Ekonomi
Cari işlemler fazlaya döner mi?
Bu sabah açıklanan Temmuz ödemler dengesi verisi içinde dikkat çeken detaylar var. İhracatta yaşanan sıçrama ve tabi turizmin kısmen de…
Bu sabah açıklanan Temmuz ödemler dengesi verisi içinde dikkat çeken detaylar var. İhracatta yaşanan sıçrama ve tabi turizmin kısmen de olsa hayata dönmüş olması ödemeler dengesi içindeki cari açığı daraltıcı iki ana kalem olarak Türkiye ekonomisinin bu sene büyümesi açısından da önemli katkı yapmakta.
Aylık açık 683 milyon dolarla geçen 2020 Temmuz’da kaydedilen 2,0 milyar doların 1,4 milyar dolar altında. Bu performansın ana nedeni “hizmetler dengesi” kaleminin bir önceki yılın Temmuzdaki 0,3 milyar dolardan 2,7 milyar dolar artarak 2,9 milyar dolara çıkması. Turizm gelirlerindeki net giriş 2,1 milyar dolar; geçen yılın temmuz ayında bu 0,4 milyar dolar gibi çok düşük bir seviyedeydi.
Diğer yandan, ihracat tarafında performans henüz güçlü seyrederken ,ithalatın da ivme kazanmakta oluşu dış ticaret açığını da büyüten bir etken. Temmuz 2020’de 2,0 milyar dolar olan dış ticaret açığı bu sene Temmuz’da 3,0 milyar dolara yükselmiş durumda. Toplam mal ihracatı 14,7 milyar dolardan 16,5 milyar dolara çıkarken ithalat da 16,7 milyar dolardan 19,5 milyar dolara yükselmekte.
Bu sayede geçen yılın ilk yedi ayında 23,2 milyar dolar olan carı açık 2021 Ocak-Temmuz döneminde 13,7 milyar dolara gerilemiş durumda. Fakat 12 aylık bakınca, gerçek resim biraz daha net. 2020 Temmuz ayında 12 aylık bazda 17,6 milyar dolar olan cari açık bu ene Temmuz’da yine 12 aylık bazda 27,8 milyar dolar. 2020 sonundaki 37,3 milyar dolardan şimdi 27,8 milyar dolara gerilemesi bir teselli olsa da, Türkiye ekonomisinin cari açık yaratan büyüme döngüsü yapısal temel bir sorun olarak karşımızda durmakta.
Finansman kalemi içinde belirgin bir rahatlama olup olmadığını görmek de önemli. Doğrudan yatırımlar kalemi uzunca bir süredir cari açığın çok kısıtlı bir payını finanse edebiliyor. Daha çok faiz hareketlerine bağlı portföy yatırımları ve kaynağı belli olmayan para girişleri cari açığın finansmanında ağırlıklı. Bu da tabi TL’nin kırılganlığını artırıcı yönde etki yapmakta.
2021 Ocak-Temmuz döneminde oluşan 13,7 milyar cari açığa karşılık, finans hesabından girişlerin toplamı 19,7 milyar dolar. Bu toplamın 8,0 milyar dolarının kaynağı “net hata ve noksan” kalemi; yani kaynağı net olarak açıklanmayan döviz girişleri. Merkez bankasının resmi rezervlerinde yılın ilk yedi ayındaki artış ise 13,9 milyar dolar. Geri kalan kalemler içinde bankalar ve özel sektörün borçlanmaya devam ettiği, portföy girişlerin ise Mart ortasındaki merkez bankası başkanı değişimi ile kaçan sermayeyi yeni atlattığını izliyoruz.
Merkez bankası başkanı Kavcıoğlu’nın son dönem açıklamalarında aylık cari dengenin yaz aylarında fazlaya dönebileceği izlenimi vardı. Cari açık 2020 sonuna göre daraldı; daralmaya da devam edecek ancak fazlaya dönmesi pek kolay görünmüyor. Aylık bazda dahi. Aksine, son açıklanan OVP’ye göre, mevcut 13,7 milyar dolar cari açık 21,0 milyar dolara yükselecek ki ayda yaklaşık 1,0 m,lyar dolar civarında cari açık beklendiği anlamına geliyor.
İhracat güçlü seyretse de, ithalatı da yukarı sürükleme yapısında değişiklik yok. İhracat halen ithalata bağımlı. Üstelik tedarik sorunları nedeniyle taşıma maliyetleri ithalat faturasını artırıcı yönde çalışıyor. Umutların aksine delta varyantı nedeniyle turizm sezonu kış aylarında yaz performansını koruyamayacak. Finansman tarafında kaynağı belli olmayan girişler aylık ortalama yaklaşık 2,0 milyar dolar. Son derece tedirgin edici çünkü doğrudan yatırımlar düşük, portföy yatırımları oynak.
Özetle, evet cari açık GSMH oranı pandemi yılındaki %5,2 civarından %2,5-3,0 aralığına düşecek 2021 sonunda. Ancak OVP’deki pembe tablonun aksine daha ötesi bir iyileşme mümkün değil. Hem de varsayılan %5,0-5,5 büyüme elde edilirken, %1,0’e doğru daralması söz konusu değil. Daha gerçekçi %3,5 civarı 2022 ve ötesi büyümede %3,0-3,5 civarında bir cari açık daha gerçekçi bir beklenti olarak 2021 ötesi için duruyor.
GA.