Ekonomi
KONDA Genel Müdürü Ağırdır cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını yorumluyor
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Edirne cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ‘açık kapı’ bırakmasının…
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Edirne cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ‘açık kapı’ bırakmasının “Partimden ayrı düşünmüyorum, ikinci turda HDP seçmeni Erdoğan karşıtı adaya oy verebilir” mesajı olarak okunabileceğini söyledi.
Muhalefetin cumhurbaşkanlığı adayı konusunda belirsizliğin devam ettiğine dikkat çeken Ağırdır, “Üçüncü yol veya ittifak oluşması ihtimaline karşı seçime kadar kadar iktidarın oyun planı ve stratejisi belli, sürekli kaotiklikten ve karmaşıklıktan medet uman ve toplumun huzur arayışını güvenlik üzerinden tarif eden bir strateji. Ama burada muhalefetin stratejisi belli değil” dedi.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını, Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimalini, Selahattin Demirtaş’ın bu konudaki mesajını, AKP’nin seçime kadar sürdürmesi olası stratejisini ve gündemdeki son gelişmeleri ‘Sayıların Dili’nde Murat Sabuncu’ya yorumladı.
Demirtaş’ın mesajı
Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için söylediği “Partim ve halkımız bana ne görev verirse severek ve onurla yapmaya hazırım. Buna Cumhurbaşkanlığı adaylığı da dahil” sözlerine dikkat çeken Ağırdır, “Selahattin Beyin söylediği şey; birincisi partinden ayrı düşünmüyorum, ikincisi, ikinci turu da mümkün gördüğü. İkinci turda illa açık bir ittifak olmasa bile, HDP’li seçmenin Erdoğan karşısındaki adaya oy verebileceği umudunu taşıdığını düşünüyorum” diye konuştu.
İktidarın sorun çözme kapasitesini yitirdiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sahiciliğini yitirdiğini söyleyen Ağırdır, yangın bölgesine veya sel felaketinin yaşandığı bölgeye yüz araçlık konvoylarla gidilmesinin vatandaşı AKP’ye yaklaşımını etkilediğini ifade etti.
“Kurumsal siyasetin olmadığı bir iktidar bloku karşımızda”
Devlete ve Cumhurbaşkanı’na olan inancın eksildiğini dile getiren Ağırdır, “AK Parti diye bir kurumun kalmayıp tümüyle Erdoğan partisine dönüştüğü son bir ayda çok somut bir biçimde görüldü. AK Parti’nin resmi iki sözcüsü Ömer Çelik ve Bülent Turan dışında, bir aydır görüş açıklayan AK Partili siyasetçi bile kalmadı. Ülkede yer yerinden oynuyor felaketler peş peşe geliyor ama 2 ağustostan beri kabine toplantısı yapılmıyor. Kurumsal siyasetin olmadığı bir iktidar bloku karşımızda” dedi.
“Türkiye giderek ortak yaşama iradesini ve ortak ufkunu kaybediyor”
Muhalefetin siyasetteki boşluğu doldurması için daha çok çabalaması gerektiğini söyleyen Ağırdır, adaylık tartışmalarına takılıp kalınmaması gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Ben bütün bu sürecin isim tartışmaları ile götürülmesinin doğru olmayacağı düşüncesindeyim. İsimlerin de kapalı kapılar ardında konuşulmasının da doğru olmadığını düşünüyorum. Tersine örneğin şimdi bu felaketler yaşanıyor bir aydır, bütün bunlara karşı örneğin partiler veya muhalefet sivil toplumu da dahil ederek kamuya açık tartışma yürütmelidir. Sivil toplumun ve partilerin de dahil olduğu bir tartışma zemininde önümüzdeki fırsat alanlarını doğru anlayabiliriz. Bu meseleyi partilerden veya Erdoğan yandaşlığı, karşıtlığından kurtarmak ve ancak bu tartışmalardan sonra kadroların oluşmasına, şekillenmesine izin vermek gerekiyor. Ama önce fikri şekillendirmek ve bunu da toplumla sivil toplumla birlikte yapmak.”
“Herkesin ıskaladığı bir şey var Türkiye giderek ortak yaşama iradesini ve ortak ufkunu da kaybediyor. Herkes kendi çizgisinden yola çıkarak, ülkenin olası gelecek senaryolarında kendini göremiyor. Bir çözülüş var. Bunu inşa etmeden seçim kazanıp kazanmamanın bir önemi yoktur. Siyasetin itibarını ve maharetini yükseltmemiz lazım. Bugün muhalefet de dahil siyasetin itibarı ve sorun çözme mahareti düşük. Partiler sivil topluma, sivil toplum partilere güvenmiyor. Aleni ve açık bir tartışma ortamı ile hem bu güven oluşturulabilir hem de topluma ‘merak etmeyin geleceği düşünen insanlar var’ mesajı verilebilir. Bunları yapmadan ‘dere yatağına ev yaptın, yapmadın’ veya ‘bize oy verdin, vermedin’ tartışmaları gerçek dışı oluyor”