AKP’DEN MUCİZE İCAT: ENFLASYONSUZ DEVALÜASYON

Bazen birisine para gönderirken yanlışlıkla bir sıfır fazla yazarsınız. Hesabınız da müsaitse. 1000 yerine 10.000 gider.
Kanunda bunun adı “ sebepsiz zenginleşmedir”. Parayı yolladığınız adam ona 10.000 borçlu olduğunuzu ispatlayamazsa, o parayı geri ödemekle mesuldur.
Bu eğer dava konusu olursa, açılacak davanın adı “sebepsiz zenginleşme” davası olacaktır.

Bu güzel tanımın bir tarafında da “sebepsiz fakirleşen” siz varsınızdır.
Aslında 1.000 lira ödemeniz gerekirken 10.000 ödeyerek 9.000 lira hiç yoktan fakirleştiniz. Evet bir hata yaptınız ve yanlış tuşa bastınız ama bunun bedeli bu olmamalıdır.

2021 biterken Türk Halkının çoğunluğu, yani maaşla, kira geliri ile yani enflasyona bağlı olarak gelir kazananların tamamı “sebepsiz fakirleşmiş” durumdadır.

Türkiye’de son 8 yılın toplam enflasyonu %120.
Yani maaşınızı enflasyon artışına bağlı olarak artıran işvereniniz azıcık da bonkörse ve %10 refah payı verdiyse sizin maaşınızı bu 8 yılda %130 artırmıştır.

Aynı dönemde yani 8 yılda maaşınızı aldığınız Türk Lirasının değer kayıp oranı ise %630.
Yani sizin tam %500 oranında bir kaybınız var.
Maaşınızı dolarla almadığınız için sizin 2 bin lira maaşınız 5 bin liraya çıktıysa aslında aynı dönemde alım gücünüz %500 gerilemiş demektir.

KÖİ’leri Dolarla maaşa bağlayan TC Hükümeti çalışanların maaşlarını ise TL’ye bağlayarak aslında tercihini tam en başında göstermiştir.

Düşünsenize Hükümete iş yapan bir müteahhit yaptığı, Köprü, Hastane, Yol, Tünel vs için devletten çatır çatır %630 artmış dolar üzerinden para alırken, siz aynı dönemde %500 silkelenmiş bir para birimine talim edeceksiniz.

Bu hesabın böyle olmasının sebebi de aslında yine maaşını TL olarak alan TÜİK’in çarpıttığı veriler…

Sağlık ürünleri dağıtımı yapan bir firmaya gelen TÜİK elemanları satılmayan rafta kalmış, tüketimi olmayan ürünlerin fiyatlarını baz alarak sağlık sektöründeki fiyatları hesaplıyorlar. Davul fırın, kara lastik, sapan meşini gibi ürünler enflasyon hesabında kullanılarak sistem iğfal ediliyor.

Veysel Ulusoy’un ENAG ile işin doğrusunu hesaplama çalışmaları ise, geç de olsa işin doğrusunu ve kralın giyim tercihini ortaya döktü.

Ben en çok Emekli olacaklara üzülüyorum…

Düşünsenize bütün ömrünüz boyunca çalışacaksınız ama 2021’de emekli olduğunuzda aldığınız ikramiye ile bir araba bile alamayacaksınız.

Bunca kul hakkının helalleşmesini yapma görevini üstlenen Kemal Kılıçdaroğlu’nu ayakta alkışlıyorum…

Bunca insanın bunca yıllık alınterini çöpe gönderen bir iktidarın helalliğini verme cüreti büyük bir cesarettir.

MAAŞLAR ERİRKEN  ÇAYINI YUDUMLAYANLAR

İktidarın koç başının en ucunda duran Mücahit Birinci’ye göre bu duruma “alışacakmışız”

Benim daha iyi bir önerim var.
Bugün geliri enflasyona bağlı olarak ezilen ve varlıkları çöpe dönen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını AKP’ye siyasi iktidara ve bunu savunan herkese   “sebepsiz fakirleşme” davası açmaya davet ediyorum.

Türk insanı cebindeki varlıkları sana yağ gibi eriten bu iktidarın tüm bileşenlerinden alacaklıdır.

1983-2002 arasındaki dolar kurunu hesaplayıp bize akıl öğreten Cahit Özkan, aynı hesabı enflasyon için tabii ki yapmıyor.
Cahit Özkan da AKP’nin üst düzey yöneticisi olarak bu davanın en baş muhatabı olacaktır.

Nedim Şener,  Tuğrul Selmanoğlu gibi fakirliği güvenlik korkusuyla soslayanları da unutmamak gerekir bu bahiste.

Sözün özü AKP liderinin, “ülkeyi öylesine bir hale sokayım ki, benden sonra kimse bunu yönetmeye teşebbüs etmesin” diye de okunacak son yıllardaki siyasetinin artık bu ülkenin her bir ferdine maliyeti katlanılmaz olmuştur.Onun liderliğinden nemalanan başta Bahçeli olmak üzere tüm siyasetçiler, gazeteciler, iş adamları Türk halkına karşı ağır borç yükü altına girmiştir.

Sebepsiz Fakirleşen Türk Halkı, Sebepsiz Zenginleşenlerden bunun helalliğini değil, tazminatını almaya sonuna kadar hak ve selahiyet sahibidir.

Önümüzdeki günler ve sürecin ana gündemi bu sebepsiz fakirleşme davası olacaktır.

Analiz, Veysi Dündar 20.11.2021