Bu defa Omuzu Albayrak mı Attı?

Klasik bir sözdür. Düşmanın düşmanı dosttur.
Süleyman Soylu’yu doğrudan hedefe koyan Sedat Peker bu şekilde sadece Süleyman Soylu’nun da içinde bulunduğu iktidar blokuna muhalif olanların sempatisini kazanmadı. Aynı zamanda söz konusu blokun tam içinde yer alan klikler arasındaki rekabeti de yeniden tanzim etti.

Süleyman Soylu ile Berat Albayrak arasındaki maçı Peker devreye girene kadar sadece Albayrak kaybetmiş gibiydi. Soylu, Pandemideki yol kazasını saymazsak, HDP’yi kum torbası yaparak yoluna devam etmekteydi.

Ekonomi karnesi “0” olan bir iktidarın damat da olsa vezir feda ederek Şahı koruma stratejisi Berat Albayrak’ı sistem dışına itivermişti.

Albayrak Giderken…

Albayrak giderken ağır suçlamalar, tenkitler ve imalarla alanı boşaltmıştı.
Bu suçlamaların hedefinde muhalefetten ziyade, iktidar bloğundaki bazı kesimlerin olduğu anlaşılıyordu.
At izi ile it izi neden ve nasıl karışmıştı?
Bunun cevabını hiçbir zaman öğrenemedik.
Fakat dedikodu düzeyinde kalsa da, “ateş olmayan yerde duman da olmaz” bilgisi bizi bazı olayları yeniden sorgulamaya itti.

Aslında aylar hatta yıllar önce atılan bir omuzun ikili arasındaki bir gerilimin dışa vurumu olabileceğine dair ciddi emareler mevcuttu. Bu omuzun ardından ikili hemen ertesi gün, günah çıkarır gibi dostluk görüntüsü vermişti. Ancak orijinal omuz atma görüntüsünde tarafların, özellikle de Berat beyin pek de dostane bir duruşunun olmadığı görülüyordu.

Erdoğan Sonrasına Dair

AKP-MHP’nin Jenga misali tek taşın sabit kalmasıyla ayakta duran yapısı içinde, kilit taşı statüsündeki Erdoğan’ı muhafaza etmek için herkesin seferber olması gerekiyor malum. İstisnasız tüm bileşenlerin bekası Erdoğan’ın yerini korumasına bağlı.

Ancak Erdoğan sonrası da en az bunun kadar plana muhtaç.
Erdoğan sonrası dönem için herkes kendini bir pozisyona sabitlemek zorunda.

Burada Berat Albayrak maça 3-0 önde başlamıştı.
1 gol babası Sadık beyden, 1 gol Kayınpeder Erdoğan’dan, 1 gol de tabii ki genel averajdan.
Berat Albayrak’ın bu 3 avansın 2’sini ekonomi tarafında kaybettiğine kuşku yok. Fakat yine de 1 gol öndeydi.

Ama ekonomide sürekli irtifa kaybı yaşanırken, müthiş bir dedikodu rüzgarı da Albayrak’ı yıpratmaktaydı.
“Yumruklar mı yememişti. Teknelerde mi basılmamıştı. Boşanma davaları mı açılmamıştı.”
Her biri kendi başına skandal niteliğinde iddialar havada uçmaktaydı. Hangisi doğru hangisi yalan belli değildi. Tam at izinin it izine karışma halleri.

Burada Erdoğan sonrasına güçlü girme konusunda yaş, mevki ve güç olarak en güçlü adaydan söz ediyoruz. Berat Albayrak ekonomideki başarısızlık ve hiç kesilmeyen dedikodu fırtınası içinde gündemin dışına kayıverdi.

Bu olan aslında Erdoğan’ın damadı için pek de olağan bir kariyer gibi değildi.
Belli ki dedikodu fırtınası hedefine kısmen yada tamamen ulaşmıştı.

Erdoğan en başarısız icraatı dahi allayıp pullayan, hele ki konu iktisatsa ihaleyi iç ve dış güçlere yıkan tarzı ile Berat Albayrak’ı rahatlıkla bir süre dinlendirmekle kifayet ederdi.

Ve Sedat Peker Sözü Alır

Belli ki rakip takım, maçı 3-0’dan çevirmeyi başarmış. Berat beye siyasi kariyerinde devamlılık şansını kaybettiren süreç meydanı en güçlü adaya bırakıyor : Yani Soylu’ya.

Ta ki bir tripoda bir telefona kadar.

Süleyman Soylu’nun, Thodex Fatih’le yakın teması ve MHP’li Saffet’in de oğlu üzerinden bu sürece dahil olması ile süreç aslında başlamıştı. Fakat bunu hızlandıran Peker oldu. Peker, Süleyman Soylu’yu hedefe koyarken, Soylu’ya oğlu üzerinden yüklenme imkanı da bulmuştu. Belli ki Soylu’yu sevmeyenler partisi de boş durmuyordu.

Soylu’nun MHP lideri tarafından kollanması boşa değil. MHP kadroları kamu kurumlarında iş buluyor ve Bahçeli bu durumdan gayet memnun. Fakat!
‘Peker’in anlattıkları da yenilir yutulur değil.’

Soylu giderse, AKP içinde onu ikame edecek bir karakter bulmak kolay değil MHP için. O yüzden kayıtsız şartsız bir savunma hattı oluşturdu Bahçeli. Ama nereye kadar?

Soylu’nun sıradan bir demokratik ülkede çoktan istifa etmiş olması gerekirdi.
Türkiye sıradışı bir anti demokratik ülke olarak bunu uzatsa da, mızrak kimse için çuvala sığmayacak.

Peker, Erdoğan sonrasının en güçlü adayını oyun dışı etti. Bu oyunda daha önce dışarıda kalmış olanlar için çok da üzücü olmasa gerek.

Güçten düşmüş bir rakip size iktidarı vermez ama en azından koltuğu boş tutar.

Sedat Peker, Soylu’ya yaptıklarıyla maçı tekrar dengeye getirdi. Hatta Soylu fazlasıyla hırpalandı. Peker bunu Berat Albayrak için mi yaptı?
Sanmıyorum ama neticede öyle de yada böyle ona çalışmış oldu.

Türkiye Ak Parti’den ve bileşenlerinden ne denli sıkılmış olsa da, bu güç odağının etkileri bir anda bitmeyecek. Bu nedenle Peker’in müdahelesinin sonuçları daha uzun süre üzerine konuşmayı hak edecek.

Analiz, Veysi Dündar 8.7.2021