ANALİZ: Astra-Zeneca skandalının faturası bize de çıkacak

Bugün itibarıyla çoğu AB üyesi, 13 ülke kan pıhtılaşmasına neden olduğu gerekcesi ile Astra-Zeneca aşısının kullanımını askıya aldı. Tıp otoriteleri riskin çok düşük olduğunu ifade etse de, zaten Covid-19’la bir türlü başa çıkamayan AB devletleri  bir de başlarına halkın Astra-Zeneca isyanını almaya hiç niyetli değiller. “Bir dizi aşı var, bir tanesinin kullanımı askıya alınsa ne olur?” demeyin. Bu olay AB ekonomisinin toparlanmasından, Euro/dolar ve borsalara kadar bir dizi süreci olumsuz etkileyecek. En sonunda ise keser dönüp Türkiye’nin sapına girebilir.

CNN’e göre, Covid-19’la baş etme yetersizliği, AB’nin hızla toparlanan ABD ve Çin’in çok gerisinde kalmasına neden olaiblir.   Halihazırda İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa Astra-Zeneca aşısının uygulanmasını askıya aldılar.  Kıtada salgının 3cü dalgası başgösterdi.

KARAR’a göre,  Fransa Başbakanı Castex, koronavirüs salgınında bir tür üçüncü dalganın içinde olduklarını söyledi. Fransa Başbakanı Jean Castex, Ulusal Meclis’te milletvekillerinin salgına ilişkin sorularını yanıtladı.

Salgına ilişkin, “Bir tür üçüncü dalganın içindeyiz.” diyen Castex, İngiltere kaynaklı Kovid-19’un mutasyonlu türünün ülkede hızla yayıldığını kaydetti.   Castex, salgından çıkabilmek için aşılama çalışmalarına yoğunluk verilmesi ve tedbirlere uyulması gerektiğini belirtti.

İtalya ve Almanya da sosyal mobiliteyi yeniden kısıtlayan devletler arasında. CNN devam ediyor:  OECD Mart raporuna göre, bu yıl ABD ve Çin sırasıyla %6.5 ve %7.8 GSYH büyümesine erişecek. Altantiğ’in öteki yakasında Euro-bölgesi’nin (EB) %3.9 büyümesi öngörülüyor.  Astra-Zeneca skandalı aşılamayı yavaşlatrak EB’nin fiili toparlanma hızının öngörünün altında kalması sonucunu doğurabilir.

Bir sorun daha var. İnsalık kalıtımsal olarak koluna iğne batırılmasından hoşlanmaz. Dünyanın her yerinde aşı olmayı reddeden bir nüfus kesimi var. Astra-Zeneca, bir anlamda bu kesimin korkularını doğrulayarak, tüm aşıların uygulanmasını zorlaştırıyor.

AB ve Çin’nin büyümede EB ve Japonya’ın çok önüne geçmesi, bu ülkelerin para birimlerini de göreceli olarak daha değerli kılıyor.  ABD’ye yoğunlaşırsak, tahvil faizlerinin cazibesi yanında, tüm reel ve mali varlık değerlerinin büyüme endeksli olması da S&P500 ve doların Stoxx600 ve Euro’ya göre değer kazanacağının sinyali olabilir.

Avrupa’nın aşılamada gecikmesi Türkiye’yi 2 yönden etkiliyor. Birincisi, sosyal mobilite ve ekonomik aktivite kısıtlamaları sürdükçe, ister-istemez AB’nin Türkiye’den ithalatı da yavaşlayacak.  İkincisi, kendi Covid-19 sorunuyla baş edemeyen bir Kıta, yazın halen günde 16.500  vakaya çıkan Türkiye’ye turist göndermekte çok dikkatli davranacak.

Astra-Zeneca, AB’nin ortak aşı sertifikası projesini de geciktirebilir. Halbuki bu proje AB’den Türkiye’ye gelecke turistlerin bizi enfekte etmemesi için kritik önem taşıyor. Ek olarak, AB bir kez ortak aşı sertifakında uzlaşsa, ardından Türkiye ve Mısır gibi turizm açısından cazip ülkelerle ikili anlaşma yoluna gidecek.

Basit bir aşı pürüzü deyip geçmeyelim, yankıları tüm dünyada çınlayacak gibi görünüyor.

FÖŞ

İstanbul’da Kovid vakaları artıyor

TİDER: Türkiye’de yoksulluk artıyor

McKinsey, 2021 ve sonrasına yön verecek trendleri paylaştı