Döviz
Dikkat: Ekonomistler Fed’in tahvil alımlarını Mart 2022 sonuna kadar tamamlayacağını öngörüyor
Financial Times’ın önde gelen akademik ekonomistlerinin anketine göre, Fed Tahvil Alım Programını mart ayı sonuna kadar sonlayacak ve kısa bir…
Financial Times’ın önde gelen akademik ekonomistlerinin anketine göre, Fed Tahvil Alım Programını mart ayı sonuna kadar sonlayacak ve kısa bir süre sonra da faiz oranlarını yükseltecek.
Chicago Üniversitesi Booth İşletme Fakültesi Küresel Piyasalar Girişimi tarafından FT ile ortaklaşa yürütülen son anket, enflasyonun arttığı ve işsizliğin düştüğü bir dönemde ekonomistlerin beklentilerinde ani bir değişime işaret ediyor.
Yanıtlar, ABD’deki ekonomik durumun sadece birkaç ay içinde ne kadar hızlı geliştiğinin ve artan fiyatlarla mücadeleye odaklanmak için pandemi dönemi desteğini hızla sonlandıracak olan ABD merkez bankasında devam eden değişimin altını çiziyor.
Ankete katılan 48 ekonomistin yarısından fazlası, Fed’in teşviklerini birkaç ayda geri çekmesinin ve mart ayı sonuna kadar tahvil alımlarına tamamen bir son vermesinin “biraz” veya “çok” muhtemel olduğunu söyledi.
Ankete katılanların %10’u daha hızlı bir tempo ile tamamlanacak tapering sonucunda Fed’in gelecek yılın ilk çeyreği kadar erken bir tarihte faizleri yükseltmesini sağlayabileceğini düşünüyor. Böyle ani bir sıkılaştırma, merkez bankasının Haziran ayına kadar harekete geçmesini beklemeyen finans piyasalarını sarsabilir.
Ankete katılan ekonomistlerin yarısı ikinci çeyrekte bir faiz artışı öngörüyor. Sadece üç ay önceki ankette katılımcı ekonomistlerin % 20’sinden azı gelecek yılın ilk altı ayında bir faiz artışının muhtemel olduğunu düşünüyordu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde finansal ekonomi profesörü olan Jonathan Parker, “Yüksek enflasyon oranı ve sıkı işgücü piyasasının birleşimi, [tahvil] alımları gibi güçlü genişlemeci Fed politikalarına gerek olmadığını gösteriyor.” dedi. “Politikayı normale döndürdükleri sinyalini vermek önemli.”
Fed başkanı Jay Powell ve diğer üst düzey yetkililer son haftalarda enflasyona karşı daha iddialı bir tutum benimseyerek, artan yüksek fiyat riskinin ve merkez bankasının gerekirse harekete geçme isteğinin altını çizdiler.
Kasım ayında %4,2’ye düşen işsizlik oranı işçi kıtlığı nedeniyle ilerlemenin aylarca durdurulmasının ardından işgücü piyasasındaki toparlanmanın altında kalıcı bir güç olduğunu ispatladı.
Daha önce merkez bankasında çalışan Harvard Üniversitesi ekonomi profesörü Karen Dynan, ” Fed başından beri geleceğin ne getireceği konusunda çok fazla belirsizlik olduğunu anladı bu yüzden de veri odaklı davranıyor” dedi.
Medyan tahmine göre, 3-6 Aralık tarihleri arasında ankete katılan ekonomistler, Fed’in tercih ettiği gösterge olan çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksinin Aralık 2022’de yıllık bazda sadece marjinal olarak %3,5’e gevşemesiyle enflasyonun gelecek yıl da yükselmesini bekliyor. Şu anda %4,1’de seyrediyor.
Ankete katılanların neredeyse üçte ikisi çekirdek PCE’nin 2023 sonuna kadar Fed’in %2 hedefinin üzerinde olacağını öngörüyor.
Ancak neredeyse %70’lik bir kesim de Fed’in ana politika faizinin 2023 sonuna kadar %1,5’i geçmeyeceğini belirterek, bunun bugünkü sıfıra yakın seviyelerden kademeli bir faiz artışı hızı olduğunu öne sürmekte.
FT-IGM anketi, Fed’in işgücü piyasası salgın öncesi seviyelere toparlanmadan önce faiz artırımına başlamasının beklendiğini gösteriyor.
Ankete katılanların gelecek yılın sonu için işsizlik oranına ilişkin medyan tahmini %4 olurken, yaklaşık %70’i Şubat 2020 seviyesi olan %3,5’e 2023’ün ilk yarısında geri döneceğini tahmin ediyor.
Ekonomistlerin neredeyse dörtte biri, istihdam edilen veya iş arayan kişilerin kısmını izleyen işgücüne katılım oranının 2020’nin başındaki %63,3 seviyesine asla geri dönmeyeceğini düşünürken, sadece %19’luk bir grup 2023’te toparlanmasını bekliyor.
Şu anda %61,8’de yer alan istihdama katılım oranı, ekonomistlerin Kovid’e bağlı endişeler ve çocuk bakımı sorunlarına bağladığı geçen yılın Haziran ayından bu yana neredeyse hiç iyileşmedi.
George Washington Üniversitesi’nden Tara Sinclair, birçok Amerikalının da salgının başlangıcından bu yana geçen ağır mali teşvik programlarıyla desteklenen ertelenmiş tasarruflarından bir “mali alana” sahip olduğunu belirtti. İşçilerin bu nedenle farklı bir politika ortamında ihtiyaç duydukları kadar hızlı hareket etmediklerini ekliyor.
FT