Döviz
TCMB pas geçti ama faiz indirimi olasılığı değişmedi
TCMB para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %19’da beklendiği gibi sabit tuttu.…
TCMB para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının %19’da beklendiği gibi sabit tuttu.
Banka faiz kararı metninde, iç talepteki ılımlı yavaşlamaya, dış talebin gücüne, enflasyonist baskılara ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyrine vurgu yaparak “sıkı ve kararlı” duruşunu devam ettireceği sözü veriyor.
Buna karşın, politika faizini “enflasyonun üzerinde bir düzeyde” tutacağını tekrar ederken de yıllık enflasyonda baz yılı etkisiyle son çeyrekte beklenen kısmi ve kalıcılığı tartışmalı düşüşe işaret ederek sene sonuna doğru olası faiz indirimlerine de yine kapıyı açık bırakmış oluyor. ABD merkez bankası Fed’in dün yaptığı FOMC toplantısı sonrası verdiği mesajlar TL dahil gelişmekte olan ülke kurlarını etkilerken, PPK bu değişime değinmemiş.
Faizi sabit tutması TL üzerinde olumlu bir etki yaratmazken, Erdoğan’ın faizlerin inmesi isteğini tekrarlaması, Başkan Kavcıoğlu ile bu konuda görüştüğünü açıklamasıyla piyasa merkez bankasının faiz indirim denemesini kolluyor. Banka fx rezervlerinin eksi 50 milyar dolar civarında oluşu yanında kısıtlı da olsa faiz indirimi denemesine girişeceği olasılığı, Fed’in beklenenden erken sıkılaştırma yöne dönme ihtimalinin yükselmesiyle TL’nin kırılganlığının devam etmesine neden oluyor.
GA.
PPK metni aşağıda.
- Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde aşılamanın hızlanması küresel ekonomide toparlanma sürecini desteklemektedir. Bununla beraber, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
- Yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. İkinci çeyrekte, salgın kısıtlamalarına ve finansal koşullardaki sıkılaşmaya bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır. Aşılamanın toplumun geneline yayılarak hızlanması salgından olumsuz etkilenen hizmetler ve turizm sektörlerinin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Gerçekleştirilen parasal sıkılaştırmanın etkisiyle krediler ılımlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte, kredilerin seyri ve kompozisyonu makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, kredilerdeki yavaşlama, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasının cari işlemler dengesinde başlayan iyileşmeyi hızlandırması beklenmektedir.
- Son dönemde ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurlarının yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.
- TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
- Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.