Bir yol hikayesi Maltepe’den Pülümür’e
23 Ekim 2021Dranas unutulmaz şiiri Fahriye Abla’da şöyle seslenir:
“Gönül verdin derlerdi o delikanlıya.
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın?
Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın?
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla”
Dağları karlı Erzincan’a sonbaharın renklerinde ulaştık. İklim değişikliği yüzünden belki o kadar da karlı değildir artık dağlar. Türkiye’de Dranas’ın Türkiye’si değil zaten.
Türkiye kimin Türkiye’si bilinmiyor artık. Dipsiz bir uçurumda yuvarlanır gibiyiz. Magma tabakasına kadar gider miyiz, bu dibin dibi neresidir?
Alın terimiz, emeğimiz, üzerine kurucu liderimizin resmini bastığımız para pula döndü. Tam 8 yıldır süren çöküş artık bir çığa dönmüş durumda. Geçmişte de paramız değer kaybetti ama o zaman faturayı ülkeyi yönetenler ödüyordu. Şimdi arsız bir tavırla bu pula dönmüş paranın halini bile aklayan sözde basın özde propaganda makinesi var.
Bütün bu vaveyla içinde nereden çıktı bu yol hikayesi demeyin.
Twitini de attım gerçi.
Kuzguna yavrusu şahin gözükür ama bu coğrafyayı dünyanın hangi köşesi ile mukayese edersiniz Allah aşkına?
Hangi çöl Karadeniz ormanlarına,
Hangi kokmuş nehir İstanbul boğazına
Hangi gri karanlık deniz Ege’ye Akdeniz’e benzer.
Türkiye’yi batışın eşiğine getiren siyasi iktidara sormak lazım. Tıpkı onların bir zamanlar birilerine sorduğu gibi.
Ne istediniz de vermedi bu ülke , bu ülkenin cefakar halkı size.
Sözü daha da üzmeyeyim, kendimi üzdüğüm gibi.
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, tabii ki her Maltepeli gibi Maltepeli/İstanbullu ama gönlünde bir aslan yatıyorsa o da köklerinin olduğu Pülümür.
Bir yanında Bingöl olsa da kaydı Erzincan’a verilse de yüreği Tunceli ile Dersim ile atan Pülümür….
Bu sabah (22.10.2021) İstanbul’un bina ile boğulmuş ülke mi şehir mi belirsizliğine veda edip Erzincan’a indiğimizde kendimizi başka bir alemde bulacağımızı tahmin etmiştik. Ülkenin eşitsiz gelişimi içinde insanların yığıldığı bu 3000 yıllık yaşlı kente neden eziyet ederiz bilinmez. 800 bin km2 memleketin taş çatlasa %1’ine sığışan nüfusu bir tarafta Anadolu’nun ıssızlığı bir tarafta.
İstanbulun taşı toprağı altın olsa ne yarar. Ne taş kaldı ne toprak. Arsızlar bir de kanal kazıp olanı da sıfırlama derdinde.
Şükür ki Türkiye için vizyonu olanlar da var.
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç bunlardan biri. Pülümür, Tunceli, Erzincan, Bingöl ve tüm doğu Anadolu için kalbi çarpanlardan.
Ben buralara gelir buraları tanıtırım. Pozitif ayrımcılık yaparım diyor. Sonuna kadar haklı.
Ali Kılıç başkan Maltepe’de 2 dönemdir görevde. 3 . dönem için de Maltepe halkından yetki isteyeceğim diyor. Sağlık elverirse yapılanlar yapılacaklara en büyük delil. Maltepe’yi bir kültür odağı yaptık diyor. Haksız değil. Tam 23 tiyatro organizasyonuna destek veriyor. Orhan Kemal kütüphanesi adıyla müsemma. Yaşar Kemal Kültür Merkezi ise yakında açılacak ve gençlerin ve kadınların hizmetinde olacak.
Maltepe Meydan Projesi ile kangren olmuş bir trafik hastasını iyileştirip, kongre ve fuar merkezi M’Expo ile de 20 bin kişiye istihdam kapısı açılacak. 40 yıllık imar ve tapu sorunu çözülen Gülsuyu, Gülensu ve Başıbüyük mahalleleri kentsel dönüşümü gerçekleştirilecek. Mahalle dokusu bozulmadan bir dönüşüm, bir yenilenme başarılacak.
Maltepe için çalışan Ali Başkan Ülke bir tek İstanbul değil diyor. Tüm Türkiye bir bütün olmalı. Zenginlik de varlık da konfor da ülkeye yayılmalı ki bu saçma nüfus dağılımı artık bitsin.
Pülümür’de ilk günümüz muhteşem karelere sığan görsellikle yüreğimizi ısıttı.
Ama bununla yetinmedik çok şey öğrendik.
Türkiye’nin en güzel suyu, yani Munzur suyu ile kaynağında tanıştık. Tam 233 ortaklı kolektif girişim Munzur suyu. Kolektif sermayenin gücüyle kurulan Germike Otel’den de söz edelim . Tam 80 ortağı var bu termal cennetin. Ve sadece para kazanmıyor. Parasından artanla tam 70 gence eğitim bursu veriyor.
Pülümür belediye başkanı , ev sahibimiz Müslüm Tosun Dersim bölgesinin en çok göç veren yeri Pülümür’ün makus talihini nasıl yeneceğine dair konuşuyor.
Kimsenin bu halkı 3K ile köşeye sıkıştıramayacağını ifade ediyor.
Kızılbaş, Kürt, Komünist olmanın insan olmanın önüne geçemeyeceğini, her mezhebin, her etnisitenin, her görüşün aynı saygıya layık olduğunu anlatıyor.
Pek çok şeyi biliyoruz ama tam da coğrafyasının orta yerinde dinlemek insanı daha da etkiliyor.
Cemal Süreya’ya da selam verdik. Annesi babası 38 Sürgünlerinden . Ve Sürgün şiiri ile eli alnında annesini arayan bir şairin hüzün heykeli .
“Bir yük vagonunda açtım gözlerimi,
….
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu
Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler
…..
Annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü.”
Pülümür gezimizin ilk gününün gecesinden notlar bunlar. Yol hikayesi devam edecek bakalım yarın bizi bu kadim diyar nerelere götürecek.