Vatandaşı Olmasan Cennet Gibi Ülke

Gurbetçi vatandaş Yeni Şafak’ın uzattığı mikrofona konuşuyor. “Cennete gelmiş gibiyim.”
Ortalama maaşın 5 bin Avro olduğu Almanya’dan geliyor çoğunluğu.
5 bin avro 55 bin lira ediyor. Açlık sınırının 2.865 TL ile asgari ücrete eşit olduğu ülke tabii ki dışarıdan gelene cennet.

Almancılar ülkeye yatırıma geliyor. Tabi emlak fiyatlarının uçtuğunu görünce çoğu hayal kırıklığına uğrayacak. Çünkü emlak fiyatını dolara göre revize etti. Çünkü ekonominin asgari kurallar vardır.
İyi paranın kötü parayı kovması kuralı da diploması olan her üniversite mezununun bildiği bir gerçektir. Artık memlekette ya üniversite mezunu yok yada fazla üst düzey göreve getirmiyorlar. Siz karar verin.

Fakat gerçek olan şu;
Türkiye’de Türk Lirasına dayalı olarak hiçbir reel ticaret bulunmuyor. Tek istisnası ücretler.
Zaten onu da bir başka üniversite mezunu Damat Berat bey, Ahmet Hakan’a söylemişti. Unutanlar için tekrar edeyim : Dolarla mı maaş alıyorsunuz?

Dolarla mı Maaş Alıyorsunuz?

Dolar artarken en kötüsünü, yani dolarla maaş almamayı harika bir fikir olarak zikreden Berat beyi anıp tekrar konuya dönelim.
Afganistan’ı saymazsanız Türkiye’ye dışarıdan gelip de ağzı kulaklarına varmayan millet kalmadı.
Yeni Kaledonya’dan Arnavutluk’a, Trinidad’dan Letonya’ya kadar Türkiye dünyaya cenneti sunuyor.
Enflasyonu talimatla hesaplanan ülkede dolarsa “float” ediyor. Float dediğime bakmayın bildiğin devalüasyon bu.

Demirel’in hep söylenen lafıdır. “Tencerenin Yıkmadığı Hükümet Yoktur.”
Aslında Tencere döviz kurudur. Döviz kurunun yıkmadığı hükümet yoktur.
Çünkü tam da Berat beyin söylediği gibi maaşımız hariç herşey dolarladır.

Türkiye Yönetilmiyor

Aslında “Türkiye yönetilmiyor” sözü bu anlamda doğrulanmış oluyor. Ortada hükümet olmadığı için yıkılması da mümkün olmuyor.
Ne hükümet üzerine alıyor son 5 yılda 5 katına çıkan dövizi ne de hükümetin bir üyesi.

Türkiye’de krediyle otomobil almak tayına bağlandı. Paran yoksa araba sahibi bile olamıyorsun. Havuz probleminden bile beter kurallarla araba kredisi almak yasaklandı. Eskiden ekmek karneyleymiş ya şimdi de araba karneyle…

Ülke beceriksiz gelinin bütün pisliği halının altına sakladığı bir eve döndü. Döviz kuru koca bir halı gibi. Erdoğan bile şaşırmış olmalı ki benzin fiyatlarının düşük olması ile övünüyor. Tabii bilgisayar fiyatları neden yüksek diye kimse sormayınca bu da haklı bir gurur haline dönüşüyor.
Türkiye görünmez bir duvarla kaplı açık hava hapishanesi tadında.

Almanya’nın köyünde 5 bin avro kazanan kol işçisi ile, Türkiye’de ayda 10.000 TL’ye geçinen ODTÜ mezunu makine mühendisi ister İstanbul’a ister Münih’e koyun fark etmeyecektir. Mühendisi 5 ile çarpmadığınız sürece İşçi Mühendisten büyüktür.

Yeni Şafak Ne Yapıyor?

Yeni Şafak’ın arsız editörleri, Merkez Bankası başkanının hakkından gelmenin haklı gururuyla daha çok Almancı videosu koyacaktır twitter hesabına. Gerçi bu aralar Kültür konusuna el attılar. Şahap Kavcıoğlu’dan sonra yeni Kültür Bakanı da muhtemelen Yeni Şafak’ın kıdemli yazarı Yusuf Kaplan olacak. “Arkeoloji yasaklansın, kazıların üstü örtülsün” tadında yazılar yazan Kaplan’ın gündemi tabii ki döviz falan olmaz.

Türkiye’de meşruiyetini halkın üreten kesiminden almamanın, bunun tam da zıddına sırtını dayamanın keyfini çıkarıyor AKP.

Dolarla falan da değil hiç maaş almayan sosyal yardımla bağımlı edilmiş kesimlerle var olan bir rejim için ekonomik çöküş sıkıntı olmaktan çıkıyor.

Demirel’’den Çiller’e dek herkesi düşüren devalüasyon’a sevimli hayalet Casper muamelesi yapan bu iktidarın, borazan biçimindeki hazır basın organıyla kendini gayet başarılı bulmasına da şaşmamak lazım.
Klasik ifadeyle vatandaşı olmasak sadece eğlenceli değil, cennet gibi ülke…

Analiz, Veysi Dündar 5.7.2021