Ekonomi
TL’ye bir kötü haber daha: Türkiye kara para aklamada “gri liste”ye alınabilir
Financial Times’ın (FT) haberine göre, Türkiye’nin, Malî Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından ‘gri liste’ye alınabileceği belirtildi. G7 ülkeleri tarafından 1989…
Financial Times’ın (FT) haberine göre, Türkiye’nin, Malî Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından ‘gri liste’ye alınabileceği belirtildi. G7 ülkeleri tarafından 1989 yılında kurulan Paris merkezli FATF, 200’den fazla ülkede insan kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, terör saldırıları ve kitle imha silahlarının finansmanı dahil bir dizi ciddi suçla mücadele için politikalar üretiyor ve standartlar belirliyor.
FATF perşembe günü Paris’te gerçekleştireceği toplantıda bu kararı onaylayacak. Karar ile birlikte Türkiye’nin halihazırda ülkeye çekmekte zorlandığı dış sermaye yatırımlarının daha da azalabileceği ifade ediliyor.
Edinilen bilgilere göre, FATF Türkiye’nin Uluslararası İşbirliği İnceleme grubu tarafından özel izlemeye alınması tavsiyesinde bulundu. Gri liste olarak da bilinen bu grubun içerisinde Arnavutluk, Fas, Suriye, Güney Sudan ve Yemen gibi ülkeler bulunuyor.
39 üyeye sahip FATF kurulunun büyük ihtimalle tavsiyeye uyacağı belirtilirken kaynakların bazıları ise bu onayın sadece bir formalite olacağını vurguladı.
FATF’in kendi sitesindeki tanıma göre, gri liste aslında kapsadığı ülkelerin artırılmış bir izlemeye tabi olmasını öngörüyor.
FATF ilk kez Türkiye’yi 2019’da uyarmıştı
FATF, 2019’da yayımladığı Türkiye raporunda Türkiye’nin, gelecek yıllarda para aklama ve terörizm finansmanıyla mücadelede ilerleme sağlamazsa “Pakistan, Moğolistan ve Yemen gibi gri listeye ekleneceği” uyarısında bulunmuştu.
238 sayfalık raporda Türkiye için 40 tavsiye var. FATF, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle insan, göçmen, uyuşturucu ve yakıt kaçakçılığı riski ile terör saldırısı tehdidinin yüksek olduğu bir ülke olduğuna da dikkat çekiyor.
- Terörizm, terör örgütleri ve finansörleriyle bağlantılı varlıkların dondurulmasında konusunda alınan önlemler geliştirilmeli
- Kitle imha silahlarına mali kaynak toplanmasının, silahların taşınmasının ve mali kaynakların kullanımının önlenmesi konusunda ilerleme sağlanmalı
- Para aklama ve terörizm finansmanı konusundaki soruşturmalar ve adli takibatın geliştirilmeli
- Para aklama davalarında mali istihbaratın kullanımının güçlenmesi ve farklı para aklama yöntemlerinin soruşturulması ve yargılanması için ulusal bir strateji geliştirilmeli
Raporda, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kilit öneme sahip kuruluşların para aklamanın yarattığı risklerin farkında olduğunu ve bu alanlarda çalışmaları, işbirliğini artırdıkları da vurgulandı.
‘FETÖ/PDY’ye öncelik verildi’
FATF’ın raporunda uyuşturucu, göçmen, insan, yakıt kaçakçılığıyla yasa dışı bahis gibi suçların da tehdit oluşturduğu ve daha kapsamlı mücadele edilmesi gerektiği belirtiliyordu.
Raporda ayrıca, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra “Fethullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması’na yönelik soruşturmalara ağırlık verildiği ve diğer suçlarla mücadelenin ihmal edildiği” belirtilmekteydi.
“2016’daki darbe girişiminden sonra Türkiye, FETÖ/PDY’ye karşı etkin bir şeklide uygulanan geçici önlemler aldı. Türkiye, suçluların kaynaklarının kesilmesi için büyük bir kararlılık göstermiş olsa da, yasa dışı gelirlerin kalıcı bir şekilde kesildiğine dair pratikte alınan uygulamalar çok belirgin değil.
“(…) Savcıların, MASAK analizlerini FETÖ/PDY soruşturmaları dışındaki soruşturmaları genişletmek ve daha büyük şebekeleri dâhil etmek amaçlı kullandıklarına dair kanıtlar sınırlı.”
Financial Times: Türkiye raporun yayımlanmasına engel olmak için lobi faaliyetleri yürüttü
İngiliz Financial Times gazetesi konuyla ilgili iki kaynağa dayandırdığı haberinde Türkiye’nin raporun yayımlanmasına engel olmak için lobi faaliyetleri yürüttüğünü iddia etmişti.
Rapora göre, Türkiye’de terör şüphelileri hakim karşısına çıkıyor ama savcılar terörizmin finansmanı ve para aklama suçlarına öncelik vermiyor, bu durum da “uluslararası terör örgütlerinin daha geniş ağlarının anlaşılması ve finansörlerinin belirlenmesini zorlaştırıyor”.