”.
Babacan’ın saydığı icraatlar, Hazine’ye pahalıya malolacak, fakat enflasyonun seyrine göre düşük gelirli vatandaşın acısına kısmen de olsa bir kaç ay çare olur. Bakın, yıl-ortası zamları ve EYT – 3600 ek gösterge gibi kanayan yaraların tedavisi SADECE bir sefere mahsus oy getireceği için, enflasyon etkilerini aşındırmadan sandığı kurmak şart.
Bu hazırlıklara artık “folklorik” nitelik kazanmış bir kaç icraatı FÖŞ eklesin:
- Üniversite öğrencilerine af
- Bakaya kalanlara bedelli askerlik imkanı
- Covid-19 nedeniyle şartlı tahliye edilenlerin tutukevlerine dönmesinin ötelenmesi
İsveç’in NATO üyeliğini veto etmek için en azından milliyetçi-muhafazakar seçmene akılcı gelen bir dizi neden var. Yakında başlayacağı iddia edilen Suriye’de Fırat’ın Kuzey-Doğusuna askeri harekat ise buram buram erken seçim kokuyor. Çünkü Batı Türkiye’nin Suriye’de Kürt nüfus ve siyasi-askeri oluşumu imha etmek için bu tür yöntemleri denediği görüşünde. Yani, eğer seçim kazanmak uğruna yapılmıyorsa operasyonun getirisi az, götürüsü çok.
Örneğin, Kongre F-16 siparişinin reddi yanında, Türkiye aleyhinde yaptırım histerisine de tutulabilir.
Erken seçim çağrışımı yapan 2 büyük kozumu en sona sakladım. Bunlardan ilki, İmamoğlu’na karşı açılan 2 hakaret davası. Her ikisinde de siyaset yasağı talebi var. Erdoğan, İmamoğlu’nda çekiniyor, ama Kılıçdaroğlu’nu “kolay lokma” görüyor. İmamoğlu’na Haziran’da siyaset yasağı gelecek.
AYM’deki HDP davası da Başsavcı’nın sunduğu ek delillere karşı savunma almak için bir kez daha geciktirildi. AYM’in kararını Ekim-Kasım aylarında vermesi bekleniyor. Bu karar %100 değil, ama büyük olasılıkla partinin kapatılması yönünde olacak. Eğer YSK erken seçim tarihini dava sonlanmadan ilan ederse, Kürt Hareketi çok zor durumda kalır. Önce partiyi feshetmekle dava sonucunu beklemek arasında kararsız kalır. Sonra da, bağımsız olarak gösterseler de bir çok adayın AYM tarafından siyasi yasaklı ilan edilmesi olası.
Tüm bunlar iyi de, Erdoğan ve AKP samimiyetle seçim kazanacaklarını düşünecek kadar saf olabilir mi? Eğer partiye mahsus anketlere güveniyorlarsa, kesinlikle EVET. Erdoğan ve AKP’nin dikkate aldığı anketlerin ortalamalardan çok değişik sonuçlar verdiğini bir kez daha Mayıs Genar’la kanıtlayayım:
Genar Araştırma Şirketi’nin 17- 23 Mayıs tarihleri arasında, 17 ilde ve bu illere bağlı 215 ilçede gerçekleştirdiği seçim anketine 2 bin 175 kişi katıldı. “Türkiye Seçime Gidiyor” isimli araştırmada katılımcılara “Bu pazar bir milletvekili Genel Seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusu yöneltildi.
Cevaplar şöyle:
Şimdi bu sonucu bizim ekibin anket ortalamaları tablosu ile karşılaştıralım:
Daha da ilginci, Genar anketlerine göre, vatandaş nezdinde “terör ve Kürt” sorunu nerdeyse ekonomik sıkıntılar kadar etkili:
Diğer şirketlerin anketlerinde terör 125ci sırada filan yer alıyor.
İşte bu derin ve özgün analiz, FÖŞ’e Erdoğan ve Bahçeli’nin Kasım’da erken seçime NİYET ettiğini düşündürüyor. Ama, durun, erken seçim çantada keklik değil. Çünkü, “gelmekte olan” döviz krizi çorbada yüzen sinek!
Seçmen ekonominin sağlığını TL’nin gücüyle ölçer. Bu konuda en taze ankete göre, katılımcıların %60’ı kur istikrarsızlığından hükümeti sorumlu tutuyor. “Dış güçlerin marifeti” tezine AKP seçmeninin bile sadece yarısı inanıyor.
Yaz esnasında 21 Aralık 2021 benzeri bir facianın tekrarlanması, yalnız resesyon ve 3 haneli enflasyona yol açmakla kalmaz, resmen sermaye kontrolleri (kapalı kambiyo rejimi) zorunluluğunu getirerek, AKP-MHP’den büyük çapta kopmalara neden olur.
Bunları Erdoğan ve Bahçeli bilmiyor mu yani? Dolar/TL 16.50’yle flört ederken seçim kararı alınır mı? Alınmaz, ama linkte “Erdal Sağlam: Erken seçim olmazsa bu yılın bitmesi çok zor!” videosunu muhakkak izleyin. Çünkü AKP kaynakları Sağlam’a akıllara zarar bir senaryo üfürüyor. Bu senaryoya göre, hükümet yaz sonuna kadar doların yükselmesini, hatta belki dolar/TL’de 18.00 düzeyine bile müsamaha gösterecek. Erken seçim ilanıyla eş zamanlı olarak, süper-bono ihraç edilip döviz fazlası emilecek. TCMB bu kaynaktan gelen döviz ve elinde kullanılabilir imkan olan $30 milyarla piyasaya buldozer gibi girerek dolar/TL’yi “birkaç TL” düşürecek. Yani, yaz devaluasyonun ağızlardaki acı tadı seçime 60 gün kala yapılan bu operasyonla silinecek, yerini sonsuz bir seçmen minnettarlığı alacak.
Yahu, 18’e yükselecek doların ekonomiye ve seçmen güvenine vereceği geri çevrilemez zararı anlamaz mu kurt politikacılar? Dolar/TL’nin bir ay dahi 18 düzeyinde seyretmesi ithalatın çökmesine neden olarak, temel tüketim maddelerinde kıtlığa bile neden olabilir. Artık devaluasyon hem maliyet geçişkenliği, hem de psikoloji yoluyla enflasyonu yukarı itiyor. Yaz sonunda %100’e tırmanacak enflasyonu, sonra TL’in değerlenmesi yoluyla 60 günlük bir süre zarfında seçmene unutturmak imkansız.
Durun, bu film henüz sonlanmadı. AKP-MHP’yi siyasetten silecek bir ara senaryo da var. Bu da döviz kurunun erken seçim kararı alınmasından sonra kontrolden çıkması olur. Yani, TCMB şirket ve bankalara yalvararak, ya da tehdit ederek seçim kararına kadar dövizi yatay tutar. Akabinde siyasi ortamın gerginleşmesi ve SADAT’nın seçim çalacağı gibi ahmakça söylentiler kur şokunun pimini çeker.
Ne hoş olur ama değil mi? Tam bir ava giden avlanır filmi. Bence hükümet ya Haziran sonunda seçim kararı alır, ya da bu mevtayı bir yıl daha morgda bekletiriz.