Ekonomi
TCMB Başkanı Prof Kavcıoğlu ekonomistlere ne anlattı?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu bugünkü ekonomistler toplantısında, fiyat gelişmeleri, iktisadi faaliyet, kredi büyümesi,…
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu bugünkü ekonomistler toplantısında, fiyat gelişmeleri, iktisadi faaliyet, kredi büyümesi, döviz rezervleri ile cari denge konuları üzerinde durdu.
Kavcıoğlu’nun sunumu ya da yazılı görüşleri TCMB websitesinde yok (şaşırmadık), bu nedenle haber sitelerinden tarayıp bulduklarımızı aktarıyoruz.
AA muhabirinin kaynaklardan aldığı bilgiye göre, toplantıda, Türkiye’nin aşılama konusunda çok başarılı olduğu ve aşılama seviyesinde küresel olarak olumlu ayrıştığı ifade edildi. Toplantıda, toplum genelinde aşılamanın yaygınlaşmasının, iktisadi faaliyet, istihdam ve cari dengeyi olumlu etkilediği belirtildi.
Avrupa’da aşılamaya ilişkin olumlu görünümün turizm ve dış talep kanalları aracılığıyla ülke ekonomisine yansıdığı bildirilen toplantıda, öncü göstergelerin, yurt içinde iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiği vurgulandı.
Toplantıda, mevcut durumda ihracattaki yukarı yönlü seyrin, turizmdeki toparlanma ve altın ithalatındaki kayda değer düşüşün dış dengede devam eden iyileşmeyi desteklediği kaydedildi.
Yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesinin beklendiği ifade edilen toplantıda, şu mesajlara yer verildi:
“Türkiye’de de gıda fiyatları yükselişte ve temmuz ayında gıda dışı enflasyon manşet enflasyonun belirgin olarak altında seyretti. Ülkemizde olduğu gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde üretici fiyatları yüksek seyrediyor. Bu gelişmede emtia fiyatlarındaki artış ve üretimin hızla artan talebe aynı hızda cevap verememesi nedeniyle oluşan arz kısıtları etkili oluyor. Avro Bölgesi’nde ÜFE, TÜFE’nin neredeyse 5 katına çıkmış durumda.”
“Döviz rezervlerimizdeki iyileşme öngörülerimizle uyumlu”
Yatırımcı toplantısında, yıllık kredi büyümesi yüzde 7,4’e gerilerken, yakın dönem kredi büyümesinin ılımlı bir patikada seyrettiği dile getirildi.
Ticari kredilerdeki ılımlı seyre karşın, bazı bireysel kredi türlerinde artışın arzu edilen seviyelerin üzerinde olduğunun görüldüğü vurgulanan toplantıda, “Ülkemizde ihtiyaç kredisi faizi ile ticari kredi faizi arasındaki fark diğer ülke örnekleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seviyede. Bu duruma bankaların bireysel kredi segmentinde büyüme iştahlarının yüksek olmasının neden olduğunu değerlendiriyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Toplantıda, nisan-ağustos döneminde swap anlaşmaları, cevherden altın alımları, reeskont kredileri ve zorunlu karşılık adımlarının katkısı ile brüt rezervlerin artmaya devam ettiği vurgulandı.
Dış denge ve döviz rezervlerindeki iyileşmenin öngörülerle uyumlu seyrettiği mesajı verilen toplantıda, şu değerlendirmeler yapıldı:
“Rezervlerimiz 85-90 milyar dolar seviyelerinden yaklaşık 30 milyar dolar artışla 115-120 milyar dolar bandına gelmiştir. Mart ayına göre TL mevduat 200 milyar TL’ye yakın artarken, YP mevduat sabit fiyatlarla oldukça sınırlı yükselmiştir. Son dönemde YP mevduatta görülen yükseliş, ihracattaki güçlü seyir, turizmde görülen toparlanma ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız kanalı ile sisteme döviz ve efektif girişi nedeniyle gerçekleşirken, TL mevduat artışı güçlü şekilde sürmektedir.”
Tera Yatırım Stratejisti Enver Erkan açıklamaları şöyle yorumladı:
Sunumda üzerinde durulan başlıklar ve bunlara kendi yorumlarımız;
“Türkiye’de de gıda fiyatları yükselişte ve gıda dışı enflasyon Temmuz ayında manşet enflasyonun önemli ölçüde altında kaldı. Ülkemizde olduğu gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde üretici fiyatları yüksektir.”
“Bu gelişmede emtia fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan arz kısıtları ve üretimin hızla artan talebe aynı hızda cevap verememesi etkili olmaktadır.”
“Euro bölgesinde ÜFE, TÜFE’nin neredeyse 5 katı arttı.”
Bu alıntılar ışığında; Merkez Bankası’nın enflasyonun daha dar kapsamlı göstergelerine, bir başka deyişle Merkez Bankası politikasının kontrolü dışında faktörleri elemine ederek, daha fazla ön plana çıkarıcı şekilde referans verdiği çıkarımını yapabiliriz. Bu da manşet enflasyonda, volatil faktörler ya da geçici yükseklik etkisi yapan faktörler etkisi periyodik olarak geride kaldığında belli bir düşüş beklentisi içinde olduğunu göstermektedir. Bu düşüşün kaynağını yoğun şekilde 4Ç21 döneminde baz etkisi oluşturacak, bununla birlikte yılsonuna ilişkin piyasa bazlı beklentilerin %16 bandı üzerinde olması itibariyle sınırlı bir etki göreceğimizi öngörüyoruz. Piyasayı rahatlatan unsur ise; “enflasyonun üzerinde faiz” ve “dezenflasyon eğilimini sağlayacak sıkılıkta politika” taahhütleridir. Burada; ülkenin finansal istikrar unsurları çerçevesinde dar kapsamlı göstergeler veya beklenti bazlı enflasyondan ziyade, cari manşet enflasyonun dikkate alınması gerekliliğini düşünürüz.
Dolayısıyla, aslında endişe edilen ve maliyetlerin yarattığı enflasyon potansiyeli bağlamında Merkez Bankası’nın ÜFE’den TÜFE’ye geçiş etkisini de sınırlı öngördüğü çıkarımını yapabiliriz. Bir diğer konu; cari açıkla alakalı. Sn. Kavcıoğlu, Türkiye’nin yılın geri kalanında cari fazla vereceğini ve ekonomik aktivitenin 3Ç21’de güçlü kalmaya devam ettiğini söyledi. Ekonomik aktivite ile aşılama oranı arasındaki bağıntının yanı sıra, aynı zamanda ekonomik açılma ve hizmet sektörünün artan katkısını göreceğiz. Bu yüzden dönemsel büyüme güçlü olacaktır. Cari dengede ise güçlü turizm gelirleri etkileri belirleyici olmakla birlikte, ihracat eğilimleri de küresel bir ekonomik şok etkisi yaşanmadığı sürece dış talepteki iyileşme kapsamında iyi seyredecektir. İthalatta ise, tüketim malı tarafında belki sınırlanma görebiliriz ancak ara malı veya enerji ithalatı konusunda o kadar esnekliğe sahip değiliz.
Güldem Atabay: Büyüme ve dış ticaret verilerinin Türkiye ekonomisi hakkında anlattıkları
BloombergHT Tüketici Güveni geriliyor