Döviz
PPK: Faiz değişmedi ama…
PPK toplantısından bugün beklendiği gibi bir faiz değişimi kararı çıkmadı; haftalık repo yani politika faizi %19’da sabit tutuldu. Mart toplantısında…
PPK toplantısından bugün beklendiği gibi bir faiz değişimi kararı çıkmadı; haftalık repo yani politika faizi %19’da sabit tutuldu.
Mart toplantısında içi boşaltılan ve faiz indirimi altyapısının hazırlandığı görülen PPK metnindeki değişiklikler Nisan PPK metninde de devam etti. Sıkı para politikası vurgusu yerine faiz kararının değişmediğine vurgu yapan Banka, artan emtia fiyatlarının da güçlenen ihracat yoluyla cari açık üzerinde kısıtlı etkileri olacağını düşünüyor.
Ağbal’ın son faiz artışından sonra Banka Başkanı’nı “operasyon çekmekle” suçlayan Yeni Şafak’tan bir başka yazar Levent Yılmaz’ın Merkez Bankası faiz kararı öncesi kaleme aldığı yazıda, “TCMB Başkanı’nın piyasalarla yaptığı enflasyonun üzerinde faiz verme politikası iletişimine bakarak 2021’nin son çeyreğinde beklenilen faiz indirimlerinin bir sonraki yıla sarkma ihtimalinin giderek arttığını ifade edebiliriz” demesi ilginç.
Ancak PPK metninde, vurgulanan “Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir” cümlesi, sene içinde faiz indirimlerinin halen gündemde olduğunu anlatıyor.
Merkez Bankası’nın son anketinde yılsonu TÜFE enflasyonu beklentisi %13,81. Mevcut enflasyon %17,2 ve Mayıs-Haziran aylarında %20’ye yönelecek gibi duruyor. Sene içinde TL üzerinde yeni baskılar dış faktörler nedeniyle oluşmazsa yılsonu enflasyonun %16’dan aşağıda olması kolay değil. Bu açıdan yıllık enflasyon %16’ya doğru yöneldikçe PPK’nın da kolladığı kısıtlı faiz indirimi geçekleştirmesi beklenebilir.
Aşağıda Nisan faiz kararına ait PPK metnini bulabilirsiniz:
– Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
– Salgına bağlı olarak 2020 yılında sert daralan küresel ekonomi, destekleyici politikalar ve aşılama sürecindeki olumlu gelişmelerin etkisiyle toparlanmaya devam etmektedir. Bu iyileşme sürecinde, özellikle imalât sanayi faaliyeti ve küresel ticaretteki ivmelenme belirleyici olmaktadır. Son dönemde emtia fiyatlarında yeniden artış gözlenirken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
– Salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen yurt içi iktisadi faaliyet güçlü seyretmektedir. Salgın kısıtlamalarına bağlı olarak iç talep bir miktar ivme kaybederken, dış talep gücünü korumaktadır.
– İmalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen hizmet sektörlerindeki zayıf seyir sürmektedir. Bununla birlikte, salgının gidişatı ve aşılama sürecine bağlı olarak iktisadi faaliyet üzerinde her iki yönde riskler bulunmaktadır. Ticari kredilerin yanı sıra bireysel kredilerde de daha ılımlı bir seyir gözlenmekle birlikte, bu gelişmenin kalıcılığı makroekonomik istikrar açısından yakından takip edilmektedir. Emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler dengesinde
öngörülen iyileşmeyi desteklemektedir.
– Talep ve maliyet unsurları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmeye başlamıştır. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir.
Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikâmesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.