Borsa
Yapı Kredi Y – Strateji Notu: On Bin Şey
‘’Gerçek sözler, kulağa paradoks gibi gelir” der Lao Tzu. Geleceği tahmin etmek mümkün mü? Evet. Peki geleceği tahmin etmek mümkün…
‘’Gerçek sözler, kulağa paradoks gibi gelir” der Lao Tzu. Geleceği tahmin etmek mümkün mü? Evet. Peki geleceği tahmin etmek mümkün mü? Hayır.
Biraz açalım; Isaac Asimov, “Vakıf” isimli bilim kurgu serisinde psikotarih kavramını icat eder. Kurgusal psikotarih, kitle psikolojisiyle olasılık arasındaki etkileşimi ele alan bir teori. Bir anlamda özgür iradeyle determinizm arasındaki mücadele. Asimov, bu kavramı nasıl icat ettiğini anlatırken Gibbons’un kitabından esinlenerek Roma İmparatorluğu’nun gerileyişi ve çöküşü analojisi üzerine bir hikaye yapmak istediğini söyler. Hikayeyi yazmaya başladığında okuldaki fen derslerinden, bir gazın tek tek molekülleri oldukça düzensiz ve rastgele hareket etse ve hiç kimse herhangi bir zamanda tek bir molekülün hareket yönünü tahmin edemese de moleküllerin oluşturduğu kütlenin davranışının doğru bir şekilde tahmin edilebildiğini hatırlar. Buradan yola çıkarak, bireylerin nasıl davranacağını tahmin edemeseniz de toplumların nasıl davranacağını tahmin etme olasılığınızın olduğu sonucuna varır.
Meşhur ekonomist Paul Krugman, Asimov’un eserlerini okuduktan sonra psikotarihçi olmaya karar verdiğini ama böyle bir dal olmadığı için ona yakın bulduğu iktisatta karar kıldığını anlatır.
Stanford’da ders veren ve Silikon Vadisi teknoloji şirketlerine danışmanlık yapan Profesör Paul Saffo’ya göre tahmin yapmanın amacı, yanıltıcı bir kesinlik girişiminde bulunmak değil, tahmin aralığını belirlemektir. Ona göre etkili bir tahmine ulaşmanın en hızlı yolu nokta atışı statik tahminler peşinde koşmak yerine genellikle bir dizi berbat tahminler yapmaktan çekinmemekten geçer. Bunların ardından edinilen içgörüleri daha fazla veri ve bilgi toplamak ve bu işlemi dinamik olarak yinelemek. Aslında Issac Asimov’un, bilim için “yanlışın daima düzeltilmesi” derken kast ettiği de budur.
Mental ve analitik modeller kullanmak faydalıdır ancak Bayesian olasılık planında yer alır ve her zaman yüzde yüzden düşük bir güven aralığına sahiptir. Bu elbette, tüm hipotezlerin eşit derecede iyi tanımlar olduğu anlamına gelmez. Daha fazla açıklayıcı güce ve pratik sonuçlara götürebilecek analitik ve mantıksal modeller aramalıyız.
Gerçek yerine gerçeğin modellerini kullanmak daha fazla anlama ve kontrol etme yeteneği sağlar ve daha fazla kesinlik sunar. Aslında büyük risk de burada başlar. Gerçekliğin modeli, asla modellediği gerçeklik değildir ve sağladığı sanılan kesinlik gerçeğin sadece bir kesitidir. Bunu unuttuğunuzda, maddi manevi yıkımları davet etmiş olursunuz.
Modelin neyi hariç tuttuğunun (bilinen bilinmeyenlerin) kısmen bilebiliriz ancak tanımı itibariyle bilinmeyen bilinmeyenler hariç tuttuğunu fark etmeyiz. Keşfettikçe daha önce farkında olmadığımızı bile bilmediğimiz yeni şeyleri fark ederiz. Yine de diğer bilinmeyen bilinmeyenlerin ne olduğunu hiç bir zaman bilemeyiz. Peki çare ne? Farkındalık ve alçakgönüllülük.
“Bilgi edinmede her gün bir şeyler kazanılır. Her gün Tao uygulamasında bir şey bırakılır”. -Lao Tzu
Önceki yazılarımızda çizdiğimiz strateji yol haritalarında trend anlamında değişiklikler yapmadık ama geçen hafta iki ince ayardan bahsettik. Kısa vadede riskli varlıklarda, Nasdaq dahil, tepki beklesek de birinci çeyrekte çoğu riskli varlığın, özellikle de S&P500 endeksinin tepe yapmasını beklemeye devam ediyoruz. Bu haftaki ince ayarımız da daha önce en fazla 5000 seviyesini görebileceğimiz S&P500 endeksi için maksimum görebileceği seviyeyi artık 4800’ler civarında düşünmemiz. Yani bizce S&P500 endeksi de zirvesini gördü.
Yazar: Murat Berk, Baş Stratejist
Cemre Yoldaş: PİYASALARDA SOĞUK BİR KIŞ
FÖŞ Baba anlattı: Dünya Borsaları NİYE Çöktü? Ne Zaman Toparlanır?