Genel
Kudüs’teki gerginlik ve Türkiye-İsrail normalleşme süreci
Ankara’nın normalleşme konusundaki planlarını belli bir zaman öteleyeceğini, sürecin, İsrail’deki siyasi gelişmeler ışığında ve Filistinlilere dönük tavrın yumuşamasına göre değerlendirileceğini gösteriyor.
İsrail güvenlik güçleri ile Filistinliler arasında Doğu Kudüs’te pazartesi sabahı çıkan olaylarda yüzlerce kişi yaralandı. Filistinli doktorların verdiği bilgilere göre, Kudüs Günü Yürüyüşü öncesinde çıkan olaylarda 300’den fazla kişi yaralandı.
Filistin Kızılay örgütünden yapılan açıklamada, 215 kişinin yaralandığı, dördünün durumunun ağır olduğu belirtildi. Hastanelerde tedavi altına alınan yaralı sayısının da 150’den fazla olduğu kaydedildi.
Emniyet yetkilileri tarafından verilen bilgilere göre, olaylarda dokuz polis memuru da yaralandı. Yaralı sayısının artmasından kaygı duyuluyor.
AFP muhabiri, Mescid-i Aksa yakınlarında toplanan yüzlerce kişinin güvenlik güçlerine taş gibi cisimler attığını, güvenlik güçlerinin ise Filistinlilere ses bombası, plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz ile karşılık verdiğini bildirdi. Kentin diğer bölgelerinden de ses bombaları ve can kurtaranların sirenlerinin duyulduğu aktarıldı.
Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde Pazartesi günü yapılacak Kudüs Günü Yürüyüşü sırasında şiddetin artmasından kaygı duyan İsrail polisi, yürüyüşü yasaklama kararı aldı.
ABD endişesini dile getirdi
ABD Doğu Kudüs’te çıkan olaylarla ilgili “çok endişeli” olduğunu açıkladı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan İsrailli mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde ABD’nin endişelerini aktardı.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Emily Horne, Sullivan’ın İsrail’den “Kudüs Günü anmalarında suküneti sağlamak için gerekli tedbirleri almasını” istediğini kaydetti.
Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin Doğu Kudüs’te artan şiddet olayları üzerine Pazartesi günü acil olarak toplanma kararı aldığı bildirildi.
Times of Israel gazetesinin haberine göre Konsey, Tunus’un talebi üzerine kapalı kapılar ardında toplanacak.
Türkiye-İsrail ilişkileri
İsrail güvenlik güçleri ile Filistinli gruplar arasında son dönemde artan gerginlik, Ankara-Tel Aviv ilişkilerinde bir normalleşme beklentisi yaşanan bir döneme denk geldi. Türkiye’nin İsrail’e yönelik sert tepkisi, Tel Aviv yönetimi Filistinlilere ve Kudüs’ün statüsünü değiştirmeye dönük politikasını sürdürdüğü müddetçe, kısa vadede bir normalleşme yaşanmasının zor olacağını gösteriyor.
2021 başından bu yana hem Batı dünyası hem de Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmek isteyen Türkiye’nin hedefindeki ülkelerden biri de İsrail oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 sonunda gazetecilerin soruları üzerine yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin İsrail ile daha iyi ilişki içinde olmak istediğini kaydetmiş ancak İsrail yönetiminin Filistin konusundaki politikasının yarattığı olumsuz etkiye dikkat çekmişti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da son dönemde, İsrail ile uzun soluklu sağlıklı bir ilişkinin gerçekleşme koşulunun, Tel Aviv yönetiminin Filistinlilere karşı ve Kudüs’ün statüsüne dönük politikalarından vazgeçmesi olduğunu kaydetmişti.
Çavuşoğlu, Nisan ayında bir televizyona verdiği demeçte, “Bağımsız olarak bizim İsrail ile ilişkilerimizin sağlıklı ilerleyebilmesi için şu anda Filistin’e, Filistin halkına yönelik, aynı şekilde Kudüs ve Harem-i Şerif’in statüsünü değiştirmeye yönelik hamlelerinden vazgeçmesi lazım. Bu anlayış değişmezse, bu saldırganlık, illegal şekilde yerleşimler devam ederse sağlıklı bir ilişki olmaz” ifadelerini kullanmıştı.
Normalleşmenin hedefi: Doğu Akdeniz
Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek istemesinin iki temel amacı olduğu öne çıkıyor.
Birincisi, 2013’ten bu yana hem Batı hem de Orta Doğu’nun önde gelen ülkeleriyle yaşanan gerilimin sonlanması için “düşmanların sayısını azaltıp, dostların sayısını artırmak” anlayışını hakim kılmak.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile sorunlarını diyalogla aşmak isteyen Türkiye, İsrail’i de bu kapsamın dışında tutmak istemiyor.
İkinci ve daha da önemli amaç ise, son dönemde uluslararası ilişkilerin hem siyaset hem de enerji bağlamında odaklandığı Doğu Akdeniz’de kendi aleyhine olan denklemi değiştirmek.
Türkiye, East Med Forum adıyla Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Mısır ve İsrail’in oluşturduğu girişimin kendi çıkarlarına karşı oluşturulduğunu, bölgedeki hidrokarbon faaliyetlerinden dışlanmasının sorunlar yaratacağını söylüyor.
Doğu Akdeniz’in iki önemli ülkesi konumundaki İsrail ve Mısır ile ilişkilerin normalleşmesinin hem Türkiye’nin dışlanmasını sonlandıracağı hem de ileride ihraç edilecek doğalgazın kendi toprakları üzerinden taşınması projelerine zemin hazırlayacağı da kaydediliyor.
Türkiye, İsrail’in ihraç edecek kadar doğalgaza sahip olması durumunda, bunun uluslararası pazarlara taşınmasında en elverişli rotanın Türk topraklarından geçmesi olduğunu vurguluyor.
Türkiye, İsrail ile ilişkilerin enerji merkezli normalleşmesine ilişkin en somut çağrısını da İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’i Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde 18-20 Haziran’da düzenlenecek Antalya Diplomasi Forumu’na davet ederek yapmıştı.
Son gerilimden sonra Steinitz’e yapılan davetin geri çekilip çekilmeyeceği ya da İsrail Enerji Bakanı’nın davete icabet edip etmeyeceği kısa vadede Türkiye-İsrail ilişkilerinin seyrini göstermesi açısından önemli işaretlerden biri olacak.
Son gelişmeler, kısa vadede bir normalleşmenin hem Türkiye hem de İsrail açısından zor olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin en sert ifadelerle İsrail’i eleştirmesi bir yana, henüz 23 Mart’ta yapılan seçimlerden sonra hükümet kurma sürecini tamamlayamayan İsrail’in, Türkiye ile normalleşmeyi öncelik olarak görmekten uzaklaşacağı öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail’i “terör devleti” olmakla suçlaması, “Kudüs’ün kurtulacağı” ifadesini kullanması İsrail basınında geniş yer buldu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da İsrail’i “soykırım” yapmakla suçladı.
Türkiye bu sözlü tepkilerinin yanı sıra İsrail devletinin Filistinlilere dönük eylemlerini uluslararası platforma da taşıdı ve başta İslam ülkeleri olmak üzere uluslararası toplumu İsrail’e karşı ortak tavır almaya çağırdı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Dış Politika Başdanışmanı Kalın da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları çerçevesinde İsrail’in uyguladığı şiddetin sona erdirilmesi için girişimlere başlandığını bildirdi.
Türkiye’nin ilk aşamada İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Kudüs Komitesi’nin toplanması için çalışmalar yürüttüğü, bununla İsrail’de son yaşanan gelişmeleri önümüzdeki süreçte de gündemde tutmayı hedeflediği yorumlarına yol açtı.
Bütün bu faktörler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmeler, Ankara’nın normalleşme konusundaki planlarını belli bir zaman öteleyeceğini, sürecin, İsrail’deki siyasi gelişmeler ışığında ve Filistinlilere dönük tavrın yumuşamasına göre değerlendirileceğini gösteriyor.
DWTürkçe/BBC Türkçe/AP