Veysi Dündar: DİŞ KİRASI DEĞİL KANAL KİRASI
10 Nisan 2021
Türkler ve Yunanlılar arasındaki rekabetin cacıktan musakkaya, Doğu Akdeniz petrolünden Kıbrıs’a kadar uzanmadığı alan var mı?
Bize göre onlar Batının şımarık evladı, onlara göre biz kabına bir türlü sığmayan sorun kaynağı.
Erdoğan’ın İstanbul Boğazı dururken yanı başına ikinci bir kanal kazma sevdasını da, bu rekabete bir son halka olarak eklesek çok mu yanılırız sizce?
Malum Yunanistan’ın İyon denizinden Akdeniz’e geçişi sağlayan tam 120 yıllık bir kanalı var. Korint Boğazını inşa eden Yunanistan dururken, bizim başımız kel mi?
Biz de kanal inşa edelim ve Yunanistan’la en azından skor eşitleyelim. Yunanistan’ın bağımsızlığı kaptıktan 80 sene sonra açtığı Korint boğazını kullanan bir geminin daha önce aldığı mesafe 400 km iken ve mitolojik sularda tehlikelerle boğuşurken, bu sayede 6 km’ye düşmektedir.
Allah’ın verdiği boğazı kafi görmeyen Kanal İstanbul müellifleri ise, 394 km kanal kazacak bir teknolojiyi hasıl olsalar, İğneada’dan girip Enez’den çıkarak memlekete kalıcı bir eser bırakırlar.
Madem çılgın olmak projenin bir parçası daha çılgın projede 500 km’lik Karasu Ezine Kanalı olabilir.
Böylece memleketimize 3. değil 4. boğazı da armağan ederiz.
Bu projelerin Trakya’nın tarım arazilerini koruyup kollayacağına şüphe duymuyorum. Üstelik Karadeniz’i kalkındırmada da gayet hayırlara vesile olacağı kanısındayım.
Ne diyor AKP’nin ezeli ve ebedi reisi. “İsteseniz de istemeseniz de yapacağız”. Peki isteyerek sulh olarak uzlaşarak yapmak çok mu zor?
TOGG diye bir elektrikli araç yatırımımız var. Hadi bunu biraz daha hayali bulalım. Ama dünyada araç üreten firmaların neredeyse tamamı birkaç on yıla bye bye benzin bye bye hepinis diyor.
Dünya gaz tanker gelişim grafiğine dikkat buyurunuz :
https://www.itopf.org/knowledge-resources/data-statistics/statistics/
Bu grafiği ilkokul 3.sınıf talebesine gösterseniz muhtemel ki size bundan birkaç sene sonra gemiyle petrol taşımasınının sıfıra çok ama çok yaklaşağacağını söyleyecektir.
Peki tüm Boğaz trafik geçmişi içinde dahi İndependenta gibi tekbir hadiseden ibaret bir kaza kenarda dururken, boğaza inadına kuma getirme ancak birilerine beşik kertmesi yapıldığını akla getirir.
Sorun Kanal yapmak değilse o zaman acaba nedir?
Bu sorunun yanıtını ise tam bu kanal bölgesinde 27 milyon m2 arazinin baş döndürücü bir trafikle nasıl el değiştirdiğini anlatan Murat Ağırel’den okuyabilirsiniz.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/murat-agirel-tek-tek-acikladi-kanal-istanbuldan-bugune-kadar-kim-ne-kadar-arsa-aldi-439160h.htm
O zaman dilerseniz geçen hafta gündemini sarsan Amirallerin bildirisinde Kanal İstanbul için edilen kelamı bir kez daha okuyalım :
“Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.”
Sizce bu cümlede hatalı olan ifade hangisidir? Hükümet kanadına göre hepsi.
Şimdi Mustafa Şentop’un ifadesini, iktidar ideoloğu Mustafa Armağan’ın süzgecinden geçtiği şekliyle okuyalım : https://t24.com.tr/haber/tarihci-prof-mustafa-armagan-montro-bal-gibi-feshedilir,943655.
Ayasofya’daki Atatürk imzasını çiğnenmiş sakız gibi tüküren bu AKP kalemşörü için, aslında Montrö’nün feshi ve Kanal İstanbul aynı paranın iki yüzü gibi.
Mustafa Armağan’a verilen payeler, reklamlar, TV’ler yayınlar bırakın 103 konunun uzmanını, bu ülkeyi azıcık seven ve kaygı duyan herhangi bir okuma yazma bilen Türk vatandaşını huzursuz etmiyorsa burada 2 gerekçe olabilir :
Ya ülke sevgisi sorunludur yada Türklükle derin ve uzlaşmaz sorunlar yaşanmaktadır.
Yayınlanma şekil ve şartının giderek bir kumpası çağrıştırdığı görülen bildiri için, sözü uzatamaya gerek yok. Fakat Kanal İstanbul adı konmuş bu zihni sinir projesini savunmak için, tek bir geçerli argüman dahi yok iken bu tartışmayı “isteseniz de istemeseniz de”ye çekmek milli iradeye dönük en ağır taarruzu bile masum kılmaktadır.
Son bir hesap ile yazıyı kapatıyorum. Bu ülkenin dağı ormanı dahil toplamı tam 780 milyar m2. Kanal İstanbul hayal edenler bu toprağın her 30 bin m2’de, 1 m2’sini birilerine söz vermişler belli ki.
O zaman Kanal için doğru tanım şudur:
“İstesek de istemesek de bu araziler bizim değildir.
Öz yurdumuzda garip.
Öz yurdumuzda kiracıyız.”
Analiz, Veysi Dündar 10.4.2021