Borsa
Piyasa Bülteni | Antalya’da sonuç yok: Diplomasi devam etse de hava karamsar
Dün küresel mali piyasaların gözü Antalya’da idi. Türkiye’nin daveti üzerine bir araya gelen Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarının toplantısından maalesef elle tutulur…
Dün küresel mali piyasaların gözü Antalya’da idi. Türkiye’nin daveti üzerine bir araya gelen Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarının toplantısından maalesef elle tutulur bir sonuç çıkmadı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “bugün burada kimse ateşkesi tartışmıyor” sözleri ile toplantıya adeta damga vururken, meslektaşı Kuleba, Lavrov’un taleplerinin Ukrayna’nın ‘teslim’ olunması manasını taşıdığını söyledi. Hiç kuşkusuz müzakere masasını varlığı veya diplomasiye yönelik kapının aralık olması iyi bir gelişme olarak görünse de, tarafların bu şekli ile bir anlaşmaya varması pek de mümkün görünmüyor. Rusya’nın Kiev’e doğru ilerlemesi ise sürüyor.
Dün Antalya zirvesi ardından gözler, savaş nedeniyle bir nebze de olsun ikinci plana atılan ABD enflasyon verisine çevrildi. Her ne kadar geçmişi yansıtan bir veri olsa da ve geleceğin enflasyonunun tedarik endişeleri, yaptırımlar ve yaşanan şoklar nedeniyle çok daha yukarıda olacağı beklense de, ABD’de TÜFE’nin Şubat ayında beklentilere paralel %7,9 ; çekirdek TÜFE ise %6,4 artış kaydetmesine, tahvil piyasa üzerinde baskı kurdu.
Antalya’dan sonuç çıkmaması ve savaşın dünya üzerine yıkacağı hesaplanamaz maliyetlerin -özellikle de enflasyon cephesinde daha da artacağı beklentisi- gölgesinde doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvilleri haftayı neredeyse tam yol ileri tamamlıyor. Haftayı jeopolitik risklerin gölgesinde güvenli liman edası ve alımların eşliğinde %1,68 seviyesinden karşılayan 10 yıllık tahviller, dün enflasyon endişeleri ile %2 seviyesinin üzerine yükseldi.
ABD faizleri ile ters korelasyona sahip hisse senetleri ise dün satıcılı tarafta işlem gördü. Hatırlanacağı üzere, savaşan taraflardan gelen ve diplomasiye şans tanıyan sağduyulu açıklamalar sonrasında Çarşamba günü Avrupa borsaları %7 ; ABD ve Asya borsaları ise %3-4 civarında artış kaydetmişlerdi. Dün Antalya’dan sonuç çıkmaması ve ABD enflasyonun piyasaları daha da kötüsünün ufukta görünüyor endişesi ile satışa sevk etmesi ile ABD borsaları %1’e yakın değer kaybetti.
ABD enflasyonu kadar gözler dün Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) olağan toplantısını da takip etti. ECB, tahmin edildiği üzere faizlerde ve para politikası duruşunda herhangi bir değişikliğe gitmezken, içinden geçilen olağanüstü zaman nedeniyle, Bankanın karar alıcı üyelerinde ciddi bir kafa karışıklığı yaşandığını (bazı üyeler daha sıkı bir para politikası talep ederken, bazıları ise belirsizlik ortamı geçene kadar bekleme yönünde oy kullandıklarını) görüyoruz. Karar sonrası EURUSD paritesinin 1,0820 seviyesindeki kritik bölgesinden uzaklaşması ardından denge aradığı 1,10 seviyesi etrafında tutunmaya devam ettiğini görüyoruz.
İçeride de havanın oldukça karamsar olduğunu görüyoruz. USDTRY kuru her gün ağır çekimde (kamunun süregelen desteği ile) yükselmeye devam ederken dün psikolojik 15 seviyesinin kıyısına kadar dayandık. Dün açıklanan TCMB’nin haftalık para ve banka istatistikleri, parite/fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara gerçek kişilerin döviz mevduatlarının bir önceki haftaya göre 0,5 milyar dolar, tüzel kişilerin ise 0,1 milyar dolar azaldığını gösterdi. Buna rağmen, TCMB’nin brüt döviz rezervleri 2 milyar dolar daha azalarak 68,2 milyar dolar seviyesine geriledi. Çok açık bir şekilde, DTH rakamları azalırken, TCMB’nin döviz rezervlerinin artmaması, TL’deki değer kaybına karşın kamunun devamlı bir şekilde desteğinin devam ettiğini bizlere anlatıyor.
Bunun da sürdürülebilir olmadığına inanmaya devam ediyoruz. Özellikle, enerji, tarımsal emtia ve sanayide kullanılan ara mal (endüstriyel emtia) fiyatlarında yaşanan akıl almaz yükselişler, ithalatçının döviz faturasını kabartarak döviz talebinin de artmasına neden olurken, ülke istatistiklerine de enflasyon ve cari açık olarak yansımaya devam edecektir. Bunun da panzehiri olan turizm, taşımacılık ve müteahhit işlerine, içinde bulunduğumuz nazik dönemde bel bağlamamak gerektiğinin altının bir kez daha çizmek gerekiyor.
Jeopolitik risklerin panzehir veya bu tip zamanların asıl aktörleri olan altın ve petrol zirve seviyelerde sonra dinlenmeye geçti. Altın cephesinde tüm zamanları zirvesinin test edileceği yönünde beklentimiz gerçekleştikten sonra, bir sonraki adım için yeni bir ‘gelişmeye’ ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Petrol cephesinde ise gerek diplomasi masasının varlığı gerekse de Birleşik Arap Emirliklerinden gelen arz artırma yönünde hafta ortası çıkış, adeta soluksuz giden petrolün durulmasına hatta geri çekilmesine neden oldu. Buğday (bushel) fiyatı, hafta başı 13,7 dolar seviyesini görerek tüm zamanların zirvesine yükselmesi ardından 10,6 dolar seviyesinde geri çekildi. Abartılı fiyatların törpülenmeye başlaması, ekonomik gerçeklerden sapan ve adeta haber bombardımanı ve momentumla hareket eden piyasaları da şimdilik soluklandırıyor. Sert volatilite ise içinde bulunduğumuz yeni dönemde ‘yeni normal’ olarak devam edecektir.
Kuşkusuz sıcak savaş bir noktada bitecek olsa da, yaşanacak uzun soluklu ‘soğuk’ savaş, arz endişeleri, ambargolar ve yaptırımlar ile dünyayı çok zor bir dönemin beklediği aşikâr. Bu nedenle, yumurtaları tek bir sepete koymadan ve sağlıklı bir portföy yapısı kurarak risklere ve fırsatlara eşit uzaklıkla mesafe alınması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz.
Dünden kalan son haber ise Cumhurbaşkanı Erdoğan mevkidaşı Biden ile Rusya ekseninde telefon konuşması oldu. Savunma sanayisi alanında Türkiye’ye yönelik tüm haksız yaptırımların kaldırılmasının zamanının çoktan geldiğini aktaran Erdoğan’ın sözleri ABD açıklamasında yer almadı.
Yeni gün başlangıcında piyasaların yeniden kırmızı renge büründüklerini görüyoruz. Asya piyasalarında dün %4 civarında artışlar bu sabah yerini %2 civarında satışlara terk etmiş. Benzer bir şekilde, ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde %0,5 civarında düşüş görüyoruz. Altının ons fiyatı psikolojik 2,000 dolar seviyesinin hemen altında son 2 gündür yatay bir seyir izliyor. Haftalık kapanışı takip ederek pazartesi günü daha sağlıklı ve teknik bir bakış açısıyla yorumda bulunacağız.
Bugün içeride ödemeler dengesi istatistikleri önemle takip edilecek. Anketlere göre, cari hesabının Ocak ayında 7,25 milyar dolar ile son 4 yılın en yüksek açığını vermesi bekleniyor. Enerji ithalatı bu rakamlarda aslan payını teşkil ediyor. Bu arada yeni ekonomi programının yegane amacının cari işlemler dengesinde fazla verilmesi üzerine kurulu olduğunu tekrar hatırlatmış olalım. Veri takvimini ise ayrıca, sanayi üretimi, perakende satış ve ciro endeksleri süslüyor. TCMB’nin düzenleyeceği piyasa katılımcı anketi de takip edilecektir.
iktisatbank.com.tr