Ekonomi
Merkez Bankası: “Temmuzda gıda fiyatları enflasyonu yükseltti”
TCMB, Ağustos ayındaki Para Politikası Toplantısı’nda faizi %19’da sabit tuttuğu PPK özetini yayımladı. PPK özetinde yer alan şu açıklamalarda taze meyve…
TCMB, Ağustos ayındaki Para Politikası Toplantısı’nda faizi %19’da sabit tuttuğu PPK özetini yayımladı.
PPK özetinde yer alan şu açıklamalarda taze meyve ve sebze, süt ve yağ grubundaki fiyat artışına vurgu yapıyor. Küresel enflasyon dalgasının finansal piyasaları etkilediğini ve bu durumun oynaklık yaratacağını savunuyor. Üretici fiyatlarındaki aşırı yükselişin de halen uluslararası emtia fiyatlarının gecikmeli etkileri, tedarik zincirlerinde devam eden sorunlar ve yurt içinde enerji fiyatlarında yapılan düzenlemeler nedenleriyle yükseliş eğiliminde olduğunu vurguluyor. Banka enflasyondaki yükselişe de “oynaklık” demeye devam ediyor.
“İşlenmemiş gıda fiyat gelişmeleri incelendiğinde, mevsimsellikten arındırılmış veriler meyve fiyatlarında daha belirgin olmak üzere, taze meyve ve sebze fiyatlarında aylık bazda önemli bir artışa işaret etmiştir. Süt fiyatları çiğ süt referans fiyatlarındaki düzenlemeye bağlı olarak yükseliş sergilerken, iklim koşullarına bağlı olarak yurt içi üretimi gerileyen bazı bakliyat kalemlerinde fiyat artışları izlenmiştir. İşlenmiş gıdada ekmek ve tahıllar alt grubu, peynir ve diğer süt ürünleri ile işlenmiş et ürünleri olumsuz ayrışmıştır. Dış fiyat baskıları nedeniyle katı ve sıvı yağlar bu dönemde öne çıkan bir diğer alt kalem olmuştur.”
“Bir önceki PPK döneminden bugüne, bazı gelişmiş ülkelerde aylık ve yıllık enflasyonda artışlar sürmüştür. Gelişmekte olan ülkelerdeki normalleşme sürecinin devam ettiği ve bazı merkez bankalarının ilave sıkılaşmaya gittiği görülmektedir. Bu görünüm, küresel finansal koşullarda artan belirsizliklere ve bir miktar sıkılaşmaya işaret etmektedir. Küresel risk iştahındaki dalgalı seyir ve uzun vadeli tahvil faizlerinin seyrine ilişkin belirsizlikler küresel finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açmaktadır. Kurul, küresel enflasyon baskılarının para politikalarında ve dolayısıyla küresel finansal piyasalarda veri duyarlılığını artırdığı ve buna bağlı oynaklıkların görülebileceği yönündeki görüşünü korumuştur.”
“Üretici enflasyonu, uluslararası emtia fiyatlarının gecikmeli etkileri, tedarik zincirlerinde devam eden sorunlar ve yurt içinde enerji fiyatlarında yapılan düzenlemeler neticesinde Temmuz ayında da yükseliş eğilimini sürdürmüştür. Bu dönemde enerji, ağaç ve mantar ürünleri, imalat sanayine temel girdi sağlayan sektörlerden ana metal sektörü ile inşaat sektörü ile bağlantılı metalik olmayan mineral maddelerde üretici fiyatlarındaki artışlar öne çıkmıştır. Küresel ölçekte bakıldığında da, üretici fiyatlarının ulaştığı seviyelerin tüketici fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam etmekte olduğu izlenmektedir.”
Para politikası duruşu, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak, temkinli bir yaklaşımla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi ve fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirlenecektir. Bu doğrultuda politika duruşu, enflasyon gelişmeleri ve enflasyon beklentileri dikkate alınarak dezenflasyon sürecini en kısa sürede tesis edecek ve orta vadeli hedeflere ulaşıncaya kadar bunun sürekliliğini sağlayacak bir sıkılık düzeyinde belirlenmeye devam edilecektir.
Son dönemde ithalat fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışların yanı sıra, talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları, açılmanın etkisiyle yaz aylarında enflasyonda görülebilecek oynaklıklar ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir. Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyelere ilave olarak, bazı ürünlerde iklim koşulları kaynaklı arz yönlü etkilerin açılma etkileriyle birleşmesiyle Temmuz ayında gıda fiyatlarında gözlenen artış, enflasyondaki yükselişte belirleyici olmuştur. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri gözlenmektedir. Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak, Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin yüzde 19 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.
Enflasyonun kısa dönemde, başta emtia fiyatları ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar olmak üzere arz ve talep yönlü çeşitli unsurların etkisiyle oynak bir seyir izlemesi beklenmektedir. Enflasyonda kısa vadede görülebilecek oynaklıkların ana eğilime yansımaları para politikası duruşu açısından yakından izlenecektir. Sıkı parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kredi piyasası ve iktisadi faaliyete ilişkin göstergelerin yanı sıra döviz kuru oynaklığı ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkiler önemini korumaktadır. Uygulanmakta olan sıkı para politikası, krediler ve iç talebi sınırlayarak bir yandan talep yönlü unsurları kontrol altına alırken, diğer yandan da cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi desteklemektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerdeki para politikası ile küresel risk iştahına ilişkin görünüm, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Kurul, para politikasında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda finansal istikrara yönelik riskleri de gözeten bir yaklaşım sergilemeyi sürdürecektir.