FÖŞ yazdı: Faizleri Başkan Erdoğan değil, Joe Biden belirler
21 Ocak 2021Sevgili Başkanım Erdoğan sayesinde para politikasında öngörülebilirlik 2 ayda bitti. Perşembe günü (Bugün) kritik TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı var, Başkanım Erdoğan TOBB’a gaz veriyor: “Yüksek faizden kurtulacağız. Asla fikir değiştirmem, enflasyonun sebebi faizdir”.
Haliyle, kurşundan yağılmış balon gibi düşen dolar canlandı. Bazı zenginler döviz bozduruyordu, “Ne me lazım” deyip emirlerini geri aldılar. Herkes dolar/TL call opsiyonu almaya başladı. “Çünkü”, diye düşünüyor geleneksel akıl “Erdoğan bu ay Naci Ağbal’a müdahale etmezse, gelecek ay eder”.
Bu düşünce genelde doğrudur, ama özelde yanlış. Naci Ağbal Perşembe faiz indirmez, hatta bir görüşe göre 50 puan kadar artırabilir. Başkanım Erdoğan herhalde Şubat-Mart gibi faiz topuna girmek ister, ama giremez, girdirmezler. Türkiye’de artık faizi Joe Biden belirliyor.
Bu gizli gerçeği ifşa etmeden önce, 2 adet çok ilginç görüşü sizinle paylaşmak isterim, çünkü canım öyle istiyor ve Jagne kırmızı kartı hak etmedi.
Önce değerli Yeni Şafak ekonomi köşe yazarı Şahap Kavcıoğlu’na kulak verelim: (“2021 yılının ilk PPK toplantısında faiz artırımı olacak mı?” başlıklı makalesinden alıntıdır)
“Bilindiği gibi TCMB, başkan değişikliğinden sonra sadeleştirme yönünde ilk olarak 475 baz puanlık faiz artırımına gitmişti. Hemen sonraki PPK toplantısında 200 baz puan artırıma gitmesiyse, bankaların faizleri yükseltmesine yaramaktan başka bir fayda sağlamadı. Netice itibariyle, bankalardaki yerleşik kişilerin toplam döviz hesaplarındaki artış devam ederek büyüklüğü 235,9 milyar dolar oldu. Diğer taraftan 8 Ocak haftasında TCMB’nin brüt rezervleri 644 milyon dolar azalışla 92,6 milyar dolara, net rezervleriyse 59 milyon dolar azalışla 13,5 milyar dolara indi”.
Yani, “Bakın, faiz artırımı bir halta yaramadı, millet hala döviz biriktiriyor” manyeli veriliyor. İşte buna kuyruğunu ısıran yılan mantığı diyorum ben. Çünkü, milletin döviz almasının başlıca nedeni faiz beğenmemesi değil (beğenmiyor bu doğru, çünkü TUIK’in verilerine güvenmiyor), Erdoğan’ın bir ay sonra ne yapacağını bilememesi. Erdoğan “İndirin ulan şu faizi dese”, dolar/TL soluğu 8.50’de alacak.
İkinci görüş daha gerçekçi, Ekonomi Tube kanalında üstadım Sami Altınkaya ile laflıyoruz. “Bence Naci Bey faiz artıracak” dedi “Erdoğan faizi protesto ederek, Naci Bey’e para politikasının bağımsız olduğunu ispat etme şansı verdi”. Ağzını öpeyim, Sami Abim. Keşke öyle bir dünyada yaşasaydık diyecektim, ama demeyeceğim. Çünkü ben Cumhurbaşkanı’nın para politikası ve kur konusunda ağzını kapalı tuttuğu, Merkez Bankası’nın da enflasyon beklentilerine göre karar aldığı bir ülkede yaşamak isterdim.
Neyse, ben kendi görüşümi de ilave edeyim: TCMB Perşembe günü faiz artırmaz, artırmamalı da! “Ne, FÖŞ, bu senmin lan? Dublör mu tuttun yaşlı sarhoş?” “Sen değil misin lan %25 faiz isteyen?”
Evet, %25 politika faizi isterim, ama faizleri biraz daha yükseltirsek özel sektörün KOBİ’sinden BOBİ’sine kadar ölü balık gibi karın üstü su yüzeyinde yatacağını bilecek kadar da pratiği olan bir ekonomistim.
Bu noktada enflasyon artık daha yüksek faizle çözülmez, çünkü bedeli saç traşı değil, 2 kol bir de bacak kesmek olur. Enflasyonu düşürmek için güven lazım. Bir de Lütfi Elvan bütçede tasarruf diyor, ama ona da karşıyım. Bana kalsa bu sene yatırımlara ayrılan TL140 milyarın hepsini isşizlere dağıtır, bir de üstüne bankada TL1 milyon veya üstünde hesabı olan herkesten %5 vergi keserim. Doğrudan bankadan alırım, beyanname filan beklemem.
Tamam, tamam Joe Biden’a geleceğiz. Yukarda TCMB’nin kendi Ocak Beklenti Anketi’nde 12 ve 24 aylık enflasyon öngörülerini bulacaksınız. Manşet enflasyon yükselse de, Lütfi Elvan ve Naci Ağbal ekonomiye bir miktar güven zerk etmiş olacaklar ki, enflasyon beklentileri yatay ya da birazcık düşüyor. Öte yanda, vatandaşın döviz ilgisi yavaşlayarak devam ediyor—grafik altta.
2 ay daha para politikası sıkı kalsa, manşet enflasyon kışın yükselmeye devam etse dahi, dışardan gelen para sayesinde dolar/TL’ye 7.00-.730 bandına gelir, bizim vatandaş da bir miktar döviz bozar.
Bu hesabı Naci Ağbal’ın kolaylıkla Başkan Erdoğan’a izah edeceğini düşünürüm. Dolayısıyla Mart toplantısına kadar faiz indirimi beklemiyorum.
Mart ortasında ya da sonuna doğru da Joe Biden Başkanım Erdoğan’ın kapısını çalıp “Şu senin S-400’leri n’edcez?” diye soracak. Erdoğan doğal olarak “N’yır! N’lmaz! Sen bir NATO müttefiki olarak benim senin bütün silahlarını dünyanın her yerinde takip eden Rus yapımı süper-teknolojik silah almama karışamazsın” diyecek. Biden de “Paşa keyfin bilir. Ama gitmeden vaktin olunca okursun diye sana CAATSA yaptırımlarının bir broşürünü vereyim” deyip, acı kahvesini içip evine döner.
Sonra New York Times, Financal Times, The Economist, Frankfurter Allgemeine alırlar sazı ele “Üç vakte kadar Türkiye’yi CAATSA’yacaklar”.
Dolar önce 8.00, sonra 9.00, Ankara S-400 için direnmeye devam ederse 10.00 diye yoluna devam eder.
Hikayenin gerisini de biliyorum, ama heyecan olsun, bir sonraki makalemi de okuyun diye şimdi yazmayacağım. Ama hikayenin ana fikri şu: S-400’lerde uzlaşma olmazsa, Naci Ağbal faiz indirEmez. Olursa, dükkan onun, çünkü öyle bir sıcak para yağar ki, iklim değişikliği hızlanır Türkiye’de….
Çok sevdiğim Amerikalılar’ın dediği gibi: “Either you jockey this camel, or you leave this land”.
FÖŞ ve Soli Özel’le global siyaset turu: Biden çağında dünya ve Türkiye’de siyaset
Prof. Şevket Pamuk’la Zaman Yolculuğu: Osmanlı’yı Anlamak
FÖŞ yazdı: TUIK güçlü ekonomi diyor, esnaf ve üretici “battık”
Reuters: Türkiye ekonomisinin 2021’de yüzde 4 büyümesi bekleniyor