Veysi Dündar: Muhalif Medya Linci
23 Temmuz 2021Bu Ülkede Sadece İktidarı Öven Medya İsteniyor
“İktidar Medyası” dediğimizde; kocaman bir hacmi kapsayan, minicik bir kütleden söz ediyoruz. Futbol yayınları nedeniyle en çok izlenen platform dijitürk/Bein’de örneğin haber ve ulusal kanalların sadece 4’ü, iktidara kafa tutan yayın yapabiliyor.
Bu süreci zamanında ayakkabı kutuları ile meşhur Halk Bank genel müdürü Süleyman Aslan’dan, 2 Milyonu çekirdek ister gibi isteyen Star GYY’si Karaalioğlu’ndan Sedat Peker ifşalarına, TRT’nin gerçek ötesi dizileriyle abad edilen yapım şirketlerine, Kamu Bankası reklamlarıyla neredeyse her daim karnı tok sırtı pek tutulan yazılı basına yakından biliyoruz.
Hem de Bizim Vergilerimizle
TRT’nin kamusal kaynakları tüketmesine rağmen sadece iktidar yanlısı haber üretmesi ise bu süreçte başlı başına özel bir başlık olarak duruyor.
Üstelik TRT giderek karmaşıklaşan çeşitlenen kanal sistematiği ile, daha da çetrefil ve hesap veremez hale gelmiş durumda.
Medyaya yönelik baskıları normalleştirme kervanına katılan ve TRT’ye Fransızca içerik sağlayan Öznur Sirene, Fransızcasını kimseye anlatamayacağı ifadelerle puan topluyor mesela. Ülkenin Tanzimattan beri azıcık yabancı dilde konuşan yazana verdiği kredi ve 7 düvele ders verme misyonu ile dolup taştığı anlaşılan Sirene’nin, ülke parasının 5 yılda 5 kat değersizleşmesinden bile medya baskısına gerekçe oluşturduğu görülüyor.
Vergilerimizden fonlanan bu yapının, bir süredir pek başvurulmayan “EYYYYYY …. “ paragrafının özellikle yurtdışında hala alıcısı olduğuna şüphe yok. Sirene’nin soğuk savaş anti komünizmi zamanında sağcıları Amerika’nın desteklediği ifşası ise Erdoğan/Bahçeli’ye hayran olanlar için hayal kırıklığından ibaret aslında.
Malum her ikisi de 70’lerden miras sağcılardır.
Aparatçikler İş Başında
Erdoğan’a bağlı aparatçikler varoluşlarını borçlu oldukları yapının bozulmaması için oluşturdukları medya düzeni ile, sanal da olsa bir entelektüel zemini tesis etme derdinde. Burada Erdoğan’ın itirafına konu olan entellektüel/sanatsal/kültürel iktidar tesis edememe ise en önemli problem olarak duruyor.
Bir taraftan dünyaya kafa tutan bir imajı içerde palazlandırırken, dışarıda daha makul, dünya şartlarına uygun içerikler ve buna paralel içerik üretenlerle işbirliği kurulmaya çalışılıyor.
Bağımsız Medya Nasıl Kuruldu?
İktidarın ülkede muhalefete yaşam hakkı tanımaya ve sesini duyurmaya katlanamayan tavrına karşı, muhalefet giderek kaybolan zeminde tamamen halk dayanışması ve inancı ile kurduğu ticari varoluşlarla kendini ifade etmeye çalıştı.
Sözcü ile başlayan, Halk TV ile devam eden süreçte, Tele1, ve KRT de diğer ciddi oyuncular olarak ortaya çıktı.AKP medyası ile ulusal düzeyde rekabet edebilen bu 4 temel medya ticari faaliyetini elinden geldiğince piyasa şartlarına göre sürdürmeye çalıştı, çalışıyor. Diğer tarafta kimsenin okumadığı gazetelere verilen reklamlar, TV kanallarının parsellenmiş olması burada nefes almanın gerçekten ne denli zor olduğunu göstermekte.
Ülkenin oligopolleşen inşaat, Telekom, Gıda, Süpermarket gibi başlıca sektörleri ise zorunlu olarak iktidar medyasına reklam vererek onları daha da semirtirken, seyredilme oranları ve tüketim eğilimleri nedeniye muhalif kanallar da “saf yandaş” olmayan ticari işletmelerden reklam koparabiliyor.
Bükemediği Bileği Kıranlar
Herkesin bildiği bu temel çerçeveyi tekrar etme gereği birden piyasaya sürülen fonlanan medya kavramı ile zorunlu oldu.Medyascope üzerinden başlatılan ancak çerçevesi genişletilen bu saldırıda amaç internet medyasının temel varoluş kanalı olan yapıyı kriminalize etmeye dayanıyor.
Kendisi ülkenin vergisinden rantına tüm kaynaklarına çöken iktidar bloku, medyayı beslemek için tüm olanakları haizken muhalif kesimin varoluşunu ortadan kaldırmaya tevessül eden bir algı yönetimine başvuruyor.İktidar kamu kaynakları ile medya beslemiyor gibi başkalarının kaynaklarını sorguluyor. Medyanın zaten hukuksal planda denetlendiği, söylediği yazdığı her şeyin RTÜK gibi AKP İletişim Dairesine dönmüş bir yapının tasallutu altında olduğu gerçeği göz ardı ediliyor.
Türkiye Orwell’in 1984’ünden Bradbury’nun Fahrenheit 451’ine uzanan bir hayalgücünün deney sahası olmuş durumda. Ekonomik başarısızlığın bir iktidarın sonu olduğu gerçeği aslında “hayali” bir medya olan iktidar havuzunda yıkanmaya çalışılıyor.
Bu havuza girmek istemeyen herkes işbirlikçiden haine uzanan bir skalada konum alıyor. Ülkeyi sevme imtiyazı sadece bu mavi kanlılara verilmiş. İktidarın sağladığı olanakları korumak için Erdoğan’a muhtaç olan bu Jenga taşları sistemin yıkılmaması için safları sıklaştırıyor ve kendilerinden başka herkesi ve her kesimi suçluyor.
Analiz, Veysi Dündar 23.7.2021
Not/Kendime Dair
Ocak Medya/Para Analiz/TV5 bu zamana kadar yazılarımı yayınladığım, görüşlerimi düzenli paylaştığım bağımsız oluşumlar oldu. Halk TV , Artı1 , Cem TV ve Tele1’de de düzenli programlara iştirak ediyorum.
Ben gelirimi yazılarımdan/habercilikten/analizlerimden kazanmıyorum. Kazansam fena olmaz ama para kazanmıyorum diye üzerime düşenlerden kaçacak değilim.
Allah kimseyi aç bırakmıyor ama herkesin de bu şekilde davranmasını beklemek haksızlık olur.
Türkiye’yi sevme ve onun daha iyi olması için konuşma ve yazma hürriyetimi kimseye tahdit ettirmem.