Ekonomi
Erdoğan’ın sabrı tükeniyor; PPK toplantısı öncesinde akıllardaki dört kritik soru
TCMB, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun zamandır istediği bir faiz indirimi için zemin hazırlamaya başladı. Yine de çoğu uzman, enflasyonun yükselmesi…
TCMB, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun zamandır istediği bir faiz indirimi için zemin hazırlamaya başladı. Yine de çoğu uzman, enflasyonun yükselmesi ve liranın düşmesiyle birlikte indirimin bu hafta gerçekleşeceğini düşünmüyor.
Merkez Bankası, Erdoğan’ın Şahap Kavcıoğlu’nu başkan olarak atadığı Mart ayından bu yana gösterge faiz oranını %19’da tuttu. Geçen ay %19,25’e ulaşan Türkiye’nin enflasyon oranı dünyadaki en yüksek politika faizleri arasında.
Ankara’da perşembe günü saat 14:00’te yapılacak para politikası toplantısı için akıllarda dört kritik soru var:
FAZ İNDİRİMİ GELİYOR MU?
Liranın Haziran’da tüm zamanların en düşük seviyesinden toparlanmasını sağlayan süren şahin konuşmanın ardından, merkez bankası son birkaç hafta içinde tavrını değiştirdi.
1 Eylül’de yatırımcılarla yaptığı konferans görüşmelerinde Kavcıoğlu, politika faizini enflasyonun üzerinde tutmak için uzun zamandır verdiği sözü yinelemedi. Açıklamadan iki gün sonra, veriler enflasyonun gerçekten de %19’u aştığını gösterdi.
Sonrasında Kavcıoğlu söz konusu “manşet” enflasyon rakamını küçümsemeye başladı ve pandeminin etkileri göz önüne alındığında daha düşük olan “temel” bir faiz kararının daha uygun olduğunu vurguladı. 8 Eylül’de yaptığı konuşmada, gıda enflasyonunda %30’a yakın bir artışın “kısa vadeli oynaklıkları” temsil ettiğini ve bu nedenle bankanın %16,76’ya düşen temele odaklanacağını söyledi. Politikanın yeterince sıkı olduğunu ve dördüncü çeyrekte düşen bir fiyat eğilimi öngördüğünü de sözlerine ekledi.
Yatırımcılar, tüm bunları, faiz indirimlerinin yolda olduğunu gösteren bir güvercin dönüşü olarak aldılar. Bazı uzmanlar erken bir faiz indiriminin bir hata olacağı konusunda uyardılar.
Reuters tarafından ankete katılan 17 ekonomistin 14’ü, gevşemenin dördüncü çeyrekte başlamasını bekliyor. Uluslararası Finans Enstitüsü de dahil olmak üzere ikisi bu hafta başlayacağını tahmin ediyor.
ERDOĞAN NE KADAR BEKLEYECEK?
Çoğu analist, kredilerin pahalı olması ve 2023’e kadar zorlu bir seçimle karşı karşıya kalması nedeniyle Erdoğan’ın parasal teşvik için sabırsızlandığını söylüyor. Bazıları, hızlı bir faiz indiriminin erken seçimi körükleyebileceğini belirtiyor.
Son aylarda merkez bankası, beklenmedik şekilde artan küresel emtia fiyatlarıyla gelen enflasyon ve pandemi kısıtlamalarının hafiflemesiyle artan talebe karşı sabırlı olunması çağrısında bulundu.
Türk Lirası’nın değer kaybetmesi riskine ve inatla yüksek enflasyona rağmen, Erdoğan’ın istediği muhtemelen yakında olacak. Kendini “faiz oranlarının düşmanı” olarak tanımlayarak, geçtiğimiz 20 aylık bir süre içinde son üç merkez bankası başkanını politika anlaşmazlıkları nedeniyle görevden aldı. Haziran ayında Erdoğan, Kavcıoğlu ile Ağustos’tan sonra faiz indiriminin gerekliliği hakkında konuştuğunu söyledi.
Ağustos ayının başlarında, enflasyonun daha fazla yükselmesinin “mümkün olmadığı” göz önüne alındığında “oranlarda düşüş görmeye başlayacağız” dedi.
Societe Generale’de yükselen piyasalar araştırması küresel başkanı Phoenix Kalen konuyla ilgili, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyon baskıları artarken faiz indirimleri için siyasi baskıya devam ettikçe, piyasa gerilimleri artacak” dedi.
ENFLASYON NE ZAMAN AZALACAK?
Yıllık manşet enflasyonun Ekim ayına kadar yüksek kalması, geçen yılın sonundaki sıçramanın baz etkisi nedeniyle Kasım ayında düşmeye başlaması gerekiyor.
Hükümet, enflasyonun yıl sonuna kadar yüzde 16,2’ye düşeceğini tahmin ederken, Goldman Sachs ve Deutsche Bank tahminleri yüzde 16,7’yi görüyor. Çoğu analist, bu durumun dördüncü çeyrekte en az bir faiz indirimi için bir pencere sağlaması gerektiğini söylüyor.
Ancak Türkiye ağır ithalat yaptığı için, liradaki daha fazla zayıflık enflasyonu daha da yükseltebilir ve herhangi bir gevşemeyi zorlaştırabilir, hatta engelleyebilir. Yüksek ithalat maliyetleri, geçen ay üretici fiyat endeksindeki yıllık %45,5’lik artışa yansımıştı.
Diğer bir risk, Fed’in pandemi dönemi teşvikini beklenenden daha erken kaldırması, bu da ABD getirilerini artıracak ve Türkiye gibi yüksek dış borcu olan gelişmekte olan piyasaların para birimlerine zarar verecek.
Analistler, en büyük sorunun, siyasi müdahaleler karşısında merkez bankasının güvenilirliğinin azalması, bunun da yıllarca çift haneli fiyat artışlarına yol açması ve enflasyonun yakında %5’lik bir hedefe döneceğine dair çok az güven olduğunu söylüyorlar.
YATIRIMCILAR NASIL HAZIRLANIYOR?
Kavcıoğlu bu ayın başlarında enflasyon baskısını küçümsediğinde, Türk Lirası Mayıs ayından bu yana yaşanan en büyük günlük düşüşle %1,5 değer kaybetti. Erdoğan’ın Mart ayında Kavcıoğlu ‘nun şahin selefi Naci Ağbal’ın yerine geçmesinden bu yana yaklaşık %15 değer kaybetti.
Yine de bazı uzmanlar ihracat, turizm gelirleri ve merkez bankasının döviz rezervlerindeki toparlanmanın lira varlıklarını daha çekici hale getirdiğini söylüyor.
Aberdeen Standard Investments portföy yöneticisi Kieran Curtis, “Avrupa’da stoklar bu kadar düşükken ihracatın nasıl iyi gitmeyeceğini anlayamıyorum. Bana yetkililerden daha fazla gevşeme yönünde bir hareket varmış gibi geliyor, yine de kimsenin bir sonraki toplantıda bir kesinti beklediğini sanmıyorum” dedi.
Türkiye’de gıda ve mobilya gibi temel malların yükselen fiyatları, bireyleri ve şirketleri rekor seviyelerde dolar ve altın tutmaya sevk etti. Bu ay toplamda 238 milyar dolar tutuldu.
Kaynak: finance.yahoo.com
Çeviri: Cem Cetinguc