Veysi Dündar: KEMAL! ÜZÜLME…
4 Eylül 2021Annemin hastalığından bu yana neredeyse twit atmadım. Tek bir yazı yazdım. O da siyasetten uzak bir iç dökme arzıhaliydi.
Siyaset konuşmak için mecalim yok.
Bir analist, haberci, gazeteci için zaaf yada zayıflık diye düşünebilirsiniz.
Ama ben hiçbir zaman kendini inkar edenlerden olmadım. Neysem oyum. Maskeyle değil gerçek yüzümle sizin karşınıza çıkıyorum.
Yine de siyasete dair yazmak değil niyetim. Zaten dostum Kemal Özkiraz’ın başına gelenin de siyasetle ilgili olmadığını düşünüyorum.
Yine de içim acıdı.
Günlerdir annem için gözyaşı döküyor, dua ediyorum.
Kemal’in ufacık sabisi de gün gelecek anne olacak. Belki onun da bir oğlu olacak. Önce o çocuğunu bağrına basacak, sonra günü gelince tersi de olacak.
Herkes gibi bir hayat bekliyor, beklemeli bu ülkenin çocuklarını.
Peki bir ülkede siyaset ne için yapılır?
Bu sorunun cevabı çok da karmaşık ve zor olmamalı.
Siyaset her şeyden öte emsal olmaktır.
Küfreden siyasetçinin emsal kabiliyeti olabilir mi? Olursa bu emsal bizim için ne anlama gelecektir?
Kendisi gibi düşünmeyen, üstelik bunu hiçbir zaman gizlememiş bir gazeteciye, araştırmacıya verilecek belki 100 değişik yanıt varken neden küfredersiniz..?
Verecek cevabınız yoksa bunu yaparsınız.
MHP’nin seçim barajını belirleme konusundaki kararın tek belirleyicisi olduğunu en üst perdeden deklare etmesinden sonra, söylenecek pek çok şey vardı.
Bu kadar cevap bekleyen soru ortada iken bu soruları, yorumları sadece sizi sevenlerin yapacağını düşünmek bir siyasetçi için safdillik olurdu.
Oysa çok iyi biliriz ki; Türkiye’de siyaset son derece ciddi bir iştir. İktidar cephesinin siyasete olan bakışı safdillikle değil, olsa olsa sertlikle izah edilebilir.
Siyaseti dizayn etme konusunda mahir bir tavır gösterip, bir gül bahçesi donattığını düşünen iktidar ortağı, bahçenin dikensiz olmasını da istemektedir.
Oysa doğada dahi güzelliğin bir bedeli varken, dizayn edilmiş bir siyasetin bedelinin olmayacağını düşünmek akılla alay etmek olacaktır.
Kemal Özkiraz’ın seçim barajına dair analizi berbat bir manipülasyon, felaket bir ajitasyon, iğrenç bir provakasyon olabilir. Böyle düşünebilir ve Kemal’i Manipülatör, Ajitatör, Provakatör olarak da suçlayabilirsiniz.
Bunlar siyasi literatüre geçmiş kavramlardır. Üstelik sizin kelime hazinenizin zenginliğine de işaret eder.
Oysa Kemal’e küfretmeniz sizin siyasi kültür dağarcığınıza dair en ufak bir ipucu vermez. Küfür edebilmek için siyasetçi olmanıza gerek yoktu. Küfür etmek için herhangi bir özelliğe sahip olmanız da gerekmez. Ağzı olan herkes küfredebilir.
Tabi küfür işin görece masum yanı.
Küfürle de yetinmeyip işi tehdite üstelik karşınızdakinin aile bireylerine cinsel tasallut içeren tehdite tahvil ettiyseniz, o zaman konunun kriminal boyutu daha da genişler.
Küfür eden kriminal alana girmiştir ve cezayı hak eder. Ufacık bir kız çocuğunun öznesi olduğu bir tecavüz, cinsel eylem iması ifadesi ise eğilip bükülen Türk yargısının değil, İnterpol’un alanına giren bir suç kategorisidir.
Küfürbaz siyasetçilerin ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor olabilir. Ancak aldıkları risk uluslar arası bir havalimanında polisin kendilerini derdest etme riski olmuştur bu saatten sonra.
Türkiye’de yazık ki siyasetin düzeyi iktidarı bırakmak/paylaşmak istemeyen yönetim erkinin elinde giderek asgari şartların altına indi.
Kemal gibi insanların konuşmasına katlanamıyorlar. Cevap verme külfetinden kaçıyorlar.
Siyasetçinin yapması gerekenin açıklamak izah etmek ve mukabele etmek değil susturmak olduğuna inanmışlar.
Keyfi tanımlamalarla herkesi terörist ilan eden bu aklın ceremesini yazık ki vize kuyruklarında bütün ülkece çekiyoruz. AB vize koşulunu siyasetçilerin küfürle dikte etmek istedikleri “Bizden Gayrı Herkes Teröristtir” inadı yüzünden kaldırmıyor.
Ancak iş siyasetin ötesine geçti.
Bir hastane bahçesinde annesi için dua eden Veysi Dündar olarak; Kemal Özkiraz’ın çocuğuna küfreden bir siyasetin de siyasetçinin ülke yönetmede yeri olmaması gerektiğine inanıyorum.
Sadece annemin sağlığı için değil, bunun için de dua edeceğim. Yazacağım. Çizeceğim.
“Eğer bir memlekette erbabı namus, laakal eşşira kadar sabur olmazsa, o memleket behemahal batar.”
Analiz, Veysi Dündar 4.9.2021
Not : Annem . Annem . Annem. Tam 15 gündür entübe. Ne olur neye inanıyor nasıl biliyorsanız öyle dua edin. Şifa için iyi niyetinizi esirgemeyin.
Ve Babam yarım asırlık yol arkadaşı için camide tek başına duada. Tek dileği tekrar yolda beraber olmak.