Ekonomi
Zülfikar Doğan: Erdoğan’ın ‘taş bedduası’, ekonomide reform öncesi yönetimde tasfiye
Ekonomik reform paketi ile ilgili tartışmalar devam ederken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, eski Hazine ve Maliye Bakanı…
Ekonomik reform paketi ile ilgili tartışmalar devam ederken, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde, kurları bastırmakta kullanıldığı savunulan ancak Merkez Bankası (MB) kayıtlarında görünmeyen 128 milyar dolarlık ‘kayıp’ rezervlerle ilgili olarak, muhalefetin kampanyalarına yanıt veremeyince, bedduaya sarıldı.
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daması olan eski bakan Albayrak geçtiğimiz yıl 8 Kasım’da instagram üzerinden duyurduğu istifasından bu yana ortaya çıkmayınca, ana muhalefet partisi CHP hem kayıp rezervler konusunu hem de Albayrak’ın nerede olduğunu ısrarla gündemde tutuyor.
Dört aydan bu yana bu kayıp rezervlere konusunda sessiz kalan, kampanyalara yanıt vermeyen Erdoğan, CHP’nin son olarak sosyal medyada başlattığı ‘Damat nerede’ kampanyasına ise sert tepki gösterdi. İki hafta önce yaptığı konuşmada, 128 milyar doların, salgın nedeniyle alınan önlemler, sağlanan destekler yanında finansal dengelerin bozulmaması amacıyla kullanıldığını, bu konuda damadı Berat Albayrak’ın sayesinde salgının etkilerinin hafiflediğini savundu.
Albayrak’ın görevinde çok başarı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, Karadeniz’de doğal gaz rezervi keşfi, sondaj gemileri alımı vb. konularını da Albayrak’ın başarı hanesinde saydı ve damadı üzerinden kendisinin, ailesinin hedef alındığını söyledi.
Ancak bu kez de tüm muhalefet partileri ve kamuoyu ‘Madem Berat Albayrak böylesine başarılıydı, o halde neden görevden affettiniz, atadığı Merkez Bankası Başkanını görevden aldınız?’ sorusuyla Erdoğan’ı sıkıştırdı.
Nitekim Erdoğan, 10 Mart’taki AKP Grup konuşmasında yine Albayrak’ı savunmak ve 128 milyar dolarlık ‘kayıp rezerv’ eleştirilerine yanıt vermek zorunda kaldı. Fakat bu kez iki hafta önceki açıklamasından farklı olarak ‘O para yerinde duruyor, Hazinede, Merkez Bankasında duruyor, kaybolan bir şey yok’ diyerek, 128 milyar doların kasada olduğunu savundu.
Bu sözlerinden birkaç cümle sonrasında ise ‘Hamdolsun rezervlerimiz toparlanmaya başladı’ diyen Erdoğan, bir anlamda kendi kendini yalanlayarak, eksiye düşen rezervlerin toparlanmaya çalışıldığını itiraf etmiş oldu.
Kayıp rezervlerle ilgili sorulara, eleştirilere iki haftada üç farklı şekilde yanıt vermeye çalışan Erdoğan’ın üç açıklaması da birbiriyle çelişti. Nitekim Erdoğan’ın sonunda kızgınlığına yenik düşerek; “CHP mensupları bir yoğun tweet yarışındalar. Tutturmuşlar ‘Şu kadar para’ nerede? O kadar para hepsi bu milletin hazinesinde ve Merkez Bankası’nda. Kaybolan bir şey yok. Eğer kayıp varsa, bunlar sizdedir. Yatıyorlar kalkıyorlar damat. Damat kadar taş düşsün başınıza!” sözleriyle muhalefete beddua etmesi de, sıkışmışlığın ve çaresizliğin ifadesi.
Dolayısıyla 12 Mart Cuma günü açıklanacak Ekonomik Reform Paketi için de mevcut ekonomik tablo umut vermediği gibi, iktidarın yaklaşımları, gerçeklerden uzak hatta gerçekleri gizlemeye çalışan tavrı, beklentileri oldukça aşağı çekmiş durumda.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, göreve başladıktan sonra Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile birlikte, art arda yaptığı ziyaretlerle TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, TESK, TİSK gibi iş dünyasının çatı örgütleriyle, DİSK’in dışındaki Türk-İş ve Hak-İş işçi sendikaları konfederasyonlarıyla ile bir araya geldi. Görüşler, öneriler alındı ve ortaya iki ayaklı bir reform paketi çıktı. Biri Makro Ekonomik İstikrar Reformları ve diğeri de Yapısal Reformlar.
Geçtiğimiz hafta 2 Mart’ta açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı gibi, Ekonomik Reformlar da kısa, orta ve uzun vadeli adımlar olarak planlanıyor. Dolayısıyla yine 2023 ve sonrasına yönelik en erken gelecek 2 yıla yayılan bazı iddialı ‘vaatler, hedefler, faaliyetler’ reform paketinin propaganda ve seçime dönük yüzünü oluşturacak.
Bunun yanı sıra meclise kapsamlı bir torba yasanın getirilmesi ve başta vergi yasaları olmak üzere ekonomiyle ilgili çok sayıda yasada değişikliğe gidilmesi, reform paketinin muhtemelen en çok tepki çekecek unsuru olacak. Yeni vergiler, vergi artışları, ek vergiler, mevcut vergi oranlarında artışlar, bazı vergilerde geriye dönük ilave stopaj ve kesintilerle öncelikle gelirlerin artırılması hedefleniyor. Buna ilave olarak da kamu harcamalarında kesinti, tasarruf önlemlerini içeren kararlar söz konusu. Yerli ve yabancı yatırımcılara destek ve teşvikler, hibe arsa, enerji indirimi, kamu bankalarından düşük faizli ve uzun vadeli yatırım finansmanı vb. adımlar atılması da pakette yer alıyor.
Yazının devamı burada.