Sosyal Medya

Döviz

Atilla Yeşilada: Gösterilen bütün sebepler yalan; Berat Albayrak kayınpederine yaranmak istedi, akıl almaz boyutta milli servet harcandı!

Yeşilada, "‘Çuvalla taşıdınız, yandaşlara dağıttınız' denmiyor ki. ‘Niye bunu satmaya gerek duydunuz' deniyor. Merkez Bankası'nın bütün dünya bankacılık teamüllerine göre döviz piyasalarına müdahalesi için belli koşulları vardır. Hem kimyasal silah kullanmışsınız, hem de savaşı kaybetmişsiniz. Bunun adı aptallıktır. Yalan söylemek ve aptallıktır.

Atilla Yeşilada: Gösterilen bütün sebepler yalan; Berat Albayrak kayınpederine yaranmak istedi, akıl almaz boyutta milli servet harcandı!

Ekonomist Atilla Yeşilada, iktidar kanadından gelen açıklamaları ve “128 milyar dolar”ın akıbetini T24’e değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ekonominin aktörleri ve vatandaşımız arasında dolaşıma girmiş, yani yer değiştirmiş, ama sonuçta çoğu yine ülkemizin değeri olarak yurt içinde kalmıştır” ifadesine ilişkin olarak konuşan Yeşilada, “Ciddiye alınacak bir yanıt olmadığını ve tatmin etmediğini” söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saydığı 4 kaleme işaret eden Yeşilada, “Cumhuriyet kurulduğundan beri bunlar var. Merkez Bankası daha önce hiç döviz satmadan, rezervleri etkilenmeden bu ihtiyaçları, kendi iç dinamikleri vasıtasıyla karşılamıştı. Neden bir yılda oldu bunların hepsi? Neden gizli, el altından, Hazine vasıtasıyla yapılıyor bu satışlar?” diye sordu.

“Gösterilen bütün sebepler yalan, bu para harcanmış gitmiştir”

İktidarın açıklamalarıyla ilgili olarak “Gösterilen bütün sebepler yalan” diyen Yeşilada, “Berat Albayrak kayınpederine yaranmak istedi. Kayınpederi, ‘Bana düşük faiz ver’ diyordu. Düşük faiz de Türkiye’de her zaman dövizin yükselmesine neden olmuştur. Bu da hep kayınpederini rahatsız ediyordu. O zaman gayrimeşru yollara başvuruldu” görüşünü savundu.

Yeşilada, 2019 yerel seçimleri öncesini işaret ederken şu görüşü dile getirdi:

“Bu andan itibaren Merkez Bankası’nın özellikle kamu bankalarına döviz aktardığını gördük. Kamu bankaları da bunu satmaya başladı, bu şekilde belli etti kendini. Londra’da swap faizleri inanılmaz biçimde 1000 küsurlara yükseldi. Yabancı gazetelerin haberleriyle de kamu banklarının yoğun miktarda döviz sattığı belli oldu. Kamu bankalarında o kadar döviz yok. Merkez Bankası’nın kendine ait olan öz kaynağı olan, serveti olan dövizlerinin hepsi erimiştir. Merkez Bankası eksidedir, bankalara borçludur. Merkez Bankası’nın elindeki rezervler, bankalardan teminat olarak aldığı, çeşitli enstrüman yoluyla borçlandığı rezervlerdir. Bu para harcanmış gitmiştir, Türkiye’nin net varlıklarından eksilmiştir. Bunun tartışması yapılamaz.”

“AKP’lilere peşkeş çekilmemiştir; bir menfaat temini olarak yorumlanamaz”

Yeşilada, şöyle devam etti:

“AKP’lilere peşkeş çekilmiş midir? Hayır. Alanlar arasında AKP’liler olabilir ama bu bir menfaat temini olarak yorumlanamaz. Piyasa açıktır. Normalde döviz işleminde iki banka birbiriyle alıp satar, arkalarında nihai müşteri vardır. Dolayısıyla bunların kim olduğunu banka da bilemez, X bankası, Y bankasına satıyorsa; birbirlerinin müşterilerini bilemezler.

Bu paranın, takribi olarak, 35 milyar dolarını yabancılar aldı. 30-40 milyar doları da dış ticari açığını finanse etmeye gitti. Geri kalanını da vatandaş ve şirketler aldı; yeniden döviz olarak bankalara yatırdılar. Kerim Rota’nın ‘devri daim makinesi’ benzetmesi doğru.”

“Akıl almaz boyutta milli servet harcandı”

“Vatandaş, Türk Lirası’nı verdi, kredi ucuz olduğu için herkes kredi çekip döviz alıyordu, bankalara yatırdı. Bankalar da kanun gereği, kendilerine yatırılan dövizin bir kısmını Merkez Bankası’na verdiler. Merkez Bankası da bunu aldı, yeniden kamu bankalarına sattı. Böylece devri daim makinesi bozulmadan yürüdü. Ama her seferinde Merkez, kendi cebinden, öz sermayesinden kamu bankalarına para aktardı. Geldiğimiz noktada Merkez’in bankalara ya da piyasaya borcu 60 milyar dolar civarı oldu. Naci Bey döneminde biraz düzeldi. Akıl almaz boyutlarda milli servet harcandı gitti.”

Yapılan işlemlerde usulsüzlük söz konusu mu?

“Kesinlikle! Zaten Sayın Lütfi Elvan da söylüyor… 2017’de gizli protokol imzalıyorsunuz, gizli protokol yok ki mevzuatta. Türkiye tarihinde, Merkez Bankası’nın döviz işlemlerinin Hazine’ye devri diye bir şey yok. Merkez Bankası kanunlara göre bağımsız bir kurum, neden Hazine’ye devrediyorsunuz? Bunlar hiç görülmemiş, yapılamamış uygulamalar. Böyle bir protokol yapıldıysa bunun açıkça izah edilmesi gerekir. ‘Bu tarihten sonra, şu nedenden dolayı TCMB adına döviz satışını kamu bankaları yapacaktır’ diye açıklanması gerekir.”

“Berat Albayrak kayınpederine yaranmak istedi”

“Gösterilen bütün sebepler yalan. Gerçek bir taneyse o gerçek sürekli tekrarlanır gerisi hukuka havale edilir. Ortada gerçek yok ki. Berat Albayrak kayınpederine yaranmak istedi. Kayınpederi, ‘Bana düşük faiz ver’ diyordu. Düşük faiz de Türkiye’de her zaman dövizin yükselmesine neden olmuştur. Bu da hep kayınpederini rahatsız ediyordu. O zaman gayrimeşru yollara başvuruldu. Göstermeden döviz satacaksın, BDDK’ya emredeceksin ki bankaların kafasına vursun… Yapılan usulsüzlük yalnızca bu değildi. Bankalar yer yer dövizde baskı oluştuğunda yabancı bankalara TL satmayı reddettiler onlar döviz alamasınlar diye. Bankalar BDDK’nın eliyle işaret ettiği firmalara ucuz kredi verdiler. Banka müdürlerinden bunu iş icabı duyuyorum. Yoğun bir baskı uygulandı bankalara. Ucuz kredi vermeleri, belirli kurumlara vermeleri ve Albayrak emrettiğinde yabancı kuruluşlara TL satmamaları için.”

“Hem kimyasal silah kullanmışsınız, hem de savaşı kaybetmişsiniz, bunun adı aptallıktır”

“Berat Albayrak zulüm dönemi yaşadık. Finansal piyasa kuralları ihlal edildi. Bunun tek amacı Berat Albayrak’ın kayınpederine yaranmasıydı. Hiçbir şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hatta AKP iktidarı, hele hele milletin menfaatleri göz önüne alınmadı. Eğer bütün bu yapılanların sonucunda TL dolara karşı değer kazansaydı, ya da enflasyonun altında değer kaybetseydi ‘pekiyi’ derdik. ‘Sonuçlar, yöntemleri haklı çıkarır, yapılanlar doğru değil ama kazandık sonunda’ derdik. Ama anılan dönemde TL Arjantin Pesosu’ndan sonra dolara karşı en çok değer kaybeden para birimi oldu. Demek ki fuzuli gitmiş bunlar. Hem kimyasal silah kullanmışsınız, hem de savaşı kaybetmişsiniz. Bunun adı aptallıktır. Yalan söylemek ve aptallıktır.”

“Albayrak şahsen sorumlu; Cumhurbaşkanı, Albayrak döneminde hiç yapmadığı bir şeyi yaptı”

Berat Albayrak, direkt olarak sorumlu 128 milyar dolar meselesinde. Cumhurbaşkanı, Albayrak döneminde hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Ne Mehmet Şimşek’e, ne Ali Babacan’a… Onlara güvenmediği kadar Berat Albayrak’a güvendi, ekonomi ve finansal piyasalarda tüm yetkiliyi ona devretti. Merkez Bankası’nın başındaki şahıs da Albayrak’ın imza memuruydu. BDDK’nın başındaki şahıs ve kamu bankalarının başındaki şahıslar da direkt olarak onun altına çalışan memurlardı. Bu şahısları hiç sorumlu tutmuyorum, o dönemde ne yapıldıysa hepsi Albayrak’ın bilgisi ve emri doğrultusunda yapılmıştır, bütün olanlardan şahsen sorumludur. Olan bitenlerin çoğunun da Sayın Erdoğan’ın farkında olduğunu düşünmüyorum.”

“‘Erdoğan’ın ben artık yoruldum, başka biri yönetsin’ demesi lazım”

“Merkez Bankası itibarını nasıl geri kazanabilir, rezervler nasıl toparlanabilir” sorusuna da yanıt veren Yeşilada, şöyle devam etti:

“Erdoğan’ın ben artık yoruldum, başka biri yönetsin, demesi lazım. Kredibilite zamanla ve icraatla kazanılır. Lafla değil, o da 5 yılda kazanılır. Bizim enflasyon geçmişimizi ve yatırımcıya yalan söyleme geleneğimiz uzun bir döneme dayanıyor. Demek ki bu yalan söyleyenleri değiştirip kol keseceksiniz. Başka yolu yok.”

“Merkez Bankası’nın açıklamasının konuyla alakası yok”

Merkez Bankası Başkanı’nın “Ayrıcalıklı döviz işlemi gerçekleştirilmedi” ve “Sağlıksız fiyat oluşumunun engellenmesine katkıda bulunuldu” açıklamasını da yorumlayan Yeşilada, “‘Çuvalla taşıdınız, yandaşlara dağıttınız’ denmiyor ki. ‘Niye bunu satmaya gerek duydunuz’ deniyor. Merkez Bankası’nın bütün dünya bankacılık teamüllerine göre döviz piyasalarına müdahalesi için belli koşulları vardır. 1- Spekülasyon vardır. Varsa söyleyin, kim yaptı? 2- Sağlıksız fiyat oluşması demek ya dövizde ya da TL’de alıcı veya satıcı yok olmuştur demek. Bunun da ispatı çok kolay. Hadi gösterin, kayıtlar açık. Albayrak döneminde bunların hiçbiri gerçeklemedi.”

Yazının tamamı burada.

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler