Borsa
Küresel piyasalar defansa geçti; dolar endeksi 9 ayın zirvesinde!
Hafta ortası, FED’in bir önceki toplantısına ait tutanakların açıklanması ardından dün küresel mali piyasalar sıkıntılı bir günü geride bıraktı. Takdir edersiniz…
Hafta ortası, FED’in bir önceki toplantısına ait tutanakların açıklanması ardından dün küresel mali piyasalar sıkıntılı bir günü geride bıraktı.
Takdir edersiniz ki, bütün hikaye tahvil alımlarının azaltılması. Yani? FED, her ay 40 milyar dolar mortgage destekli tahvil ve 80 milyar dolar devlet tahvili geri alarak piyasalara 120 milyar dolar daha para veriyor. Tahvillerde alıcı birinin olması faiz oranlarını düşük kılarken, kredi kanalları ise bu süreçte ucuz, bol ve uzun vadeli finansman sunabiliyor.
Çarpıcı olması bağlamında, FED’in bilanço büyüklüğü, pandemi öncesinde 3,8 trilyon dolardan bugün 8,3 trilyon dolara yükseldi. Bu kadar para da takdir edersiniz ki riskli varlıklara giderek adeta risk iştahını durmaksızın körükledi. Bir örnek daha verelim. FED’in bilanço büyüklüğüne paralele, aynı dönemde, ABD borsaları da kendilerini ikiye katladılar! Ne kadar ekmek o kadar köfte!
Lakin, bu kadar bol ve uçsuz bucaksız paranın neden olmaya başladığı enflasyon ve istihdam piyasasının yavaş yavaş iyileşmeye başlaması ile teşviklerin de (bol paranın) gözden geçirilmesi gerekliliği su yüzüne çıktı.
FED’in tapering hikayesi artık parti havasının son demlerinin yaşamaya başladığını açık bir şekilde gösteriyor. Lakin, enflasyon geçici nedenlere bağlanırken, işgücü piyasası da toparlanmaya adayken, ABD’den son dönemlerde açıklanan zayıf makroekonomik veriler, piyasalara ‘stagflasyon’ kaygısını hatırlatıyor. Bu da ister istemez risk iştahını baltalamaya başladı.
Normal şartlarda, ekonomik faaliyetin hız kazanıyor olması hisse senedi piyasalarını desteklemesi gerekirken, stagflasyon riski, huzursuzluk yaratıyor. Dün bu bağlamda, riskten kaçan para güvenli liman olarak ABD Dolarına sığınırken, küresel anlamda hisse senetlerini kırmızılara büründü. Bu olumsuz hava değerli metallerin üzerinde olumsuz bir baskı kurdu. Petrol sert düştü; gelişmekte olan ülke para birimlerinde de değer kayıpları görüldü.
Ekim ayında, enflasyonun baz etkisi nedeniyle başını aşağıya çevireceği beklentisi ile, TCMB’nin bir müddet daha TL’nin koruma kalkanını güçlü tutacağı varsayımından hareketle, TL’de bir miktar da olsa değerlenmeye ihtimal tanıyorduk. İlk faiz indirimini Kasım ayında ölçülü bir miktar olarak bekliyoruz. Bu görüşümüz, dün TCMB’nin son PPK toplantısı tutanaklarının açıklanması ile destek buldu.
FED tutanakları sonrası, dün, küresel havanın sert bir şekilde bozması, içeriye de bir fiil yansıdı. BİST100 endeksi günü %0,7 düşüşle tamamlarken, USDTRY kuru 8,50 seviyesinin üzerine yükseldi. Bu eğilimin, toz bulutu oturunca yerini yeniden TL lehine iyimserliğe bırakacağını düşünüyoruz.
Netice itibariyle, emtia fiyatlarında görülen düşüş küresel risk iştahı açısından olumsuz bir durum arz ederken, net enerji ithalatçısı olan Türkiye için ise iyi bir gelişme. Enerji fiyatlarının ve değerli metallerin fiyatlarının gerilemesi, Türkiye’nin enerji faturası ve cari açığını olumlu olarak destekleyecektir.
Dünde kalan veriler arasında, her hafta Perşembe günü olduğu üzere, TCMB’nin açıkladığı para ve banka, ve menkul kıymet istatistiklerini takip ettik. Buna göre, 13 Temmuz ile biten haftada, parite ve fiyat etkisinden arındırılmış rakamlara göre, gerçek kişilerin döviz mevduatları (DTH) bir önceki haftaya göre yaklaşık 0,6 milyar dolar, tüzel kişilerin ise 0,3 milyar dolar artış gösterdi. Son haftalarda DTH rakamlarında, hafif çapta da olsa yükseliş dikkat çekiyor.
TCMB’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 0,4 milyar dolar artış kaydederek 67,3 milyar dolar olurken, altın fiyatlarındaki sert düşüşün de etkisiyle altın rezervleri 1,5 milyar dolar düşüşle 39,7 milyar dolara geriledi. Toplam brüt döviz ve altın rezervleri ise 107,1 milyar dolar oldu.
Dönelim bugüne. Yukarıda da söz ettiğimiz üzere, FED’in yavaş yavaş teşvik ve desteklerini azaltacağı beklentisi ile ABD Doları (DXY) küresel bazda Kasım 2020’den bu yana – son 9 ayın – zirvesine yükseldi. Doların piyasa kuru olan DXY bu sabah 93,5 seviyesine yükselirken, hisse senedi piyasalarında ise satıcılı hava ağır basıyor. EUR, dolar karşısında 1,17 seviyesinin altına sarktı. Adım adım 1,16 seviyelerinin dipleri hedef alanına girebilir. DXY’nin 93 seviyesinin üzerinde kalması, piyasalarda tansiyonu yüksek tutmaya devam edecek gibi görünüyor. Elbette, tüm bu gelişmelere kulak tıkayan survivor Bitcoin ise yükselmeye devam ediyor!
ABD borsalarının geceyi yatay tamamlamasına rağmen, bu sabah Asya’da satış baskısı şiddetlendi. Çip krizi ve Delta varyanıtının da tuz biber olmasına paralel, Hong Kong borsası %2,5 , Şangay borsası %1,7 , Tokyo ise %0,8 aşağıda işlem görüyor. Aynı ölçüde olmasa da, ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde hakim renk kırmızı.
Petrol başta olmak üzere, emtia cephesi de küresel satış baskısına boyun eğiyor. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı 67 dolar seviyesinin de altına gerilerken, altının ons fiyatı 1,785 ; gümüşün ise 23,25 seviyesinden işlem görüyor. Petrol cephesinde 66 dolar seviyelerinin destek görevi üstleneceğini teknik bir bakış açısı ile değerlendiriyoruz. Altının aylardır devam eden yükseliş ivmesini kaybetmemesi adına, ayı 1,760 dolar seviyesinin üzerinde tamamlaması gerekiyor. Gümüş tarafında ise, aşağı 22,50 seviyesi defans hattının son halkası olarak görüyoruz.
Mali piyasaların gündeminde bugün içeride merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere perakende satışlar verisini takip edeceğiz.
Kaynak: iktisatbank.com