ERDOĞANSIZ TÜRKİYE’YE DAİR

Abdülkadir Selvi’yi öcü gibi korkutan Erdoğan’sız Türkiye’yi sizler için yazdım.
Bakalım hoşunuza gidecek mi?

KAÇ KİŞİYİZ SAYALIM BAKALIM

Erdoğan’sız Türkiye’de ilk güne eski usul bir nüfus sayımı ile başlayacağız. Hepimiz evlerimizde 1 gün kapalı kalmaya katlanacağız eskiden olduğu gibi. Göreceğiz bakalım kaç kişi olmuşuz. Aramızda kaç kişi aslında bu ülkede doğmamış da bir iç savaşın yüzünden katılmış. Eminiz ki Suriye’den kaçanların artık kaçmasına gerek yok. Kaçtıkları topraklar boş kalmış ve sahiplerini arıyor olmalı.

Bir halk topraksız, bir toprak halksız olmayacağına göre. Başka talihsizler de çıkacaktır karşımıza. Kayıtlı kayıtsız. Hepsine soracağız:
-Nereden geldin, nereye gidersin, ne iş yaparsın. Sağlığın nasıl?
Hangi ülke bu talihsizleri yurdundan ettiyse gelecek hatasını telafi edecek. Ben Türklerin kimseyi yurdundan ettiğini tahmin etmiyorum çünkü.

DELİ DUMRULA DUR DİYECEĞİZ

Sayımdan sora Deli Dumrul’un köprüleri havalimanları tünellerine gelecek sıra. Bunları yapanlara soracağız:
-Kaça mal oldu bu iş?
-100-150 neyse…
Hesaplayacağız ondan sonra kaça yapılır aynısı. 70-80 çıkacak. Kaç para vermişiz bu zamana kadar: 5-10.
-Al kardeşim 60-65. Sen sağ ben selamet.
Beğenmedin mi hesabı? Londra’da hakimler var. Gider orada hesaplaşırız. Ülkeye Deli Dumrulluk yapmak neymiş anlarız.

ATANAMAYANI ATAYACAĞIZ/EYT’Yİ EMEKLİ EDECEĞİZ

Atanamayan öğretmeni/mimarı/mühendisi/arkeoloğu diğerlerini toplayacağız sonrasında.
-Siz niye atanamadınız? 35 bin köye en az 2 öğretmen, düzensiz yapılaşmaya mimar mühendis, dağı taşı tarih olan ükeye arkeolog, ülkeye yetişmiş eleman lazım. Herkese iş var. Herkese ihtiyaç var. Bundan sonra bilimin söylediğinden zerre şaşmak yok. Kimseyi okula götürmek için köyünden uzağa taşımak yok.

EYT’lileri çağıracağız sonra. Emekli olmak isteyen olacak. Bunca işsiz, kariyeri kesilmiş insan dururken, bu ülkede böyle emeklilik düzeni olmaz diyeceğiz. Kendine güvenenlerin ülkesi olacak Türkiye. Kimse yeni işe gireceklerin emekliyi doyuracak kadar verimli çalışacağından kuşku duymayacak.

MÜLAKATA GÖRE DEĞİL LİYAKATA GÖRE MEMUR

Aynı gün devletin bürokratına soracağız:
-Sen ne iş yaparsın?
-“Ben yurtdışında müşavirim” diyene,
-“what is your name” diyeceğiz.
Cevap veremeyene,
-dön memlekete sen daha konuşmayı bilmiyorsun diyeceğiz.

Devlete işe alım için mülakat yapana soracağız:
-“Siz ne yapıyorsunuz burada?” diye. Zaten sınav olmuş bitmiş. Neyi soruyorsunuz daha.
-Efendim biz göz üstünde kaşa bakıyoruz.
Yok artık sorgu sual. Mülakata değil liyakata göre işe alım yapılacak.

VİZE SOYMAYACAK/KAYYUM DALMAYACAK

Sonrasında vize kuyruğunda bekleyen vatandaşa her bir başvuru için 80 Avro ödeten Avrupalı diplomata gelecek sıra :
-Kardeşim derdin ne senin, bu neyin parası, vize nedir bu çağda Allah aşkına hani kalkacaktı?
-“Fasıl” diyecek diplomat. Hicaz fasılı değil ama ilerleme fasılı.
-Siz ilerlemiyorsunuz bunlarda.
-Sorun ne mister diyeceğiz.
-Sorun sizin terör tanımınız. Konuşmak terör, yazmak terör, siyaset yapmak terör.
–Olmaz kardeşim. Benim ülkem güçlüdür. Konuşana yazana değil yan bakana hiza verir. Al işte fasılın kapandı. Vize falan yok artık.

Sonra milyonlarca seçmene soracağız.
-Kardeşim siz oy attınız fakat oy attıklarınız değil kayyum diye bir şey sizi yönetiyor. Böyle saçma şey olur mu? Demokrasi çocuk oyuncağı mı?
Suçlu cezasını çeker ama seçmenin suçlu görüldüğü yönetim şekli olmaz. Vekiller başkanlar hapiste değil, halkın oyunun gereğinde olacak.

DİPLOMA KONUŞACAK

Merkez Bankası Başkanını çağıracağız. Bir de üniversite hocası. Sınav ekonomiye giriş dersinden olacak. Geçti mi geçmedi mi bakacağız. Geçemeyen ekonomisti evine yollayacağız. Ekonominin de doktoru vardır kalbin doktoru gibi. Çekecek röntgeni yazacak teşhisi.

İstanbul’a dönüp bakacağız. Dünyada büyük şehirlerde 1 adama kaç m2 yeşil düşüyormuş ona bakacağız. İstanbul o kadar yeşil olmadan size beton yok diyeceğiz. Bütün şehirlerde bu soruyu soracağız.
Bunlar ilk birkaç günün icraatı olacak.
Arkası da gelecek…

“Benim naçiz vücudum elbet toprak olacak ama memleket ilelebet yaşayacak” diyebilen her Türk vatandaşı liyakati varsa, bu ülkeyi Erdoğan’dan da onun etrafında toplanan güruhtan da iyi yönetir.
Bunu bilelim arkası gelecektir.

Analiz, Veysi Dündar 22.8.2021