Sosyal Medya

Ekonomi

Pelin Cengiz: Türkiye emisyon artışında Afrika ülkeleriyle yarışıyor, kirlilik Türkiye’ye yılda 53 milyara mal oluyor

Geçtiğimiz günlerde açıklanan birkaç bilimsel çalışmanın sonuçlarıyla Türkiye’de iklim odaklı politikaların uygulanması yönünde bir iradeden bahsetmek şöyle dursun Türkiye’nin iklim…

Pelin Cengiz: Türkiye emisyon artışında Afrika ülkeleriyle yarışıyor, kirlilik Türkiye’ye yılda 53 milyara mal oluyor

Geçtiğimiz günlerde açıklanan birkaç bilimsel çalışmanın sonuçlarıyla Türkiye’de iklim odaklı politikaların uygulanması yönünde bir iradeden bahsetmek şöyle dursun Türkiye’nin iklim kriziyle mücadele zihniyetinden giderek uzaklaştığını görüyoruz.

East Anglia Üniversitesi, Stanford Üniversitesi ve Küresel Karbon Projesi araştırmacıları tarafından geçtiğimiz günlerde önemli bir çalışma yayınlandı. Nature Climate Change bilimsel dergide yayınlanan “Covid Sonrası Dönemde CO2 Emisyonları” isimli makale, Paris Anlaşması’ndan bu yana ilk defa ülkelerin emisyon azaltımlarının hesaplamasını yaptı.

Bu hesaplamaya göre, emisyonlar 64 ülkede azalırken, 150 ülkede artış gösterdi. 

2016-2019 dönemindeki küresel ölçekteki karbon emisyonu, 2011-2015 dönemi ile karşılaştırıldığında yıllık 0,21 milyar ton artmış durumda.

Emisyonlarını azaltan ülkelerin çok büyük bir kısmı aynı dönemde ekonomilerini büyütürken, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’larını (GSYİH) da arttırmış olmaları öne çıktı.

Ancak araştırma, iklim kriziyle mücadeleyi amaçlayan Paris Anlaşması’nın hedeflerine uyum sağlamak için azaltım miktarının 10 kat artması gerektiğini de ortaya koydu.

Araştırmanın sonuçları, kasım ayında Glasgow’da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) öncesinde, çok daha iddialı iklim hedeflerine olan ihtiyacı bir kez daha gösterdi.

Her yıl azaltılan 0,16 milyar ton CO2 emisyon miktarı, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında her yıl küresel ölçekte ihtiyaç duyulan 1-2 milyar ton CO2 azaltımının yalnızca yüzde 10’unu oluşturuyor.

2020 yılında, Covid-19 küresel salgınıyla mücadele kapsamındaki kısıtlamalar, küresel ölçekte emisyonların 2,6 milyar ton CO2 azalmasına ve 2019’daki seviyesinden yaklaşık yüzde 7 gerilemesine yol açtı. 

Araştırmacılar, 2020 yılında, önemli ölçüde fosil yakıtlara bağımlı olan dünyanın, gerçekçi şekilde devam edemeyecek bir “duraklama noktası” yaşadığını ve kısıtlama politikalarının iklim krizini çözmeye yönelik sürdürülebilir ya da arzu edilen bir çözüm sunmadığını dile getiriyor. Çünkü, uygulamaya konan faaliyetlerin ölçeği halen yeterince büyük değil ve aslında birçok ülkede emisyon artışı yaşanıyor. İnsan sağlığı ve gezegenin geleceği için fayda sağlayacak büyük ölçekli uygulamalara ihtiyaç var.

Paris Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5°C ila 2°C ile sınırlandırma hedefinin hayata geçirilebilmesi için 2020’ler boyunca ve sonraki yıllarda yıllık 1-2 milyar ton CO2 azaltım gerekli.

Yüksek gelire sahip 36 ülkenin 25’inin emisyonlarında, 2016-2019 döneminde 2011-2015’e kıyasla düşüş yaşandı. 

Bu ülkeler arasında ABD (ortalama yıllık yüzde -0,7 düşüş), Avrupa Birliği (yüzde -0,9) ve İngiltere (yüzde -3,6) yer alıyor. 

Bu ülkelerde, diğer ülkelerde üretilen ithal malların karbon ayak izinin hesaba katıldığı durumda dahi emisyonların azaldığı görülüyor.

99 üst ve orta gelirli ülkenin 30’unda 2016-2019 döneminde 2011-2015’e kıyasla emisyonlar azaldı. Bu durum, emisyon azaltımına yönelik adımların günümüzde dünya çapında birçok ülkede uygulamaya konduğunu gösteriyor. 

Meksika (yüzde -1,3) üst-orta gelirli ülkeler arasında dikkat çeken bir örnek olarak görülüyor. Çin’in emisyonları ise yüzde 0,4 artış gösterse de bu artış, 2011-2015 yılları arasında kaydedilen yıllık yüzde 6,2’lik büyümeden çok daha sınırlı şekilde gerçekleşiyor.

Raporda Türkiye’ye ilişkin de önemli veriler paylaşılmış.

Türkiye’nin emisyonları ise 2016-2019 arasındaki dönemde yüzde 20’den fazla artış gösteriyor. 

Yazının devamı burada.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler