Veysi Dündar: VEYSİ DEĞİL VEYİS
7 Haziran 2021
Sedat Peker’in 2.Sezon’u dün başladı. Ana temada AKP döneminin son dönemine damga vuran basınla ilgili iddialar vardı. Sedat Peker, Habertürk’ten Veyis Ateş’i bir süredir hedefe koymuştu. Bunun Süleyman Soylu’nun Habertürk’teki programında kurtarıcılığına savunması ile ilgisi olduğuna şüphe yok. Diğer taraftan bu kurtarıcı rolün tesadüfi ya da bilabedel olmadığına dair çok ağır isnatlar yer aldı.
Normal vatandaşın servet ödediği otel odalarında yapılan free konaklamalardan söz etti. Doğrusunu ya da yanlışını bilemeyeceğimiz bu suçlamaların açığa çıkması gerekiyor.
Öte yandan insanın aklına gazeteci denildiğinde eski model Renault’suna konulan bomba ile aramızdan çalınan Uğur Mumcu geliyor. Diğer tarafta halen nerede olduğu meçhul bir işadamının ultralüks otelinde konaklayan bir kişinin parasını kendi de ödese, gazetecilikle olan bağı sorgulanır ister istemez.
Kimi mesleklerin raconu vardır. Gazetecilik raconu ise kimseye eyvallahı olmamaktır. Veyis Ateş’in veya genelde iktidara yakın gazetecilerin bu konuda fazla bir kaygı taşımadıklarını biliyoruz. Bir seçim arifesinde Erdoğan’la mülakat yapan Ateş’in cevaplara soru sorarak tamamladığı program onun yıldızını hiç sönmeyecek şekilde parlattı.
Habertürk’ün iktidar medyası tanımına tam uymayan programcıları da var. Buna karşılık Sedat Peker’in basın mevzuunda zikrettiği diğer grup olan Demirören medya için bu gerçek bir ütopya.
Basınımızın amirali Hürriyet’in yanısıra ona rakip olmaya yakın Milliyet’i yok olma eşiğine getiren Demirören Grubunun bu hizmetinin karşılığı 750 milyon doların fevkinde olmalı.
Yine de iktidarınıza gazetecilik oynayarak devam etmek istiyorsanız, parasını halka ödetemezsiniz. Bu yüzden Ziraat Bankasının gruba kullandırdığı kredinin akıbetini herkesin bilmesi gerekir. Bu arada olacağı söyleyeyim. Demirören, Hürriyet ve Milliyet’i Ziraate verir kurtulur. Sorun şu ki bu gazeteler bırak 750 milyon doları 750 lira kazanıyor mu şüpheli. Ahmet Hakan’ın GYY olduğu bir Hürriyet’e vatandaş ölüm ilanını dahi vermiyor çünkü. Bir zamanlar Yalçın Küçük hoca bu ilanlardan ülke üzerine tezler yazıyordu.
Erdoğan’ın çok sevdiği deyimle “nereden nereye”. Bir zamanlar basının amiral gemisi olan Hürriyet ile Üsküdar-Beşiktaş arası gitmeye kalksanız Kız Kulesinde kalırsınız. Milliyet içinse diyecek sözüm bile yok. Muhtemel ki gazeteyi basanlar bile okumuyor.
İslam Çupi, Altan Erbulak, Örsan Öymen ve tabii efsane Abdi İpekçi’lerin on yıllarca emek verdiği Milliyet hamburger menüsünden bile değersiz artık.
Tabii ki kuvvetler ayrılığını yok eden bir iktidarın bekası için medyanın merkezinin itlafı şarttı. Bunu zevkle yapan aracılar bulmak hiç de zor olmadı. 5 milyon takipçisiyle azami 50 like alan Ahmet Hakan’ın twitter hesabı ne kadar inandırıcı ise Hürriyet de o kadar inandırıcı artık.
Berat Albayrak’ın maaşını dolarla alıp almadığından emin olmadığı Ahmet Hakan, Türk basınının amiral gemisini batıran kaptan olarak tarihe geçti bile.
Bütün bu hırgür içinde Veyis Ateş’e hitap ederken dili sürçerek sürekli “Veysi” diyen Sedat Peker’in, bu hatası bana da eğlence oldu. Mardin’de çok sevilen Veysi adının mümessili olarak biraz da yazı çizi geçmişime istinaden tekzip talep ettim devamlı.
Burada tabii ki isimler buzdağının üstü. Altta koca bir tercih manzumesi var.
Watergate’den Hitler’in propaganda makinasına, Pravda’dan ÇKP resmi yayın organına kadar güçlünün mü haklının mı yanındasın sorusunun cevabı buzdağının görünmeyen yüzü.
Güce tapan, güçle var olan bu iktidar havuzuna dalmış gazeteci ekibiyle mesafemi tespit için Sedat Peker’e tabii ki ihtiyacım yok.
Sedat Peker dedi diye değil ama bu ülkede beka sorununa dönüşen besleme ve güdümlü basının azalarak yok olması için herkese iş düşüyor.
Vicdanından öte makam tanımayan, doğrudan başka rütbe bilmeyen gazeteci olmasın, kendine gazeteci demesin. Güçle, makamla, parayla yoğrulmuş gazeteciye ne denir artık biliyoruz en azından bu da Youtube’un faydası olsun.
Analiz, Veysi Dündar 7.6.2021