Ekonomi
Türkiye’de kötü bir ilk: Kılıçdaroğlu, TÜİK binasına alınmadı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) gideceğini açıkladı. CHP lideri dün randevu istediklerini, TÜİK’in ise bunu vermediği…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) gideceğini açıkladı. CHP lideri dün randevu istediklerini, TÜİK’in ise bunu vermediği için saat 11:00’de orada olacağını sosyal medya hesabından yazdı.
Kılıçdaroğlu ve beraberinde CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel görüşme için TÜİK’e geldi.
Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete TÜİK’in kapıları randevuları olmadığı gerekçesiyle açılmadı.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Türkiye İstatistik Kurumu, Cumhuriyet’in önemli kurumlarından birisidir. Bu kurumun rakamları 84 milyon vatandaşımı ilgilendirmektedir. Bu kurumun verdiği rakamlar üzerine siyasal partiler, ekonomik çevreler, sosyal çevreler, politikalar oluştururlar ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşırlar. Dün, TÜİK Başkanlığı’ndan randevu istedik. Gelen milletvekili arkadaşlarımın tamamı geçmişinde teknik olarak ekonomi ve sosyal bilimde çalışan arkadaşlarımız. Dolayısıyla buraya, sağlıklı ve tutarlı bilgiler almak için geldik. Randevu verilmediğini, kabul edilemeyeceğimizi ifade ettiler. Kendilerine TÜİK’in internet sitesinde yazılı olan metni okuduk. Metinde, “Merkez Teşkilatımıza veya bölge müdürlüklerimize başvurabilirsiniz. Ayrıca bilgi talepleriniz için Ankara’da bulunan merkez teşkilatımıza gelebilir veya 26 il müdürlüğünde bulunan bölge müdürlüklerimizi ziyaret edebilirsiniz” diyor. Biz kendi internet sitelerinde yer alan davete uyarak geldik ve bilgi almak istedik.
Bu tablo, Türkiye’nin nereye geldiğini göstermek için çok önemli bir tablodur. Hiçbir gazeteci arkadaşımın, bizi dinleyen vatandaşlarımın, hiçbir üniversitenin, hiçbir sosyal ve sivil toplum kuruluşunun unutmaması gereken bir gerçekle karşı karşıyayız. Devletin bilgileri ve bu bilgilerin nasıl toplandığına dair açıklamalar ana muhalefet partisine yapılmak istenmiyor, kapılar kapanıyor. Böylesine bir tabloyu Cumhuriyet tarihinde hiç görmedik. Türkiye’nin geldiği nokta açısından önemlidir. Burası, enflasyon oranlarını açıklıyor. Bakınız bugün sabah açıklanan aylık enflasyon 3.51, yıllık enflasyon 20.21. Bu rakamlar güven vermiyor. Bütün vatandaşlarıma açık ve net seslenmek istiyorum. Pazara gittiğinizde, elektrik düğmesine bastığınızda, doğalgazı yaktığınızda karşılaştığınız enflasyon 3.51 mi?
Bir grup akademisyen ve sosyal bilimci onlar da enflasyon tahmininde bulunuyorlar. Onlar 9.91 diyor aylık enflasyonu, yıllık 58.63 diyorlar. Şunu açıkça ifade edeyim. CHP’nin genel başkanı olarak, milyonlarca işçinin, emeklinin, memurun hakkını korumak benim temel görevimdir. Benim siyaset yapmak anlayışım budur. Ben sosyal demokratım. Devletin sosyal olmasını, fakirden fukuradan yana olmasını isterim. Eğer TÜİK, rakamları küçültüyor, bu rakamları doğru diye paylaşıyorsa memura, işçiye, emekliye ‘Daha az vereceğim’ anlamına geliyor. Böyle bir tabloya sessiz kalırsam ben siyaseti neden yapıyorum? İşçinin, memurun, emeklinin hakkını savunmayacaksam ben neden siyaset yapıyorum? Buraya gelişimin nedeni o. Memurun, işçinin, emeklinin, milyonların hakkını savunmak için buraya geldim. Siz rakamları küçük gösteriyorsunuz. Soracaktınız ‘Bu verileri kimlerden aldınız?’ diye. Milyonların hakkını savunmak temel görevimizdir.
TÜİK, bir devlet kurumu olmaktan çıkmış bir saray kurumu haline dönüşmüştür. Burası artık bir devlet kurumu değildir. Burada çalışan arkadaşlar tamamı şunu unutmasınlar, hepinizin tabii olduğu yasa devlet memurları kanunudur. Saray memurları ayrı, devlet memurları ayrı. Ben devlet memurlarına sesleniyorum. Görevinizi hakkıyla yapın. Şu binada oturanlar unutmasınlar, oturduğunuz binalar bu memleketin vatandaşlarının ödedikleri vergi ile yapıldı. Aldığınız aylıklar işçinin, memurun, emeklinin ödediği vergilerle aldığınız aylıklardır.
Bu tablonun Cumhuriyet tarihinde önemli bir tablo olduğunun, önemli bir kırılma olduğunun farkındayım. Eğer, devleti oluşturan kurumlar bilgilerle halkı yanıltıyorlarsa, halkın geliriyle oynuyor, talimatla görev yapıyorlarsa kendileri suçludur.”