Sosyal Medya

Ekonomi

FÖŞ yazdı: OECD Raporu: Hızlı toparlanma ortasında riskler

OECD, dün Türkiye için 2021 GSYH büyüme tahminini %3.0’ten %5.9’a yükseltti. Tüm basın bunu yazdı, hükümetin bu vahşi Covid-19 salgınına…

FÖŞ yazdı:  OECD Raporu:  Hızlı toparlanma ortasında riskler

OECD, dün Türkiye için 2021 GSYH büyüme tahminini %3.0’ten %5.9’a yükseltti. Tüm basın bunu yazdı, hükümetin bu vahşi Covid-19 salgınına rağmen 2020  yılını da büyümeyle kapatmasını övdü. İş dünyası coşup üretim, ihracat, yatırım rekorlarına imza atmaya hazır olduklarını beyan etti.

 

Demek ki, kimse raporun giriş kısmını dahi okumamış. Hani derler ya, “kitabı kapağına bakıp değerlendirme” diye, ulan 22 sayfalık raporun sadece 1.5 sayfa uzunluğundaki giriş ve özet kısmını okusaydınız bari.

İlkin, OECD 2021 büyüme tahmini yukarı revize ederken, bizim ekonomi politikasına övgü yağdırmıyor. 2020 büyüme tahminleri gerçekleşenden daha düşük olduğu için, mecburen 2021 yukarı çekilecek. Bu matematiksel bir prosedür, yoksa ekonomi 2021’de  mucizeler yaratacak anlamına gelmiyor.  Bir nokta daha var, TUIK’nin GSYH ölçümü hatalı.  Bakın, 2020 yılında dünya ekonomisinde toplama çalışılan saat %5 azalmış, dünya ekonomisi %3.4 daralmış. Bizde ise çalışılan saat %10 daralmış, ama %60’ı hizmetler, %15’i de tarımdan oluşan (yani emek-yoğun sektörlerden oluşan)  GSYH %1.8 yükselmiş.  Nasıl yani?  İnsansız üretim teknolojisi geliştirdik de, kimse ekonomistlere haber vermedi mi?

Neyse, geçmişe mazi yenmişe kuzu deyip biz geleceğe bakalım.  Öncelikle, OCED 2021 büyüme tahmini yükseltiyor, çünkü çıktı açığı telafi edilecek. Fakat, 2021 büyüme tahminini %0.2 traşlayarak %3’e çekiyor. Bu ikilemi hemen tüm ulus-üstü kuruluşların raporlarında göreceksiniz. Türkiye’nin uzun vadeli büyüme potansiyeli sürekli düşüyor. Bir aralar %5   civarındaydı, şimdi %3.0’lere geriledi.  Bunu da AKP hükümetinin başarılı ekonomi politikaların borçluyuz. Sürekli yarından çalarak günü kurtarma önceliği sayesinde, artık yarınlarda talan edilecek potansiyel kalmadı.

OECD raporuna geri dönelim. Bizim işdünyası herhalde tüm büyüme tahminlerinin aşılanma hızına bağlı olduğu vurgulamasını da atladı. Bizde toplam 10 milyon doz aşı yapıldı an itibarıyla, aşılama hızı durma noktasına geldi. Yeni aşı ne zaman gelecek, en az 60 milyonun aşılanmasını gerektiren (yani 120 milyon doz aşı stoğu) sürü bağışıklığına ne zaman erişeceğiz?  Muğlak. Dolayısıyla, OECD ve tüm kuruluşların abartılı Türkiye büyüme tahminlerini biraz dikkatli kullanmak  lazım.

İkincisi,  OECD “büyüme tek düze olmayacak” diyor.  ABD ve Çin bir kez daha dünyanın büyüme motorları olarak öne çıkarak, onlarla ticaret yapan ülkeleri de yukarı çekecekler. Bizim ticaret yaptığımız AB ve Orta Doğu-Kuzey Afrika için bu denli iyimser olmak için neden yok: Özellikle, dün BloombergHT “Suudi Arabistan’la ticaret durma noktasında” diye başlık atarken.

 

Daha önemlisi, OECD de IMF gibi enflasyondan korkmuyor. Gevşek para politikası ve bütçeden fakirlere, işsizlere ve zora düşen KOBİ’lere elden geldiğince mali destek sağlanmasını öğütlüyor. Bizde para politikası sıkılaştırıldı, eğer döviz kuru böyle yükselmeye devam edecekse, 18 Mart’ta biraz daha sıkılaşacak.  Bütçeden halka nakdi yardım dağıtmak fikri Sevgili Başkanım Erdoğan’a o kadar itici geliyor ki yerine binlerce canın kaybolması anlamına gelece Deli Dumrul bir kontrollü normalleşme başlattı.  Sonuçlarını da hemen alıyoruz: Dün 13.755 vakaya çıktık.

Yine OECD raporunu okuyorum, daha 10cu sayfadayım, ve kuruluşun global iyimserliğinin hiç bir şekilde bize uygulanamayacağı düşüncesi pekişiyor kafamda. Global ekonomide hızlanan sanayi üretimi ve ticaret. Hizmetlerde aktivite 2020 sonunda yavaşlamaya başlamış bile.  İşgücü kayıpları toptan ticaret, perakende, turizm-konaklma ve ev-dışı eğlenmeye bağlı sektörlerde büyük ölçüde.  Ama bizde tarım-dışı işgücünün %60-70’i bu endüstrilerde çalışıyor.   Onlar iş bulmadan, nasıl tüketim yapacaklar?

Barlar kapalı, AVM’lerde dükkanlar kapanıyor, esnaf sicilden çıkıyor, ama biz büyüyeceğiz.  Nasıl olacak bu?  Ehh, yazın aşılama biter, turist gelir, toparlanırız. Daha yaza 3 ay var. MEB da çocukları 2 Temmuz’a kadar okulda tutarak iç turizm sezonunun üçte birini yedi bir günde. Turist gelecek de, nasıl bir ülkeye gelecek?  Vaka sayısı şimdiden 14 bine yaklaşıyor, eğer tam kapanmaya geçmezsek, bir ay içinde 30 bini bulur. Nisan-Mayıs ayında 20-30 bin vakayla cebelleşen ülkeye turist gelir mi?  O erkişinin yüreği mangal gibi olsa da, devlet onu bırakır mı?

Bu sorulara cevap vermeden, OECD’nin mekanik tahminlerine güvenip iş ya da yatırım yapmak akla zarar bir hareket olur.

 

FÖŞ

 

 

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler