Ekonomi
Eski Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti: Bu enflasyonla yaşanmaz, utanç verici bir durum; satılan 128 değil 140 milyar dolar
Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Süreyya Serdengeçti, resmi rakamlarda dahi %20’ye dayanan enflasyonun utanç verici olduğunu ve bu şekilde…
Eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Süreyya Serdengeçti, resmi rakamlarda dahi %20’ye dayanan enflasyonun utanç verici olduğunu ve bu şekilde yaşanamayacağını belirtti.
Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, bugünkü köşe yazısında Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın (TÜSES) düzenlediği “Ekonomide Gidişat Nereye” başlıklı toplantıya yer verdi. Toker’in aktardığına göre bu toplantıya katılan Serdengeçti, Türkiye’nin ekonomik durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Buna göre Serdengeçti, “Bu enflasyonla yaşanmaz, utanç verici bir durum” derken genel kabul görmüş sıkı maliye ve para politikalarına dönülmesi gerektiğini ifade etti.
2001-2006 yılları arasında TCMB Başkanlığı görevini yürüten Serdengeçti’nin ekonomiye dair diğer tespitleri özetle şöyle:
“Fiyat istikrarı açısından 20 yıl öncesinin koşullarındayız.
Merkez Bankası’nın açıkladığı tahminler uzun zamandır tutmuyor. Ciddiyeti kalmamış. Burada bir kredibilite, bir inandırıcılık sorunu var.
Enflasyon 2004 yılında tek haneye düştü. Bundan cesaret alarak 2006 başında liradan altı sıfır atıldı. Utançtan kurtulduk. Görev sürem dolduğunda enflasyon %8,1’di.
Enflasyon düşmeden faizlerin düşmesi mümkün değildir. Enflasyon yüksek olursa faiz de yüksek olur.
Enflasyon ile büyüme ilişkisi anlaşılmak istenmiyor. Enflasyon %4’e inmeden sürdürülebilir büyüme olmaz. Kendimizi aldatmayalım.
Enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişki de iyi anlaşılmıyor. İşsizliğin yapısal nedenleri var. En iyi dönemlerde bile %9’un altına inmedi.
Enflasyon ortamında sabit gelirliler kendilerini koruyamıyor. Maaşı cebine koyduğu andan itibaren kırpılarak gidiyor. Burada ahlaki bir sorun var.”
Cumhuriyet Gazete’sinin aynı toplantıdan aktardığı notlar işe şöyle:
Hedefler tutmuyor. Sadece bu tabloya bakarak tipik bir Merkez Bankacı bir tek şey görür. Burada bir kredibilite sorunu var. İnandırıcılık sorunu oluşmuş. Politika faizini düşürüyorsunuz. Ne için düşer kısa vadeli faizlerin genel düzeyi düşsün diye.
Yüzde 15’e düşürdüğünüz faizlerin genel düzeyi aşağı inmiyor hatta bazen yukarı gidiyor. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz buradan da bellidir.
Hedefler 10 yıldır tutmuyor. Bir ciddiyeti kalmamış. 2004’te başkanken 34 yıl sonra enflasyon tek haneye indi. Bağımsız Merkez Bankası’nın dirayetli politikaları ve hükümetin de isteyerek ya da istemeyerek bir istikrar programı uygulaması ile bu sonucu elde ettik.
Bunun verdiği cesaretle ben hükümete 2003 yazında önerdim. 2006 başında paradan altı sıfırı da attık. Utanç vesilesinden kurtulduk. Ama şimdiden tek sıfır döndü bile.
Türkiye bunu tecrübe etti, başardı ama unuttu. Dünyada 2021 verilerine göre enflasyonda ortalama yüzde 17 ile 196 ülke içinde 12’nci sıradayız. Bizden sonra İran, Sudan Zimbabwe geliyor.
Enflasyon %20 iken bir banka %15’ten kredi verir mi? Enflasyon düşmeden faizlerin düşmesi mümkün değildir. Faiz nedendir konusuna gelince, teori bu ilişkiyi enflasyondan faize doğru görüyor. Az miktarda enflasyondan faize etki de var. Ama çok az.
Neden kurtulamıyoruz: İş camiasında bile enflasyonla büyüme arasındaki ilişki anlaşılmıyor. Türkiye’nin 95 yıl için ortalama büyüme hızı %5’tir. Enflasyonla büyümek diye bir şey yok uzun vadede. İşsizliği de artırmaz.
Enflasyonla mücadele nedense istenmiyor. Sabit gelirliler, pazarlık şansı zayıf olanlar kendilerini koruyamıyorlar. Para kırpılarak gidiyor. Bu ciddi bir ahlaki sorundur.
‘128 DEĞİL 140 MİLYAR DOLAR SATILDI’
Serdengeçti 128 milyar dolarlık rezerv satışını da değerlendirdi. Şunları anlattı:
Satılan 128 değil 140 milyar dolardı. Nereye gitti? Yarısı şirketlere gitti. 73 milyar dolar civarında. 200 milyar dolar borçları vardı 124 milyar dolara indi. 60 milyar dolar hane halkına gitti. Güvenmedikleri için döviz aldılar. Hâlâ alıyorlar.
Merkez Bankası döviz satar, bunda hiçbir şey yok. Sorun nerede? Ciddi bir saydamlık sorunu var. Politikanın çöktüğü yer burası!
Ancak bu satışı niye yaptınız, şirket açığı mı kapatıldı, amacınıza ulaştınız mı? Bu konularda iyi bir iletişim olmadı.
Çiğdem Toker’in yazsının tamamını burada.