Sosyal Medya

Ekonomi

Piyasa Bülteni: Canavar uyan(dırıl)dı!

Cuma günü hem Türkiye hem de KKTC mali piyasaları güne enflasyon şoku ile başladı. Hani o bir süreliğine de olsa…

Piyasa Bülteni: Canavar uyan(dırıl)dı!

Cuma günü hem Türkiye hem de KKTC mali piyasaları güne enflasyon şoku ile başladı. Hani o bir süreliğine de olsa unuttuğumuz, uyuyan yeşil renkli çoğu zaman sevimli gazete ekonomi sayfalarını süsleyen timsah vardı ya, artık uyandı!

Son haftalarda bültenimizde sıklıkla hem Türkiye hem de KKTC mali piyasalarının koşar adım enflasyon-devalüasyon sarmalına hatta önlem alınmazsa hiperenflasyona doğru emin adımlarla ilerlediğinin altını çiziyoruz.

Son dönemde, paranın dolaşım hızının çok fazla süratlendiğini bizzat kredi kartı harcamalarından görüyoruz. Uzun yıllardır, enflasyon konusunda büyük tecrübeye sahip Türk insanın, bu tip zamanlarda koruma kalkanlarını açtığını görüyoruz. Özellikle, her türlü malın fiyatının hızla arttığı bir ekosistemde, fiyatların daha da artacağı endişesi ile tüketicinin talebi erkene çekmesi (güçlü talep) enflasyon üzerinde ilave bir değer kaybı baskısı yaratıyor.

Kurun yarattığı ithal malların geçişkenliği üzerinden tahribat, kısa vade artan enflasyona karşı stoklama isteği, bir noktadan sonra kontrolden iyice çıkan çıkan enflasyon ve başlayan durgunluğun ekonomi kitaplarında tam da tanımıdır stagflasyon!

TÜİK verilerine göre Kasım ayında (resmi) enflasyon %3,51 artış kaydederek yıllık enflasyonu %21,3 seviyesine taşıdı. KKTC İstatistik Kurumu verilerine göre ise Kasım’da enflasyon aylık %5,52 artış kaydederken yıllık enflasyon %27,39 olarak gerçekleşti. Türkiye’de ise üreticinin karşı karşıya kaldığı aylık enflasyon %9,98 olarak gerçekleşirken, yıllık karşılığı da kriz dönemlerini yansıtır bir artışla %54,62’ye taşındı.

Açıklanan rakamların, efendim şu yılın şu ayından bu yana en yüksek seviyede olduğu gibi magazinsel veya istatistiki veriye hiç girmeden şunu çok açık bir şekilde söylemek gerekiyor ki artık TCMB’nin fiyat istikrarını savunmak gibi bir gayesi yok! Bir zamanlar yakından takip ettiğimiz TCMB’nin favori endeksi olan B ve C tanımlı çekirdek enflasyon, sırasıyla %19,75 ve %17,62 oldu. TCMB’nin politika faizinin %15 olduğunu, PPK toplantısının 10 gün sonra olduğunu ve faizlerinin yönünün de aşağıya olduğunu tekrar hatırlatalım.

ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın 33,3 puan ile rekor bir şekilde açılmasının arkasında TL’deki erimenin büyük bir payı olduğunu unutmayalım. Takdir edersiniz ki, geçen 9 aylık zaman diliminde, USDTRY kurunda yükseliş %100 olarak gerçekleşti. ÜFE’nin yükseklerde uçması, önümüzdeki günlerde bu faturanın tüketiciye de yansıyacağı anlamına geliyor! Yani enflasyonist baskıları çok daha ağır bir şekilde hissedeceğiz.

Enflasyon şoku ardından USDTRY kurunun bir kez daha 14 seviyesinin kapısını çalmaya hazırlandığı bir ortamda, TCMB Cuma günü yine piyasada boy göstererek döviz piyasasına sağlıksız fiyat oluşumu nedeniyle doğrudan satım yönünde müdahalede bulunduğunu gördük. Bir kez daha altını çizeyim: USDTRY kurunun 14 seviyesi yaklaştığı bir ortamda. Bu durumda, TCMB’nin sağlıksız fiyat oluşumuna mı yoksa seviyeye mi müdahale ettiğini pek de anlayamadık! Rezerv satışı ile hatta sosyal medyada viral haline gelen “şaaak 10 milyar dolar daha” ile bir yere varılamayacağı da çok açık!

TCMB’nin sağlıksız fiyat oluşumuna müdahale etme isteğini anlasak da ve bunun çok da olağan bir durum olduğunu bilsek de, seviyeyi ya da savunma hattını belli bir çizgiye oturtmak (elini göstermek) çok riskli olabilir. Hatırlayın bakan Albayrak döneminde haftalarca savunulan 6,85 USDTRY kur seviyesi kırıldıktan sonra neler olmuştu!

Geçen hafta bültenlerimizde, Nobel ödüllü iktisatçılar Mundell-Fleming Modeline atıfta bulunarak sermaye hareketlerinin serbest olduğunda hareketle, faizlerin kontrol edildiği bir ekonomide, kurun serbestçe piyasa tarafından belirlendiğini, aksi durumda ise, hem faiz hem de kurun kontrol edilmeye çalışılmasının beraberinde büyük krizler yarattığı unutulmamalıdır!

TCMB’nin bu hafta ikinci kez doğrudan müdahalesinde, piyasa dedikodularına göre (teyide muhtaç) miktarın bir öncekine göre daha düşük olduğunu işittik. Zaten, müdahaleye karşın USDTRY kuru haftayı 13,75 seviyesi ile TCMB’nin topun girmesini arulamadığı ceza alanın tam da dışında tamamladığını görüyoruz. Türkiye’nin 5 yıl vadeli risk primi haftayı 540 baz puan ile yüksek tansiyonun devam ettiğini yansıtırken, faiz indirimine rağmen 10 yıl vadeli Tükrkiye tahvilin bileşik faizi, haftayı %21,6 seviyesine yükselere tamamladı. Faiz indiriminin kime ne yarar sağladığını inanın bilemiyoruz.

Enflasyon verisi ardından günün ikinci yarısında ABD’de açıklanan tarım dışı bordrolu çalışan sayısı 550bin kişi artış beklentisine karşı 210 bin kişi artış göstererek (Aralık 2020’den bu yana en düşük) beklentiyi karşılayamadı. Benzer bir şekilde, raporun alt kalemlerinden, FED’in yakından takip ettiği otalama saatlik kazançlarda da artış %4,8 ile %5 olan beklentinin altında kaldı. Her ne kadar bir aylık veri gidişatı terse çevirmeye yetmeyecek olsa da, enflasyon endişesinin bir nebze de olsun düşürdü. Veri ardından piyasaların risksiz faiz olarak gördüğü 10 yıllık tahvil faizi %1,3350 seviyesine sert gerileyerek son 2,5 ayın en düşük seviyesini test etti. İstihdam verisi ardından, yatırımcılar, tahvil alımlarının daha erken azaltılması ve para politikasının sıkılaştırılması beklentilerini şekillendirmek için Cuma günü ABD’de açıklanacak yıllık TÜFE (%6,7 artması) bekliyor.

Zayıf istihdam, teknoloji ağırlıklı Nasdaq Bileşik hisse senedi endeksinde, yatırımcıların gelecek yıl daha yavaş ekonomik büyüme beklemesiyle bir noktada Cuma akşamı %3 düştü. Elbette ABD’de faiz getirisi olan tahvillerinin gerilemesi ile faiz getirisi olmayan ve ters korele olan altının hafif de olsa başını kaldırdığını görüyoruz. Altının ons fiyatının bu ayı 1,743 dolar seviyesinin altında kapatmadığı müddetçe ‘havlu atmayacağını’ düşünüyoruz. Gümüşte ise, 21,3 – 22,3 bandında kademeli olarak alıcı taraftayız. Petrol ise talebin zayıflayacağı beklentisi ile peş peşe 6. haftayı da düşüşle tamamladıktan sonra, Suudi Arabistan’ın ham petrol fiyatlarını artırması ile petrol fiyatları yeni haftaya 70 dolar seviyesinin üzerinden başlıyor.

Korku (volatilite) endeksi VIX, haftanın son iş günü 31 seviyesinin üzerine yükselerek piyasaların ruh halinin pek de iyimser (risk iştahına yakın) olmadığını göstererek tamamladı. Kripto piyasasının dijital altın ve gümüşü olan Bitcoin ve Ethereum’da da sert satışlar görülüyor. İkinci kademe Bitcoin alımı için (Bito ETF) dayanak varlık fiyatının 44-48bin dolar aralığında yeniden gerilemesini bekliyoruz.

Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında hava biraz karışık. Japonya’nın Nikkei endeksi, hükümetin ekonomik büyüme tahminini yukarı çekmesine rağmen %0,6 gerilerken, Hong Kong borsası %1,3 düştü. Borç yükü altındaki Çinli gayrimenkul şirketi Evergrande, borç geri ödemelerini yapacak parası olacağını garanti edemeyeceğini açıklamasının ardından %11 geriledi.

Omicron varyantının olumsuz etkileri şiddetli olmasa da hissediliyor. Virüsü ABD’nin üçte birine yayılması lakin Güney Afrika’nın ağır semptomlar görülmediğini açıklaması, varyantın ekonomiye etkileri hakkındaki endişelerin de devam etmesine neden oluyor. Sabah saatlerinde ABD ve Avrupa vadeli işlemlerindeki sınırlı da olsa yükselişler görüyoruz.

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler