Genel
Bafi … Bafi …. BaFin
Merhaba Sevgili Okurlar, Türkiye’de ekonomiden bahsetmek, betona bozuk para atmak gibi bir şey. İstiyorsunuz ki, etkisi dalga dalga yayılsın…
Merhaba Sevgili Okurlar,
Türkiye’de ekonomiden bahsetmek, betona bozuk para atmak gibi bir şey. İstiyorsunuz ki, etkisi dalga dalga yayılsın bir farkındalık olsun.
Hatta ütopya kuruyorsunuz. Finansal okuryazarlığın zirvesini yaşayıp herkes ile büyüme rakamlarından, cari açıktan bahsedebildiğiniz, karşınızda tez-antitez oluşturacak kişiler ile karşılıklı kahvenizi yudumladığınız saatler düşlüyorsunuz.
Ne buluyorsunuz peki?
Şahlanıyoruz ama dış güçler bizi kıskandığından Amerika ile Almanya bir oyun oynuyor. O havaalanını yaptık ya hep ondan. Pandemide herkes daralırken biz bir sıçradık ama tutana aşk olsun. Hollanda bile ağzı açık bizi seyretti. Hele o Çin yok mu? Teknolojimizi çalıyor. Yoksa bizim büyüme % 40’ı vurdu ama biz başka ülkelere ayıp olmasın diye düşük söylüyoruz. Hep alçakgönüllü olduğumuzdan. Yoksa daha 2 katı mülteci alırız da AB fazladan para verip sıkıntıya girmesin diye susuyoruz.
Büyüme rakamları konusunda çok bir şey yazmak istemiyorum. Rakamlar önümüzde. %21.7. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 21.7 büyüme yaşanmış. Bu baz etkisinden arındırılmamış hali. Geçen sene pandemi döneminde aynı çeyrek büyüme rakamları % 9 daralma gösteriyordu. Bu sıçramanın olması beklentiler içindeydi. Çünkü pandemi sonrasında açılmanın sanayiye getirileri tahmin edilebilir. Tabii rakamların detayında hizmet sektörünün ya da ücretli kesimin bu büyümenin etkisinden çok yararlanamadığı ortada. Ama ben bu yazıyı başka bir zamana ayırdım. Büyüme ile ilgili son olarak şunu ekleyip bu yazı için konuyu kapatayım. Beklentiler içerisindeki rakamlar sevindirici olsa da yine aynı beklentilerin başka sonuçlarını da görüyor olmak bir sonraki çeyrek için tedirgin ediyor.
Geç büyümeyi.
Neredeyse ikinci haftaya giriyoruz. Birkaç kısa başlık dışında şu Almanya’daki olay hakkında bir bilgi sahibi olan var mı aramızda?
Duymadınız mı diyeceğim ama muhtemeldir duymadınız.
Hani şu kıskanç Almanya’nın müptezel bankacılık denetleme kurumu BaFin.
Konu karışık. Aslında bizde olsa normal bir durum sayılır. İki gün gazetede manşet olur. İlla bir tanıdık vardır işin içinde. Bir bakmışsın kamuoyu yanlış anlamış. Ne kredide sorun var ne geri ödemede ve hatta mevduat toplamada eksik bile davranmış banka. Sonra konu kapanır zaten.
Konu karışık dedim ama BaFin’in derdini anlatmadım. Usülsüz kredi verme ve mevduat toplama başlığı ile geçiyor ama kara para aklama gibi çok ciddi suçlamalar da 2018 yılından gelen incelemelerde mevcut.
Düşünün ki, Ziraat Bankasının şeffaflık ve bankacılık ilkelerine aykırı tutumu dolayısıyla kredi verme ve mevduat toplama işlemlerine kısıtlama dahi getirildiği söylendi.
Türkiye’den bankaya gönderilen Genel Müdürlerin onayı da süreç içerisinde BaFin tarafından kabul edilmemişti. Sebep ise, Avrupa’da daha önce çalışmamış olmaları ve yetersiz bulunmaları olarak belirtilmişti.
Al sana bir kıskançlık daha. Ne olacak oraya da bir güreşçi yollasak genel müdür.
Neden korkuyorsun Eyyy Almanya…
Neyse… Dağıtmadan devam edeyim.
BaFin’in incelemesi aslında yeni de değil. Dediğim gibi 2018 de Türkiye’ye transfer edilen kara para şüphesi mevcut. Bunun dışında yaklaşık 2 ay kadar önce de bankanın bazı kredi işlemlerindeki sorunlar ve bilanço rasyolarındaki uyumsuzluk nedeniyle incelemelere takılmış.
Alınan karar da bir banka için bir o kadar ağır aslında ama entresan bir biçimde Ziraat Bankasından da tatmin edici bir cevap yok. Ziraat Bankası’nın açıklamasında özetle iddiaların asılsız olduğu ama denetimin devam ettiği belirtiliyor. Denetimin rutin bir uygulama olduğunu belirten açıklamada netleşen bir kararın da olmadığı söyleniyor.
Peki, bahsi geçen kararlar ne?
Bankanın büyük hacimli kredi vermesinin sınırlandırılması ve yapılan işlemlerin gözden geçirilmesi için BaFin’in özel bir müfettiş niteliğinde, bağımsız bir Genel Müdür atayacak olması. Aynı zamanda yüksek mevduat alımını da sınırlayan kararda, piyasa üzerinde faiz vermesi de yasaklanıyor. Son olarak Ziraat Bankasından bilançoyu düzene sokacak özel maddi garantiler ve öz sermaye artışı da talep ediliyor.
ABD’de Halk Bankası, Almanya’da Ziraat Bankası.
İki kamu bankamızın da geldiği durum içinizi hiç mi acıtmıyor?
Hadi verilen kararın hepsi çarpıtma olsun. Siz kendi bankanıza bir Genel Müdür atayamıyorsunuz. Gönderdiğiniz adaylar yetersiz bulunuyor. Bankacılık sisteminde bu kadar liyakatli bu kadar işinde uzman insan varken kimi göndermeye kalkıyorsunuz da 4 Genel Müdür adayı da ret ediliyor. Ve daha da acısı BaFin, neyi fark etti de kendi bankamızın denetimini bile sağlayamıyoruz?
Hangi yabancı yatırımcıya güven verebileceksiniz?
Hangi yabancı fona düzgün, adil ve işleyen bir sistemin olduğunu anlatabileceksiniz?
Ya arkadaş, iki dev kamu bankası hangi ara bu hale geldi?
Eyyyy Almanya… Kıskanç Almanya… Geçimsiz Almanya…
Yazar: Emre Balıca
Almanya’dan Ziraat Bankası işlemlerine “bankacılık ilkelerine ve şeffaflığa aykırılıktan”kısıtlama
Halkbank Davasının Başsavcılığına Kritik Atama