Çetin Ünsalan: Sanayiciden kibarca faiz uyarısı
30 Aralık 20212022 yılı için en anlamlı temenni sanırım Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’den geldi. Asgari ücretten program diye lanse edilen yeni bankacılık ürününe kadar her konuya biraz değinip, gerçek mesajını faiz üzerinden verdi.
ASO Başkanı, yeni yılda Merkez Bankası’nın faiz kararlarını enflasyonu dikkate alarak vermesi gerektiğini inceden söyledi. Bugüne kadar 500 baz puan faiz indirilmesinden bahsetti; kur garantili mevduatın zarara neden olacağına dikkat çekti ve 2022 için de şunları söyledi:
“Ülkemizde ise son Para Politikası Kurulu toplantısında 100 baz puan olmak üzere yılı 500 baz puanlık bir faiz indirimiyle tamamladık. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nın enflasyona odaklanarak faiz kararını, enflasyonun seyrine göre vermesi daha sağlıklı olacaktır.”
Şimdi bu ifade her şeyi anlatıyor. Öncelikle ekonominin gerçeklerini zorlayarak faiz düşürmek, yani bir anlamda eksi faiz vermek ne adına yapıldı? Reel sektörün krediye daha az maliyetle ulaşması için…
Bu açıklamadan anlıyoruz ki, öyle bir durum yok. Çünkü gerçek şu ki, zorlayarak faiz düşürdükçe ve kendine göre ekonomik gerçeklik tanımladıkça, faiz düşürmekten başka bir yapısal değişime gitmeyince, finansman kullanmak için bankaya başvuranlar daha yüksek faiz oranlarıyla karşılaştılar.
Yani çok net anlaşılıyor ki, gerekçe çöktü. Aslında en baştan beri reel sektör deyince inşaat sektörünü algılayan bir ekonomi yönetimi olduğu için, meselenin böyle sonuçlanacağını tahmin etmek güç değildi.
Yeniden değerleme oranında bile konut sektörüne yarı yarıya daha az maliyet yansıtarak kemikleşmiş tavır bir kez daha sergilendi. Oysa bu ülkenin otomotivcisinden yazılımcısına, tekstilcisinden çiftçisine kadar bir dizi üreticisi vardı. Ama varsa yoksa inşaat… Halen bu matematiğin çalışmadığı göremiyorlar.
Hadi bu kibar mesajın deşifresini biraz daha yapmaya devam edelim. Açıklamanın diğer bölümlerinde 2022 yılında dünya ekonomisinin risklerle birlikte geldiğine dikkat çekiliyor. Ve açıkçası ‘daha fazla zorlamayın’ deniliyor.
Çünkü yılların sanayicisi şunu iyi biliyor ki, bir inat uğruna bu zorlamaya devam ederseniz, yani yaptığınız hamle bir programın parçası ve çıktısı değilse, günün sonunda çok daha büyük maliyetlerle karşı karşıya kalırsınız.
Zira faiz düşürülüşü hayatın gerçeklerini zorlayarak yapıldı ve günün sonunda o gerekçe bile ortadan kalktıktan sonra cari açıkla mücadele söylemi bulundu. Ama onun da gereği yapılmadığı için fayda sağlamayacağı açık.
Yine bu ifadelerin ve 2022 yılı ekonomik risklerin ışığında şunu görmek lazım ki, doların çok daha fazla dünya ölçeğinde maliyetleneceği, para bulmanın zorlaşacağı, eksi faizle tasarrufların da kaçırılacağı çok açık.
Böylesi bir durumda da borcunu döndürmekte zorlanan reel sektörün de, Türkiye’nin de daha çok canının sıkılacağı biliniyor. ASO Başkanı ‘zorlamayın’ mesajı verirken filmin sonunu da göstermeye çalışıyor.
Son olarak da yapılan hamleyi çok da rasyonel bulmadıklarını bu cümlelerin satır arasında açıkça anlatıyor. Enflasyona vurgu yapması ise, bir yandan üretici enflasyonuna dikkat çekmek, öte yandan gerçek enflasyonla yüzleşmemek temalarını da içeriyor.
Velhasıl kelam Türkiye bir şeyler yapıyormuş gibi gözüküp yapmayan, yaptıkları da mantıkla bağdaşmadığı ve gerekli hazırlık yapılmadığı için daha büyük olumsuzlukları peşine takması muhtemel gözüken bir yolculuk yapıyor.
ASO Başkanı belki açıktan değil, ama kibarca mesajını vermiş. Bu filmin sonu kurun, enflasyonun ve faizin yükseldiği bir kareden başka görüntü vermeyecek. Ekonomi yönetimi ise halen gazla ve hamasetle ekonomi yönetme derdinde. Yazık oluyor memlekete…