DOĞU ALMANYA BİZİ KISKANIRDI
27 Kasım 2021İKTİSAT İLİM MİDİR BİLİM MİDİR?
Komünist Doğu Almanya’dan kesitler sunan “Başkalarının Hayatı” filminin unutulmaz repliğidir bu :
“Devlet dairesi her şeyi sayıyor, her şeyi biliyor, yılda kaç çift ayakkabı alırım, yılda kaç kitap okurum, kaç öğrenci tam notla mezun olur. Ama bu hesapları yapanlara acı çektirdiği için toplanmayan bir istatistik var: İntihar oranı”
Mücahit Birinci’nin hoşuna gitmeyen bir paylaşım yapan şahsın, TC Numarasına kadar twitterda ifşa etmesi, Türkiye’nin tarihin görüp göreceği en başarısız ülkelerden biri olan Doğu Almanya’yla giderek ne denli benzeştiğini gösteriyor.
Devlet her şeyi biliyor, her şeyi sayıyor, neredeyse ruhumuzu okuyor.
Ama saymadığı, eksik saydığı şeyler çok fazla.
Buna intihar oranı dahil mi bilmiyorum.
Ama enflasyonun buna dahil olduğuna eminim.
Üstelik bugünden sonra bunun daha da fazla böyle olacağına adımın Veysi Dündar olduğu kadar inanıyorum.
Perinçek’i sizler gibi ben de makbul bulmam. Ama yıllar önce (belki de Erdoğan’la girdiği) bir tartışma programında “faiz haram mı helal mi?” münazarasındaki müthiş çıkışını unutmama olanak yok.Faizi, “Paranın Fiyatıdır” diye tanımlayan Perinçek, din istismarını iktisadi gerçekler üzerinden yapan muhatabına “siz parayı kaldırın, ben faizi ertesi gün yok ederim” diyerek unutulmaz bir iktisada giriş dersi vermişti.
Altının, doların, gümüşün, betonun, çimentonun bir fiyatı olduğuna inananlar, nedense paranın da fiyatı olduğunu hesap etmekte zorlanırlar.
En klasik esnaf muhabbetine dönecek olursak…
Paraya sıkışan komşusuna borcu altın üzerinden veren ferasetli Türk insanı, bilir ki o para kendisine değerini kaybetmeden dönecektir.
Örneğin Mart 2020’de Aralık 2021’de ödenmek üzere 1000 gram altın borç veren ferasetli Türk insanı, 300.000 TL eden altın karşılığında sadece 1 yıl ve 9 ay sonra tam 700 bin lira eden altına kavuşmuş olacaktır.
Eğer bu esnaf komşumuz Bulgaristan’ın bir esnafı olsaydı ve yine altın olarak Bulgar komşusuna verdiği 100 gram altının Leva karşılığı zerre değişmeyecekti.
Size garip gelebilir ama bahsettiğim dönemde dünyada altın fiyatları zerre değişmedi. Değişen Türk parasıydı.
Altının fiyatının değiştiğine inanmayan Müslüman yoktur ama Erdoğan’a bakacak olursak faiz haram. Kitapta yazıyor. Nas…
VERDİK YETKİYİ GÖRDÜK ETKİYİ
Atatürk ne demişti: Türk Milleti Zekidir.
Türk Milleti zekasını büyük oranda bu süreçte kanıtladı. İnsanlar paralarını kahiren dolara, altına yatırdılar.
Diğer tarafta sahte dolara sümkürüp, sahte dolar turşusu kuran, gerçek dolarları bozdurmak için döviz büroları önünde nümayiş yapanları da gördük. Bunlara çok itibar edilmediği, edilseydi de bunun ancak intihar oranına katkı sağlayacağı anlaşıldı.
İzlanda’dan Madagaskar’a, Paraguay’dan Japonya’ya kadar iktisat konusunda anlatılan, öğretilen her şeyin yalan olduğuna inanmak için tek bir sebebimiz var : Erdoğan öyle söylüyor.
Suyun 50 derecede kaynayacağına, kaynar suya elimizi sokarsak elimizin yanmayacağına, arsenik içmenin bünyeye iyi geldiğine inanmamız bekleniyor.
Bütün bunlara inanacak, inansa da uygulayacak insan bulamayız fakat Türkiye’de bunun “ekonomi bahsindeki karşılıklarının” böyle olduğunu söyleyerek yaptıklarını gerekçelendiren bir iktidar başı ve onun ardından giden dar bir kadro ile yüzyüzeyiz.
“Verin yetkiyi kardeşinize faizle, dövizle nasıl mücadele edilir görün” diyen Erdoğan dövizi unuttu.
Tek bir düşman var o da paranın fiyatı olan faiz.
Erdoğan paranın fiyatını yükseltip, faizi düşürebileceğini iddia ediyor.
Türkiye’de bugünden sonra iktisat fakülteleri külliyen kapatılsa, iktisat hocaları inşaat amelesi yapılsa da olur.
Eğer Erdoğan mühendis olsa ve bize “kağıt helvadan bina yapacağız arkadaşlar” dese bu söylediğinden çok da farklı olmazdı çünkü.
Erdoğancıların çok sevdiği replik neydi : “Almanya Bizi Kıskanıyor.”
Gerçekten de eğer bugün Doğu Almanya hala var olsaydı, Türkiye’yi kıskanırdı.
Bir yalan imparatorluğu kuran bu uydu devletin olmayacak bir hayal peşinde insanlarına çektirdikleri ve bir avuç elitin nemalandığı sistem, Türkiye’de bugün savunulanlarla fotokopi çekilmişcesine benzer.
Türkiye 1991’de tarih olmuş Doğu Almanya’ya özenen siyasi yapısı ile, zaman dışı bir varlığa dönüşmüş durumda.
Akıl tutulmasının topluma maliyeti katlanılabilir değil çünkü.