Ekonomi
Piyasa Bülteni: TL’nin faiz avantajı ön planda. İyimser hava bir müddet daha korunabilir
ABD mali piyasalarının tatil nedeniyle kapalı olduğu dünkü günde, küresel mali piyasalara paralel, Türk mali piyasaları da sakin ve yatay…
ABD mali piyasalarının tatil nedeniyle kapalı olduğu dünkü günde, küresel mali piyasalara paralel, Türk mali piyasaları da sakin ve yatay bir seyir izledi.
Dün sabah saatlerinde Türk Mali piyasaları, Pazar günü resmi gazetede yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) haberleri ile güne başladı. Hatırlanacağı üzere, efsane Bakan Albayrak döneminde, programın adı OVP’den Yeni Ekonomi Program (YEP) olarak değiştirilmiş, gerek sunum gerekse de içerik büyük bir gürültü ile lanse edilmişti.
OVP’nin detaylarını dün gün içinde bizler de tüm piyasa aktörleri olduğu üzere detaylı bir şekilde inceledik. Bir kere enflasyon hedeflerinin oldukça iddialı olduğunu görüyoruz. Dahası, ekonomi büyüme devam ederken, enflasyon ve cari işlemler açığını azaltabileceği yönünde bir yol haritası ile yine karşımıza çıkan OVP, genel hatları ile biraz iddialı biraz da Türk mali piyasaları etkileyebilecek düzeyde olmaması, önemli bir piyasa yansıması da doğurmadı.
Gerek içeride önemli bir gündem olmaması, gerekse de ABD piyasalarının kapalı konumda olması, TL ve TL cinsi varlıklarda dalga boyunu kısalttı. USDTRY kuru 8,28 seviyelerine geri çekilerek dar ve bildiğimiz bantta salınırken, BİST100 endeksi banka hisselerinde yoğunlaşan alımlarla günü %0,4 oranında yükselişle tamamladı.
Dün bültenimizde, manşet TÜFE enflasyonunun TCMB’nin politika faizini de aşması sonrası bunda sonra yapılacak iletişimde, gerileyen çekirdek enflasyon göstergelerinin ön planda olacağını söylemiştik. TCMB her ay olduğu üzere, bu ay da TÜİK’in enflasyonu açıklamasının bir iş gün sonrası değerlendirme raporu yayınlarken, gıda cephesinde taze meyve ve sebze fiyatları ve dahası kuraklık vurgusunu ön plana çıkararak, gıda dışında (çekirdek göstergelere dem vurarak) işlerin yolunda gittiğinin altı ise çizildi.
Bu bakış açısıyla, çekirdek göstergelerden C tanımlı endeksin, Temmuz ayına göre %17,22’den Ağustos ayında %16,76’a gevşemesi, TCMB’nin enflasyon kadar politika faizi taahhüdüne sadık olduğunu gösteriyor. Bu noktadan sonra, yapılacak tüm iletişimde, manşet veri yerine çekirdek enflasyonun ön planda olacağının altını bir kez daha çizmek isteriz.
Bu bilgilerin ışığında, TCMB’nin Eylül ayında da faiz hadlerini sabit tutacağını, akabinde ise Ekim ayı ile birlikte baz etkisi ile manevra alanına kavuşacağını ve buna paralel hamle yapacağını düşünüyoruz. Elbette, ABD’de enflasyon kanadı ısırmaya başlasa da, istihdam tarafının tam olarak istenilen yerde olmaması nedeniyle, FED’in piyasaları bozacak nitelikte bir hamle yapmayacağı görüşü de TCMB’nin elini kuvvetlendiriyor.
Şöyle ki, FED piyasalara aylık 120 milyar dolar likidite verse de, bu paranın kademeli olarak sıfırlanacağı, bunu da su tazyikini kaybedecek olsa da 2022 yılının ilk yarısına kadar akmaya devam edeceği yönünde okuyoruz. Bu bakış açısıyla, doların küresel olarak hızlı bir yükseliş trendine girmeyecek olması, Kasım ayında yapılacak ölçülü bir faiz indirimi ardından TCMB’nin ‘suyu test etmesi’ ile devamını da getirebileceğini düşünüyoruz.
Bu bakış açısıyla, ABD dolarının piyasa kuru olan DXY’nin bir türlü 93 seviyesinin üzerinde kalıcı olamaması veya piyasa faiz olan 10 yıllık tahvillerin aylardır süren isteksiz ve düşük seyri, TCMB’nin elini kuvvetlendirebileceğini düşünüyoruz. Lakin, o zamana kadar da TL’de değerlenme potansiyelinin de devam edeceği görüşümüzün arkasındayız. Özellikle, 8,28 civarındaki Çin Seddinin haftalık grafiklerde aşağı yönlü kırılması durumunda, daha da aşağıda kat edilecek büyük bir alan olduğunu göz ardı etmiyoruz.
Döviz alım ihtiyacı içinde olan yatırımcıların mevcut seviyeleri kollaması akıllıca bir yatırım davranışı olacakken, TL aleyhine uzun pozisyon için ise acele edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu görüşümüzü desteklercesine, Türk Lirasının son dönemde reel anlamda değerlenme kaydettiği dün açıklanan resmi verilerce de teyit edildi. TCMB verisine göre TÜFE bazlı reel efektif döviz kuruna göre TL Ağustos’ta 1,6 puan değer kazandı.
ABD’nin covid karnesi pek de arzu edilen bir şekilde ilerlemiyor. Vaka ve can kaybı sayıları yüksek düzeyde seyrederken, bir tarafta yüksek enflasyon, diğer bir tarafta tam olarak istenilen düzeye ulaşmayan istihdam verileri, FED’in para musluğunu (tapering) ne zaman kısmaya başlayabileceği yönünde tahminleri bir miktar ötelenmesine neden oluyor. Unutmamak gerekir ki, pandemide tablo kötüleştikçe, teşviklerin devam edeceği beklentisi ile piyasalar coşmaya devam edecektir!
Dün bültenimizde grafiksel olarak da izah etmeye çalıştığımız üzere, kıymetli madenlerde ABD istihdam raporu ardından başlayan yukarı yönlü hareketin devam edebilmesi adına, önemli direnç seviyelerinin aşılması gerekiyor. Bu bağlamda, altının 1,835 , gümüşün ise 24,75 seviyesi üzerinde gecelik kapanış yapabilmesi durumunda, boğalar kontrolü ele alacaktır. Böyle bir durumda, bizler de trene atlayacağız. Petrol cephesinde ise uzun pozisyonlarımızı korumaya devam ediyoruz. Bu sabah Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 73 dolar seviyesine yaklaştı. Sene sonu için hedefimiz 80 dolar.
Yeni gün başlangıcında, Asya hisse senedi piyasalarında iyimser bir tablo görüyoruz. Gerek güçlü küresel talep, gerekse de arz dar boğazlarının yeniden canlanması, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi üzerindeki baskının bir kısmını dengelerken, Çin’in ihracatı Ağustos ayında beklenmedik bir şekilde daha hızlı büyüdü.
Öte yandan, bir sonraki başbakan olmak için güçlü bir rakip olan Japonya’nın dışişleri eski bakanı Kishida, koronavirüs pandemisinden gelen darbeyi hafifletmek için 30 trilyon Yen (273 milyar dolar) teşvi paketi çağrısında bulunması ile Japonya piyasaları da artıda seyrediyor. Pasifiği diğer ucunda ise ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hakim rengin yeşil olduğunu görüyoruz. Küresel piyasalar günü yine iyimser bir şekilde karşılıyor.
Mali piyasaların gündeminde ise bugün içeride Hazine nakit dengesi; dışarıda ise Almanya sanayi üretimi, Almanya ZEW endeksi ve Euro Bölgesi büyüme rakamları bulunuyor. Not etmek gerekiyor ki, Avrupa’da yükselen enflasyon karşısında, Avrupa Merkez Bankası (ECB) cephesinde Başkan hariç tüm yetkililerden tahvil alımlarının azaltılması gerektiği yönünde orkestra sesler geliyor. Bu bağlamda, ECB’nin Perşembe günü düzenlenecek olağan toplantısına dikkat etmekte fayda görüyoruz. EUR/USD paritesi adım adım kuzeye ilerliyor.
Kaynak: iktisatbank.com