Borsa
Piyasa Bülteni: ECB dişini gösterdi ama ‘ısırmadı’… Olumsuz hava yumuşamaya başladı
Hatırlanacağı üzere, Salı günü tatilden modu bozuk dönek ABD piyasaları, bir türlü zirve yapamayan enflasyon verisine karşı, genel hatları ile…
Hatırlanacağı üzere, Salı günü tatilden modu bozuk dönek ABD piyasaları, bir türlü zirve yapamayan enflasyon verisine karşı, genel hatları ile ivme yitiren ekonomik verilerin stagflasyonun tamtamlarını çalması ile (olumlu havasını yitirerek) satış tarafına geçmişti.
İyimser hava bozulunca da, riskli varlıklara satış gelmiş, hafta içinde altın, gümüş, kripto paralar, gelişmekte olan ülke para birimleri ve hisse senetleri satış baskısına boyun eğmiş, dolar ise (DXY) kayıplarını bir miktar törpülemişti.
Küresel mali piyasalara hakim olan sert havanın dün itibariyle bir nebze de olsun dindiğini gördük. Elbette, piyasaların ağrıları her arttığına yumuşak söylemleri ile ortaya çıkan FED üyelerinden 2 kişi, dün teşvikleri azaltmak için zamana ihtiyaç duyulduğunu açıklarken, ECB Başkanı Lagarde ise tıpkı Powell gibi enflasyon geçicidir yönünde görüş bildirdi.
Dün bültenimizde de bildirdiğimiz üzere, Avrupa Merkez Bankası (ECB) piyasanın beklentilerine paralel faiz oranlarında ve pandemi varlık alım programının büyüklüğünde (PEPP) bir değişiklik yapmasa da bundan sonra daha yavaş bir patikada programın sürdürüleceği belirtti. PEPP’in Mart 2022’de sona erdirilmesi ve toplam 1,85 trilyon euro büyüklüğe ulaşması planlanıyor. ECB bu program dahilinde her ay 80 milyar euro tutarında tahvil alımı gerçekleştiriyor.
Takdir edersiniz ki, bültenlerimizde sıklıkla kullandığımız ‘morfin’ metaforu tam olarak da piyasaların acılarını azaltmak için doktorun piyasalara verdiği ağrı kesiciyi anlatıyor. Bu bakış açısıyla, para musluğunun kısılacak olması ilk etapta piyasalara ECB’nin de şahinleştiğini fısıldarken, akabinde, alışık olduğumuz üzere, ECB Başkanı Lagarde, bu kararın ‘tapering’ anlamına gelmeyeceğini söyleyerek olumsuza dönmeye meyilli havayı hızlıca yumuşattı.
ECB’nin de tıpkı FED gibi enflasyondaki yükselişin geçici olduğunu dile getirmesi ve havayı yumuşatması sonrası, piyasa yansıması da sert olmadı. EURUSD paritesi, günü önemli bir değişim kaydetmeden 1,1830 seviyelerinde tamamladı.
Hastanın her ateşi çıktığında imdada yetişen doktorlar misali, dün ECB ve FED kanadından gelen iyimser açıklamalar, küresel mali piyasalarda olduğu üzere Türk mali piyasalarında da toparlanmaya neden oldu. BİST100 endeksi hafta içinde elde ettiği kayıplarını telafi ederek günü %1,3 yükselişle tamamladı.
USDTRY kurunda, haftalardır işaret ettiğimiz tüm olasılıklar gerçekleşti. Teknik manada, aşağıda 8,28/8,30 seviyelerinden kısa vadeli döviz alım ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini söyleyerek, formasyon dahilinde yukarıda 8,51/8,52 seviyesine kadar potansiyel bir yükseliş için zemin olduğunu, ama bunun teknik formasyonu bozmayacağının da altını çizmiştik. 8,52 seviyesinin üzerinde temiz bir haftalık kapanış durumunda, topun doların sahasına geçeceği; aksi durumda ise TL’nin faiz avantajının ön planda olacağının da her gün bültenimizde vurgu yapmıştık.
Dün havanın bozulması ile USDTRY kuru günün ilk yarısında 8,52 seviyesine varan bir yükseliş kaydetse de, günün ikinci yarısında 8,44 seviyesine geri çekildi. Aşağıdaki teknik çizimden de görülebileceği üzere, 8,52 seviyesine mükemmel dokunan kur, satıcıların devreye girmesi ile yönünü aşağıya çevirdi.
Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, TCMB tarafından açıklanan haftalık para ve banka istatistiklerini yakından takip ettik. 3 Eylül itibarıyla parite/fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara göre gerçek kişilerin DTH’i önceki haftaya göre 0,9 milyar dolar; tüzel kişilerin ise 0,1 milyar dolar arttı. Önceki hafta da tüzel kişiler önderliğinde DTH 3 milyar dolar artış göstermişti. Şimdi DTH cephesinde artış acaba döviz alım kaynaklı mı yoksa sisteme dışarıdan döviz mi girdi sorusunun cevabını tam olarak bilemiyoruz. Lakin, DTH cephesinde artışın devam etmesi, kur üzerinde yeniden baskı kurabileceğinden endişe duyuyoruz.
Dünden kalan haber akışı arasında bizce en önemlisi, Çin’in enerji maliyetlerindeki artışa karşı savaş ilan ederek devletin stratejik petrol rezervlerini kullanma kararı alması oldu. Bu hamleye karşı Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı çok hafif bir şekilde gerileyerek 71-72 dolar arasında kalmaya devam etti. Petrol cephesinde pozisyonlanmamız devam ediyor. Hareketin haftalık bakış açısıyla 74 dolar seviyesi üzerinde ivme kazanmasını bekliyoruz. Yıl sonu hedefimiz 80 dolar seviyesinde olmaya devam ediyor.
Hazır petrolden söz etmişken, kıymetli madenlere de göz atalım. ABD istihdam verisi ardından altında test edilen 1,830 ve gümüşte 24,75 dolar seviyelerindeki dirençler tahmin ettiğimiz üzere dişli çıktı. Hafta içinde egemen olan karamsar hava da eklenince, her iki enstrüman da geri çekilerek sırası ile dün 1,785 ve 23,75 dolar seviyelerini test etti. Bültenlerimizi takip eden okurlarımız, her iki enstrümanda da dişli teknik seviyelerin aşılmadan alıcı konuma geçmeyeceğimizin altını çizdiğimizi hatırlayacaktır. Lakin, kısa vadede sert gerileme ardından yukarı yönlü bir artak olabileceğini de göz ardı etmiyoruz. Kısa vadeli alım (stop kullanarak) denenebilir.
ABD borsaları dün akşamı da düşüşle tamamlaması ardından bu sabah Asya piyasalarında güneş açmış. Şangay ve Tokyo borsalarında %1’n üzerinde yükseliş görülürken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hakim renk yeşil. Dolar endeksi 92’li seviyelerde yatay seyrini korurken, ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahviller, hafta içinde test ettiği %1,37 seviyesinden %1,30’a doğru gevşemiş.
ABD’de covid-19 önlemlerinin sertleşmeye başladığını görüyoruz. “Uzun bir süredir sabırlıyım” diyen Başkan Biden, Amerika’da aşı direncini hedef alarak, çoğu federal çalışanın COVID-19 aşısı olmasını gerektiren ve büyük işverenleri işçilerine haftalık aşı yaptırmaya veya test yaptırmaya zorlayan politikaları ilan etti. Beyaz Saray’dan yaptığı açıklamada göre, yeni önlemler, 100’den fazla işçisi olan büyük işletmeler için geçerli olacak ve ABD çalışanlarının yaklaşık üçte ikisini kapsayacak.
Bugün veri gündemini ABD ÜFE ve Almanya’da TÜFE süslüyor. Merkez Bankaları cephesinde ise Rusya’nın faiz kararı önemli olabilir.
Kaynak: iktisatbank.com