Borsa
Tufan Cömert yazdı: Disiplin şart, duygusal davranmanın sonuçlarının ağır olacağı sene başladı
Disiplin bu yıl daha da önemli, zira duygusal davranmanın sonuçlarının ağır olacağı bir seneye başladık. Türkiye’de bir piyasada, enstrümanda yatırım…
Disiplin bu yıl daha da önemli, zira duygusal davranmanın sonuçlarının ağır olacağı bir seneye başladık.
Türkiye’de bir piyasada, enstrümanda yatırım yapıyorsak da mutlaka küresel piyasalardan başlayarak tümdengelim yapmamız lazım. Bu noktada dünyada olan bitenleri uzun uzun anlatabilirim elbette, ancak yurtiçi piyasalarda oynaklık had safhada iken yurtdışını kısaca özetleyip geçsek yeterli gibi. Bilmemiz gereken de aslında geçen seneyi nasıl bıraktıysak onun devamı niteliğinde: Şimdilik gelişmiş ülkelerde (varyantlara rağmen) büyümede aşırı bir yavaşlama yok, enflasyon yüksek seyrediyor, faiz artırım süreci devam edecek. Bu da gelişen ülkeleri bir kez daha hassas bir dengeye sokuyor. Yıllardır anlattığım üzere, ev ödevini yapan ülkeler yatırım çekmeye devam edecek, diğerleri ise küresel yatırımcıların, kimi zaman buluttan nem kapan risk iştahına bağlı kalacaklar.
Peki, bu bağlamda biz neredeyiz?
2021 yılını piyasalarımızda yaşadığımız korkunç oynaklıkla bitirdik. Bu yıl dönem dönem Türkiye’nin yabancı yatırımcı çektiğini gördük, ancak yaz aylarından itibaren bunlar çıkışa döndüler. Burada özellikle swap piyasasından çıkış dikkat çekici. Her ne kadar swap piyasası otoritelerce çok arzu edilmeyen sıcak parayı barındırsa da, bu denli yüksek bir çıkış beraberinde döviz piyasasında işlem hacminde ciddi bir düşüşü getirdi. Böyle olunca, özellikle Aralık ayında, sığ piyasada TL’de çok sert hareketlere maruz kaldık. Yabancının neredeyse hiç olmadığı piyasada, panikle döviz alan küçük yatırımcı 20 Aralık sonrası maalesef ters pozisyonda yakalandı.
Öncelikle birbiri ardına devreye sokulan ürünler özellikle bireysel yatırımcı kaynaklı döviz talebini azaltabilir.
Ancak yıl genelinde aslında bireysel yatırımcılar döviz satarken kurumsal yatırımcılar almışlar. Bu, Türkiye’nin temelde ithalata bağımlı bir ekonomi olmasından kaynaklanıyor. Yani üretim alt yapımız ara mal ve enerji ithalatına bağlı olduğu sürece (Kasım ayı ithalatımızın %79’u aramalı, %12’si sermaye malı) kurumsal döviz talebi de sürecek. TCMB şu an ithalatçı şirketlere kur riskinden korunmak üzere forward imkanı sunuyor (aslında bunu zaten VIOP’ta da yapabiliyorlardı), ancak günü gelip de ödeme yapmak gerektiğinde şirketler gene döviz talep edecekler. Dolayısıyla ancak ihracat ve turizm gelirimizin ithalattan çok daha hızlı artması ile döviz piyasası dengeye kavuşacak.
Tabi ihracat ve turizm dediğimizde işin içine dünyadaki ekonomik durum, Covid’in seyri gibi başka konular da giriyor.
İşte bu yüzden aylık bazda cari fazlanın sürdürülebilirliği bir çok etkene bağlı. Kısa vadede döviz havuzunu dolduracak olan şey ise yabancı yatırımcının yeniden portföy yatırımlarına dönmesi, ama burada şimdilik pek bir hareket beklemiyoruz.
Türk mali piyasaları oldukça ucuz, ancak giderek artan oynaklık yabancı yatırımcıyı korkutuyor
Yabancı yatırımcılar gözüyle bakınca Türk mali piyasaları oldukça ucuz, buna şüphe yok. Ancak giderek artan vahşi oynaklık seviyeleri yabancı yatırımcının gözünü korkutmuş durumda. Bu yüzden de önce TL’de, sonra faiz piyasasında uzunca bir süre istikrar görmediğimiz sürece yabancı yatırımcının Türk mali piyasalarına anlamlı bir rakam soktuğunu görmeyi beklemiyoruz. Özellikle enflasyon rakamlarına baktığımızda, henüz bu cephede bir öngörülebilirlikten söz edemediğimiz açık. Bu yüzden de en azından önümüzdeki birkaç ay boyunca hemen her piyasamızda yerli yatırımcılar olarak biz bize kalmaya devam edeceğiz.
İşte bu noktada Sensei Silver’ın dediği gibi disiplin öne çıkıyor. Enflasyonun yükseldiği, sabit getirili yatırımlardaki faizin enflasyonun çok altında kaldığı bir ortamda yerli yatırımcı yine getiri arayışına hız verecek. Özellikle bireysel yatırımcının döviz ve altın ilgisinin bir anda yok olması beklenmemeli, ancak artan oynaklık sonrası canı yanan yatırımcıların burada artık biraz daha temkinli olacaklarını, yeni ürünleri tartacaklarını varsayabiliriz. Her ne kadar hisse piyasasının oynaklığı da aynı dönemde can sıkıcı olsa da, Türkiye’de bazı yatırımcıların disiplinden ziyade inanç ile hareket ettikleri bir gerçek. Bir hisseyi 18TL’den almış yatırımcı, hisse 9’a da düşse satmıyor mesela, “neden satmadın buraya kadar düşerken” diye soruyorsun, aldığın yanıt “ben bu hisseye inanıyorum”. Lütfen ama, finansal piyasalarda inanç çalışmaz, sizi yarı yolda bırakır. Sizi bir yerden alıp başka yere götürecek olan şey disiplindir. Aldığınız hisse piyasa koparken taş gibi yerinde duruyorsa ya yanlış hisseyi aldınız, ya da hisseniz doğru ama zamanlaması yanlış.
Yapmamız gereken disiplinli davranıp zarara katlanmak, sonrasında da vakit yitirmeden doğru hisseyi, doğru zamanda almak için hemen çalışmaya, araştırmaya başlamak olmalı.
Gelelim hisse piyasası ile ilgili beklentilerimize. Daha önce “kur yukarı, borsa yukarı” teması ile hareket eden BIST100 endeksi, kurdaki oynaklık ile paralel bir seyir izliyor son dönemde. Elbette burada aşırı oynaklık sırasında sıfırlanan kaldıraçlı ve kredili pozisyonların da endeksteki sert hareketlere katkıda bulunduğunu ifade etmemiz lazım. Fakat öyle ya da böyle, borsa hala TL cinsi yatırım dünyasında rakipsiz olmaya devam ediyor.
Bu noktada bir süre daha “kur yukarı-borsa yukarı (KYBY)” etkili olmasını beklediğimiz tema olacak. Ancak ve ancak bu süreçte endeksi taşıyan hisseleri de gözden kaçırmayalım: İhracat odaklı çalışan, döviz geliri yada döviz pozisyonu yüksek, kur artışı kaynaklı maliyetini müşterisine yansıtma gücüne sahip şirketler. Buna yüksek enflasyon ortamında güçlü nakit pozisyonuna sahip, bu dönemi büyümek için bir fırsat olarak şirketleri de ekleyebiliriz.
Borsada, kurda, faizde eş zamanlı yükselişle başladığımız yılın bu ilk iş gününün notunu yine Cobra Kai’den bir söz ile bitireyim: “Önemli olan nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğindir”.
Tufan Cömert, Araştırma ve Yatırım Danışmanlığı Direktörü
Berbat bir dönemdeyiz! & Erdoğan ülkeyi nasıl aldı, nasıl bırakıyor? | Atilla Yeşilada
ABD tahvillerinden uyarı: Omicron ve Enflasyonu ciddiye alın
Borsalarda yükseliş 2022’de de devam eder mi?