Kerim Rota Yazdı: Yasak elmayı ilk kim ısırdı? – (2. Bölüm)
14 Eylül 20212.Bölüm
“Gözaltı dönemi”
2006-2011 Durmuş Yılmaz
Durmuş Yılmaz’ın göreve gelmesi olaylı oldu. Aslında hükümetin tercihi 2003 yılında Başkan yardımcılığına atanan Erdem Başçı idi. Ancak başkan ataması üçlü kararname gerektirdiğinden, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in muhalefeti ile karşılaşıldı. Kısa süren bir kriz sonrasında 26 yıldır TCMB’nin çeşitli kademelerinde görev yapan Durmuş Yılmaz ismi üzerinde uzlaşma sağlandı. Hükümetin TCMB’ye arzu ettiği başkanı getirebilmesi çin 5 yıl daha beklemesi gerekecekti. Bu nedenle görev süresi boyunca Yılmaz’ın her sözü, her uygulaması mercek altına alındı, bir açık verip vermeyeceği gözaltına alındı.
Durmuş Yılmaz göreve gelir gelmez 2006 Mayısında ortaya çıkan gelişen ülkeler krizi ile karşılaştı. 2008/2009 global kriz döneminde de başkandı. 60 aylık görev süresi boyunca Süreyya Serdengeçti’nin kullandığı doğrudan müdahale ile alım yöntemini hiç kullanmadı. Gelir gelmez 2006 krizinde doğrudan müdahale ile sattığı 2,1 Milyar $ dışında satış tarafında da bu yöntemi de daha sonra hiç kullanmadı. Ancak düzenli alım ihaleleri ile rezerv biriktirmeyi ise global koşullar izin verdiği sürece yaptı. Bu kanaldan 33 Milyar $ satın aldı. Eximbank kanalı ile alışlar da onun döneminde başladı. 60 aylık görev süresi boyunca nette 31,4 milyar $ döviz satın aldı.
Gelişen ülkeler krizi ve 2008 global kriz döneminde görev yapmasına rağmen genelde şeffaf ve düzenli alım ihaleleri yoluyla rezerve katkı sağlamış olması nedeniyle trader olmaktan çok “disiplinli, şeffaf, sürprizleri olmayan teknokrat ” yönüyle ön plana çıktığı söylenebilir. Ben bu dönemi “Gözaltı dönemi” olarak adlandırıyorum.
“Kuşatma dönemi”
2011-2016 Erdem Başçı
Erdem Başçı’yı 2006 yılında atayamayan hükümet, Cumhurbaşkanlığına Abdullah Gül’ün gelmesiyle 2011’de Erdem Başçı’yı sorunsuz bir şekilde atadı. Başçı göreve geldiğinde TCMB’de başkan yardımcılığında 8 yıl geçirmişti.
Görev süresinin içine Gezi parkı olayları, 17/25 Aralık, 2014 yerel ve 2015 de iki kez yapılan genel seçimler sığdı. Onun döneminde siyasi gündem ekonomiyi olumsuz etkilemeye başladı. Ayrıca 2013 Mayıs’ta ABD’de parasal genişlemenin geri çekileceği endişeleri tüm gelişen ülke piyasalarını olumsuz etkiledi. Ancak 2012 Temmuz’da ECB başkanı Draghi’nin gereken herşeyin yapılacağı vaaadi ile ortaya dökülen Avrupa kaynaklı parasal genişleme de 2013 sonrası portföy akımlarını hızlandırdı.
Yazının ilk bölümünün başında paylaştığım grafiği yukarıda tekrarlıyorum. Bu grafikteki brüt ile net rezerv arasındaki 2011 sonu oluşan kırılma onun döneminde başladı. O dönem Türkiye’ye yoğun gelen doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarının bankacılık sisteminde oluşturduğu döviz fazlasını TCMB rezervine dönüştürmek adına bir “finansal icat” yapıldı. Buna ”Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM)“ adı verildi. ROM yeni başkan göreve başladıktan 6 ay sonra 2011 Eylül’de devreye girdi. Bu yolla bankaların zorunlu karşılıklarının neredeyse tamamını TCMB’ye döviz olarak yatırabilmesine olanak sağlandı. Bu şekilde TCMB rezervlerini sadece döviz satın alarak değil, bankalardan aldığı kaynağı “borç rezerv” olarak brüt rezervlerine ilave ederek arttırmaya başladı. Bu şekilde bankaların gelen portföy akımlarını döviz kredisi olarak verip risklerini arttırmamaları için TCMB çekim merkezi görevini yaptı.
O dönem için akıllıca bir uygulama olsa da, bu icat TCMB’ye çok önemli bir optik yanılsama getirdi. Sonrasında hem Erdem Başçı, hem de ondan sonra gelen başkanlar bu mekanizmanın tabiri caizse bağımlısı oldular. Portföy akımları tersine dönünce de, brüt rezervin azalmaması için iyi zamanlar için kurgulanmış bu yönteme bağımlılıktan vazgeçemediler. Siyasetçilerin de “brüt rezerv” arttıkça özgüvenleri arttı. Hatta bu rezervin Türkiye’ye fazla olduğu, yüksek rezerv tutarak rezerv parası olan ülkelere destek verildiği düşünceleri dillendirilmeye başlandı. Bu anlayışın savunucuları o zamanlar “10 milyar $’ı şakkadak satarım” anekdotu ile karikatürize edilirken, çok da uzun olmayan bir süre sonra ekonominin yönetimini ele aldılar.
Erdem Başçı döneminde TCMB’ye hem Rezerv Opsiyon mekanizması hem de Eximbank alışları nedeniyle döviz yağdı. Bu dönemde doğru bir kararla miktarı arttırılan Eximbank alışları sayesinde TCMB’nin 55 Milyar $ satın alması sağlandı. Eximbank alışları ve ROM’un rezerve katkısı bu dönemde 100 Milyar doları geçti.
Ancak bu dönemde TCMB piyasalarla bilek güreşine girdi. Satım ihaleleri ve doğrudan satım müdahaleleri yoluyla 60 Milyar $ üzerinde döviz satıldı. 2011 ve 2013 yılının son haftalarında doların belli seviyeyi geçmemesi adına yüklü müdahaleler yapıldı. 2013’ün son günlerinde satılan ve birkaç saat içinde piyasalarca emilen 3,1 Milyar $ ise, TCMB’nin son resmi doğrudan döviz müdahalesi olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde ayrıca Botaş’a satış piyasalarda dövize ek talep yaratmasın diye tamamen TCMB tarafından üstlenildi.
Bir anlamda dövizde ve faizde piyasa dengelerinin kendiliğinden çalışması yerine TCMB’nin piyasaların “büyük abisi” olması tercih edildi. Başkanın sıklıkla doların seviyesi hakkında kamuoyuna açık tahminler yapması da sözlü müdahale yöntemi olarak değerlendirilme sınırlarını çok aştı.
Erdem Başçı’nın gördüğü siyasi baskı diğer başkanlara göre çok daha fazlaydı. Cumhurbaşkanı 27 Şubat 2015 konuşmasında “vatanı satmak yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur” diyerek Erdem Başçı’yı hedef almıştı. Dönemin kendine özgü çok zorlukları olsa da, kendinden önceki başkanlar net rezerv biriktirirken, kendisinin görev süresi boyunca nette 18,5 Milyar $ satmış olması TCMB’nin rezerv politikasındaki kırılmayı işaret ediyor.
Erdem Başçı dönemi net rezerv satın alma döneminin bittiği ve net rezervlerin azaldığı bir dönem oldu. ROM ve faiz koridoru gibi “finansal mühendislik” uygulamaları ile siyasetten gelen baskı azaltılmaya çalışıldı. Bu dönemi ben “kuşatma” dönemi olarak tanımlıyorum. Bu dönemi siyasetçilerin istediklerini almak için TCMB’yi tehdit ettiği ve kısmen başarılı oldukları bir dönem olarak görüyorum.
Üçüncü ve son bölümde 2016-2021 arası görev yapan dört başkanın dönemlerini inceleyeceğiz.
Kerim ROTA
Yazının devamı için: https://www.paraanaliz.com/2021/yazarlar/kerim-rota/kerim-rota-yazdi-yasak-elmayi-ilk-kim-isirdi-3-bolum-g-13237/