Genel
Danıştay, Cumhurbaşkanlığı’ndan İstanbul Sözleşmesi savunması istedi
Danıştay 10. Daire, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada…
Danıştay 10. Daire, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davada savunma istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımladığı kararla, 2011’de Türkiye’nin taraf olduğu Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesine hükmetti. Erdoğan, bunu Cumhurbaşkanına uluslararası sözleşmeleri onaylama yetkisi veren 9 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. maddesine dayandırdı.
Erdoğan’ın fesih kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle çok sayıda kişi ve kurum, Danıştay‘a başvurdu. Bunlar arasında CHP, barolar ve kadın örgütleri başı çekti. Açılan davaya bakan Danıştay 10. Daire, yürütmeyi durdurma kararından önce Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma istedi.
Ankara Gazetecisi’nden Alican Uludağ’ın haberine göre, Danıştay, sözleşmenin neden iptal edildiğini hem usulü hem de esas yönünden gerekçelerini sordu. Cumhurbaşkanlığı’nın göndereceği savunmanın ardından Danıştay 10. Daire, önce yürütmeyi durdurma, ardından ise iptal talebini karara bağlayacak.
Çekilme kararının iptal edilmesi umudumuzu içtenlikle ifade ederiz
Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Yeni Zelanda’nın Ankara Büyükelçilikleri, İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıldönümünde ortak bir açıklama yayımlayarak Türkiye’ye anlaşmadan çekilmeme çağrısında bulundu.
“Herkes için, daha iyi bir gelecek için İstanbul Sözleşmesi” diye başlayan açıklamada Türkiye’nin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve mücadelesine ilişkin İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada 10 büyükelçilik 10 yılda kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele konusunda eşit haklar, kadınların katılımı ve liderliği ve ulusal mevzuat açısından çok ilerleme kaydedildiğini ifade etti.
Açıklamada büyükelçilikler “Türkiye’nin sözleşmenin yaşama geçirilmesi esnasında en güçlü destekçilerden biri olduğunu, sözleşmeye önemli ve takdire şayan katkılarda bulunduğunu” belirtti ve “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin aldığı çekilme kararını iptal etmesi umudumuzu içtenlikle ifade etmek isteriz” diye devam etti.
Açıklamada, ulusal önlemlerin tek başına İstanbul Sözleşme’siyle aynı koruma düzeyine ulaşmadığına da vurgu yapılarak, iddia edildiği gibi cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ile ilgili de gizli bir gündemin sözleşmede yer almadığı ifade edildi.
Yapılan yazılı açıklamanın tamamı şöyle:
“Herkes için, daha iyi bir gelecek için İstanbul Sözleşmesi
Türkiye, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve mücadelesine ilişkin İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke oldu. O zamandan beri, kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele konusunda eşit haklar, kadınların katılımı ve liderliği ve ulusal mevzuat açısından çok ilerleme kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, 20 Mart 2021’de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını açıkladı. Bu karar bizi üzüyor. Türkiye, 2011 yılında ve bundan sonraki on yıl içinde bu sözleşmenin yaşama geçirilmesi esnasında en güçlü destekçilerden biri olmuş, sözleşmeye önemli ve takdire şayan katkılarda bulunmuştu.
Bu nedenle, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10’uncu yıldönümü vesilesiyle, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin aldığı çekilme kararını iptal etmesi umudumuzu içtenlikle ifade etmek isteriz.
T24