İstanbul: Mobil oyunların yeni ‘Silikon Vadisi’

18 Şubat 2019’da, Türk video oyunu devi Peak, askere alma videosuna benzeyen bir TV reklamı yayınladı: her şeyden habersiz bir sürücünün camını kuş pislikleri yağınca fren yapıp ileriye bakan sürücü, yolu kapatan gergedan görüyor.

“Hayatın önüne ne sürprizler çıkaracağını asla bilemezsin” diyor bir ses. Sahne kararıyor ve sonraki üç dakika içinde ekrana yavaşça bir mesaj yazılıyor: “Uyan… Dünyayı değiştireceğiz. Ama önce kendimizi tanıtmalıyız. Şaka yaptığımızı düşünüyorsanız kanalı değiştirin ve ne kadar ciddi olduğumuzu görün.”

Kanalı çeviren herkes, aynı reklamın tüm ulusal yayıncılarda aynı anda oynatıldığını fark ederdi. Bu reklam Peak ve dolayısıyla Türkiye’nin oyun sektörü için cesur ve pahalı bir güç gösterisiydi.

Son on yılda Peak ve diğer Türk oyun stüdyoları, İstanbul’u “sıradan oyun” (ücretsiz oyunlar olarak da bilinir) endüstrisinin dünya başkentine dönüştürdü. Halo, Assassin’s Creed veya Final Fantasy gibi AAA oyunlarından farklı olarak gündelik oyunlar mobilde yereldir, öğrenmesi kolaydır, oynaması daha kısadır ve mümkün olan en geniş kitleyi hedefler. 2020 istatistiklerine göre, tüm mobil oyun oyuncularının yaklaşık %58,86’sı sıradan oyunculardır. Sıradan oyunlar için küresel pazarın 8 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.

Mart 2021’de, Apple App Store’un ABD’deki en iyi on mobil oyunundan altısı, oyunculardan kafa kafaya maçlarda rakiplerinden topu çalmalarını ve smaç yapmalarını isteyen Basketball Arena da dahil olmak üzere Türk stüdyolarından geldi; Oyuncuların etrafta koşuşturduğu, öğeleri topladığı, arka taraflarının boyutunu iyileştirdiği ve yastıkları fırlattığı (kazanan oyuncu her seviyenin sonunda twerk yaptığı) kendine özgü “süper eğlenceli koşu oyunu” Bounce Big; Kullanıcıların huysuz iPhone’ları ve tuvaletleri temizledikleri Deep Clean Inc. 3D; ve oyuncuların jöleye boya enjekte ettiği Jelly Dye. Ve İstanbul, geleceği parlak oyun geliştiricileri için bir mıknatıs haline geldi.

Crytek ve Voodoo dahil olmak üzere endüstrinin en büyük oyun stüdyolarının çoğu İstanbul’da ofis kiralıyor. Geçen yıl oyun devi Zynga, Peak’i 1,8 milyar dolara satın alarak bugüne kadarki en büyük satın alımını gerçekleştirdi ve Peak Türkiye’nin ilk’ tek boynuzlu atı’ oldu. Peak’in kurucu ortağı Buğra Koç, Rest of World’e “Bunun İstanbul’dan yapılabileceğini herkese göstermek için yola çıktık.Ama önce kendimize kanıtlamak istedik” dedi.

30 Haziran 2021’de İstanbul merkezli Dream Games, ilk oyunu Royal Match’i yayınladıktan sadece dört ay sonra tek boynuzlu at oldu. Oyunun 6 milyon kullanıcısı var ve oyun içi satın almalar yoluyla her ay Dream Games için 20 milyon dolar kazanmaya yardımcı oluyor.

Türk geliştiriciler için zorlu bir dönem oldu: İstanbul’daki iş ilanları oyun geliştiricilere yönelik gönderilerle dolup taşıyor ve üst düzey yetenekler düzenli olarak kaçırılıyor. Patlama, Türkiye’nin borç krizi ve Türk lirasının çöküşüyle ​​aynı zamana denk geldi. İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde oyun tasarımı üzerine lisans ve yüksek lisans dereceleri sunan BUG laboratuvarının kurucusu ve yöneticisi Güven Çatak, “Ekonomik açıdan bu yıkıcı dönemde gündelik oyunlar geliştirmek Amerikan rüyası haline geldi” diyor. Bazıları için oyun geliştirme, orta ve üst sınıf için bir merdiven haline geldi.

Ancak diğerleri için endüstri boş bir vaadi temsil ediyor. Herhangi bir sektörde patlamanın her zaman karanlık bir tarafı var ve otun geliştiricileri, ağır sözleşmeler ve daha da kötüsü tarafından işletilen oyun atölyelerinin sahnelerini bildirmektedir; geliştiricilerin, önceden hiç para ödemeden haftada birden fazla oyun üretmesi bekleniyor.

Çatak konuyla ilgili, “Liseden sonra İstanbul’un genç oyun geliştiricileri, onları bir yıllık sözleşmelerle imzalayan vampir yayıncılar tarafından kovalanıyor ve avlanıyor. Türk gençleri için oyun geliştirme kariyerinin cazibesi çok çekici” yorumunu yaptı.

restofworld.com

Çeviri: Cem Cetinguc